7 Ekim 2025 Salı

Vitor Frade ve Taktiksel Periyodikleşme

Fenerbahçe ve Portekizliler

Fenerbahçe’nin 29 Ağustos 2025’te Jose Mourinho ile yollarını ayırmasının ardından yaklaşık 4-5 saat içerisinde Başkan adaylarından Sadettin Saran seçilmesi durumunda Portekizli teknik direktör Sérgio Conceição ile anlaşacağını duyurdu.

Portekiz futbolu hakkında haberler yapan PortuGoalNet sitesinin haberine göre (https://portugoal.net/classics-topmenu/4305-the-top-10-portuguese-managers-of-all-time), Portekiz’in en büyük teknik direktörleri sıralamasında bir numarada Jose Mourinho var, daha yeni Fenerbahçe’den ayrıldı. İkinci sırada Jorge Jesus var, iki sezon önce Fenerbahçe’den ayrıldı. Üçüncü sırada da Sérgio Conceição var. Listede olmayan isimlerden Vitor Pereira Fenerbahçe’de iki ayrı dönemde iki ilginç sezon yaşayıp tatsız ayrıldı.

Peki Fenerbahçe neden Portekizli teknik direktör istiyor? Portekizli teknik direktörlerin alameti farikası nedir?

Fenerbahçe’nin neden Portekizli teknik direktör istediğine dair dedikodu haberleri ve farklı düşünceleri bir kenara bırakıp, yaşanmışlar ve olanlar üzerinden Portekizli teknik direktör konusunu konuşmakta fayda var. Portekiz futbolunun teknik direktörlerine baktığımızda karşımıza Vitor Frade çıkıyor. Kim bu Vitor Frade?

José Augusto Santos Vitor Frade

Vikipedi’ye göre José Augusto Santos Vitor Frade, daha çok Vitor Frade olarak biliniyor. Portekizli bir üniversite profesörü, spor antrenörü ve metodolog. Vitor Frade, Taktiksel Periyodikleşme olarak bilinen bir spor antrenman metodolojisinin yaratıcısı olarak ün kazandı. Bu metodolojiyi şu anda José Mourinho, André Villas-Boas, Paulo Sousa, Leonardo Jardim, Vítor Pereira ve Marco Silva gibi çoğunluğu Portekizli olan birçok teknik direktör kullanıyor. Yabancı teknik direktörler arasında Brendan Rogers ve Eddie Jones'u sayabiliriz. Bu nedenle, spor gazetecisi Carlos Daniel'e göre Vítor Frade, "Portekiz futbolunun en büyük sessiz devrimcisi"dir.

José Augusto Santos Vitor Frade Spor kariyerine futbolcu olarak başladı. 33 yaşına kadar profesyonel olarak oynadığı FC Porto kulübünün genç takımında José Maria Pedroto'nun antrenörlüğünü yaptı. Kramponlarını astıktan sonra antrenörlük kariyerine başladı, önce voleybolda (Avrupa Gençler Şampiyonası'nda Portekiz Milli Voleybol Takımı'nın üç antrenöründen biriydi). Vítor, Boavista FC (kısa dönemler baş antrenörlük de yaptı), Rio Ave FC, FC Felgueiras ve FC Porto da dahil olmak üzere birçok Portekiz Ligi futbol takımında yardımcı antrenör olarak çalıştı. Porto'da birçok ulusal şampiyonluk kazandı. (üç ulusal şampiyonluk, dört Portekiz Kupası ve dört Portekiz Süper Kupası). 1988 yılında takım sporları için bir spor-antreman periyodikleşme modeli geliştirerek, fikirlerini istenen Oyun Modeline göre uygulamayı amaçladı. Taktiksel Periyodikleşme adını verdiği bu modelde, fiziksel antrenman da dahil olmak üzere her antrenman seansı oyun modeline tabi tutuluyor. Yayınlanmış iki kitabı bulunuyor: 2015- Her Zaman "Ofsayt", 2019- İyileştirici Oyun: Politik Olarak Doğrucu Olanların Sınır Tanımayan Terapötik Anıları.

Portekiz futbolunun en büyük etki sahibi olarak kabul edilen Vítor Frade, Beden Eğitimi fakültesinden futbol dünyasında öne çıkan ve futbolu inceleyip geliştirerek edindiği bilgiyi pratiğe döken ilk isimlerden biriydi. Portekiz düzeyinde, üniversite mezunu antrenörlerin arkasındaki itici güç olarak kabul edilirdi; ardından Queiroz, Jesualdo, Mourinho vb. geldi ve şimdi bu antrenörlere güvenmek Portekiz'de moda haline gelmiş gibi görünüyor. "Eski kafalı" antrenörler geriledi ve bazıları da oldukça kalitesiz olan gençler ortaya çıktı. 

Vitor Frade için yapılan eleştirilerden biri Frade mi bir tez yazdı yoksa Porto Üniversitesi Spor Fakültesi mi onu tez yazmaya zorladı ve ortaya bu sonuç çıktı? Esasında konunun dayandığı yer şurası, kişi mi kurumu oluşturup etkisini büyüttü, yoksa kurumun planları dahilindeki bir kişi mi öne çıktı?

https://www.tacticalperiodisation.com/pt/vitor-frade/ internet sitesine göre, Vitor Frade hakkında şunlar yazılı, Taktiksel Periyodikleşme (periyodizasyon), uluslararası alanda José Mourinho, André Villas-Boas, Vítor Pereira, Luís Castro, Carlos Carvalhal ve daha birçok Portekizli antrenörün elde ettiği başarılarla tanınmaktadır. Futbolun, antrenmanın ve oyunun en büyük uzmanlarından ve düşünürlerinden biri olarak kabul edilmesinin nedenini anlamamızı sağlayan bir "başyapıt" olan "Vítor Frade Her Zaman Ofsayt" kitabının yazarı.

Vitor Frade

(https://www.nytimes.com/2017/04/26/sports/soccer/cybernetics-cesarean-sections-and-soccers-most-magnificent-mind.html)


Vitor Frade, medya ilgisi olmadan yaşadı ve devrimi içeriden yarattı. Soyunma odalarının ılık kokusunu, karatahta üzerindeki tebeşir kokusuyla birleştirerek, efsanevi dersler verdiği fakültede, yerel dilin her zaman kendine yer bulduğu, sürekli bir karmaşa içinde olan bir konuşmacının tipik özelliği olan uzun dersler, felsefeden, psikolojiden, tıptan ve özellikle de günümüzde onu bu kadar heyecanlandıran sinirbilimlerden ithal edilen iç içe geçmiş kavramlarla dolu bir bilgi seli oluşturdu. Kitap yazmayı reddetti, bunun yerine makaleleri tercih ediyor ve bunlara genellikle kafiyeli el yazısı notlar ekliyor. Bugün bile birkaç şanslı kişiye gayrı resmi olarak bu makalelerini veriyor. Ona ortodoks diyorlar, ama her şeyden önce, ikna olmuş, mütevazı olmadan alçakgönüllü, kendi bilgisini bilen, ama aynı zamanda motive olduğu sürece sıradan bir uzmanla tartışma alanına dalmaya da istekli. Ve rahatsız etmeyi seviyor, bu yüzden saatlerce süren benzersiz tartışmalar başlatmak için sorular biçiminde tartışma satın alıyor. (https://www.zerozero.pt/opiniao/vitor-frade-o-grande-i-influencer-i-/1273)

Taktiksel Periyodikleşme

"Oyunu okuyan oyuncular istemiyoruz, bu da birinin yazdıklarına tepki vermemiz anlamına geliyor. Oyunu kolektif olarak yazan oyuncular istiyoruz."

Portekiz'in en saygın gazetecilerinden Carlos Daniel, "Büyük Etkileyici Vítor Frade" başlıklı etkileyici bir haberinde onun hakkında şunları yazdı: Vítor Pereira bariz öğrencilerinden biri, Carlos Carvalhal da öyle, Jorge Jesus onu FC Felgueiras takım kadrosuna davet etti, Fernando Santos onun sayesinde antrenman konseptlerini değiştirdiğini doğruladı, Mourinho ve Villas-Boas onu yakından tanıyor, Luís Castro ömür boyu arkadaşı oldu, Paulo Fonseca Jesus'tan etkilendi ama herkesin eski ustadan dolaylı yoldan bir şeyler öğrendiğini kabul ediyor ve liste uzayıp gider.

Sonuç her zaman aynıdır: Onun gibi hiç kimse bu kadar çok teknik direktörü bu kadar derinden etkilememiştir. Vítor Frade, Portekiz futbolunun en büyük sessiz devrimcisidir.

Liverpool'da Jurgen Klopp'un yardımcı antrenörü Pep Lijnders, PSV'den Porto'ya altyapı futbolunu değiştirmek için geldi. Kendini de değiştirdi... Lijnders, Vítor Frade'de fikirleri prensiplere dönüştüren ve ona nasıl oynamak istiyorsan öyle antrenman yapmanın gerekliliğini fark ettiren adamı gördü. Bireysel gelişim uzmanı olarak buraya çok genç yaşta gelen Hollandalı, esas olanın kolektiflik olduğuna inanarak ayrıldı.

·        Nasıl oynamak istiyorsan öyle antreman yapmalısın.

Bir futbol düşünürü olarak, metodolojisine sürekli olarak yeni evrimsel kavramlar ekler. Kendisi ve düşünceleri sürekli evrim halindedir. New York Times'da yayınlanan ve düşünceleri hakkında derinlemesine bir röportajda belirttiği gibi, "Sibernetik, Sezaryenler ve Futbolun En Muhteşem Zihni" başlıklı röportajında ​​şöyle diyor: "Ne zaman bir şey okusam, bunun futbola nasıl uygulanabileceğini düşünürüm," dedi. "Biyoloji veya epigenetik olsun, bu doğrudur. Her zaman futboldur.”

Taktiksel Periyodikleşme, doğrusal olarak, antrenman dönemlerini tutarlı bir taktik matrisine (oynanacak oyunun düzenine) tabi tutmayı içerir. Dünya çapında doktora tezlerine ilham veren ve bu terimlere çevrilmesi kolay olmayan bir karmaşıklığı içeriyor. İyi bir başlangıç, özgüllük kavramını anlamaktır: Eğer futbol belirli bir oyunsa, o oyuna hazırlık da belirli olmalı ve diğer sporlarla ortak olmamalıdır. Futbol futboldur. Ve oyun ve antrenman birbirinden ayrılamaz.

Yarattığı metodolojiyi ve yarattığı etkiyi anlamak kolay değil!

Peki neden kamuoyunda ondan bu kadar az bahsediliyor? İki temel sebepten: Yarattığı metodolojiyi ve dolayısıyla yarattığı etkiyi tam olarak anlamak gerçekten kolay değil, ayrıca tanıtım yapmaktan kaçınıyor ve neredeyse tüm röportajları reddediyor. Frade'e göre yaklaşımı, bir yönetim felsefesi, kişisel bir dogma ve bir inanç sisteminin bir araya gelmesinden oluşuyor. Bir oyun tarzından çok, bu ofiste, bu üniversitede tasarlanıp geliştirilen, ancak artık dünyanın dört bir yanından hayran kitlesi edinebilen bir düşünme biçimi.

Frade, yalnızca son aylarda (Nisan 2017) Avustralya, Brezilya, İngiltere ve İskandinavya'dan gelen ziyaretçilerin yanı sıra başka ülkelerden de ziyaretçileri ağırladı. Zaman zaman bir arkadaşının yardımıyla, çalışmalarına ilgi gösteren herkes için bir e-posta kampanyası düzenliyor. Bu e-postanın Mourinho da dahil olmak üzere 542 kişiye ulaştığını söyledi. Frade'nin öngördüğü şekliyle oyun, bir Rubik Küpü'nden pek de farklı değil: Bir menajerin yaptığı her şeyin, her turda, başka bir sonucu var. Tek bir tarafı düzeltmeye çalışırlarsa işe yaramaz; sorun bütünüyle ele alınmalıdır. İşte bu nedenle Frade'nin metodolojisi -Mourinho ve diğerleri tarafından kullanıldığı şekliyle- belirli fiziksel, taktiksel veya teknik antrenman seansları, ayrı kondisyon antrenörleri veya Pep Guardiola'nın yaklaşımının temelini oluşturan rondo, tek dokunuşlu pas oyunu gibi yapay beceri egzersizleri olmaması gerektiğini öngörüyor. Frade, oyunun her yönünün birbiriyle bağlantılı olduğunu ve bu şekilde ele alınması gerektiğini savunuyor. Her şey olası oyun içi senaryolarla ilgili: genel dayanıklılığı artırmak için koşmak yok; sadece belirli anlarda ihtiyaç duyulabilecek dayanıklılığı artırmak için koşmak var. Pas pratiği yok; sadece hangi pasın ne zaman gerekli olduğunu çalışmak var. Antrenmanlar asla yumuşak geçmiyor; tüm antrenmanlar sahadaki oyuncu sayısının izin verdiği ölçüde hızlı ve zorlu bir şekilde gerçekleştiriliyor. Üstelik senaryo da yazılmıyor. Oyunculara ne yapacakları söylenmiyor; onlara bir problem veriliyor ve bunu kendi başlarına çözmeleri teşvik ediliyor. Frade, "Önemli olan süreç," dedi. "Cevapları kendileri bulmalılar."

Haftanın antrenmanı, Frade ve öğrencilerinin "morfosiklik" adını verdiği bir sistem tarafından yönetiliyor. Sezon boyunca her gün oyunun belirli bir yönüne ayrılıyor: Örneğin salı günü, topa sahipken ne yapılacağı, çarşamba günü top oyun dışındayken ne yapılacağı, perşembe günü rakibin güçlü yönleri vb. (bu konunun detayları yazının sonuna eklendi). Antrenmanlar haftadan haftaya, rakipten rakibe değişebilir, ancak her zaman antrenörün yol gösterici ilkelerini pekiştirecek şekilde tasarlanmalıdır: Bir takımın kimliği, belirli bir rakibi bastırmak için tehlikeye atılmamalıdır. Frade, "Bir bukalemun renk değiştirir," dedi, "ama bukalemun olduğunu asla unutmaz." Bu, periyodikleşme otomatik takımlar yaratılmak istendiği anlamına gelmez. Mourinho, Frade sisteminin en tanınmış savunucusu olduğu için, taktiksel periyodikleşmeyi tanımlanırken savunmacı ve boğucu bir üne sahip olduğu söylenebilir. Frade bu eleştiriyi reddediyor. O, herhangi bir tarzın taraftarı değil. Şu anda hayran olduğu takımlar -Chelsea, Juventus, Bayern Münih ve Napoli- kendi fikirlerini en iyi bilen, bir fikri olan ve onu hayata geçirmek için yola çıkan takımlar. "Hücum futbolu veya defansif futbol diye bir şey yoktur," dedi. "Top sizdeyken, onu kaybettiğinizde ne olacağını düşünmelisiniz. Top sizde olmadığında ise, geri aldığınızda ne yapacağınızı bilmelisiniz."

Oyun, yalnızca onun zihninde, bir bütün olarak var olur. Sisteminin nasıl uygulanacağı tamamen onu yönlendirenlerin yorumlarına bağlıdır. İster Mourinho'nun ihtiyatı, ister Villas-Boas veya Rodgers'ın coşkusu olsun, yaratıcıları, akıl hocaları bunu umursamaz. İcadının yalnızca bir şeyle sınırlı kalmasını istemez.

Morsofik, Morsofiklik, “Desen Morsofikli” ne demek?

İlk olarak Morsofik kelimesini Türkçe açıklamak gerekiyor ki, burada etimolojik olarak açıklamamız ve birebir denk gelen bir kelimeyi bulmamız oldukça zor. Bunun yerine detaylı açıklama olarak ele alırsak,

Morsofik: Maçlar arasındaki zamanda, takımın benimsediği oyun istemini, oynama stilini ve takım kimliğini sürekli ve sabit bir form içinde ifade eden tekrarlamalardır. Her haftanın yapısı—antrenman biçimi, sıralama, yoğunluk—genellikle sabit kalır; yalnızca içeriksel unsurlar (görevler, oyun durumları) çeşitlilik gösterir. Aynı zamanda bu yapı, daha temel düzeydeki sezonluk planlamanın etkisel yansımasıdır.

Bir takımın sezonun bütünündeki dizilişi, hücum, savunma aksiyonları, pozisyon değişimleri gibi oyunun içine ve antrenmanına dair temel yapının oluşturulurken bu bütündeki parçaların yavaş yavaş, adım adım, teknik direktörün tercihine göre hızlı ya da yavaş, toplu ya da topsuz ve tahmin edilemeyecek anlardaki bireysel çözümler olarak oyuncu düzeyindeki otomatikleştirilmesine verilen fiziksel ve ruhsal uyum demektir. O kadar çok tekrarlanacak ve sonrasında hissedilecek ki, periyodikleşme tamamlanacak ve amaca ulaşılacaktır. Bu amaca ulaşılırken de teknik direktörün Morfosizmi temel, antrenmanları araç, oyuncuların bireysel yetenekleri de anahtar olacaktır. Daha detaylı bir açıklama için bknz. (https://www.amazon.com/Tactical-Periodization-Vs/dp/9878370453)

Taktiksel Periyodikleşme

https://www.tacticalperiodisation.com/pt/2023/09/28/what-is-tactical-periodisation/ sayfasına göre, Taktiksel Periyodikleşmenin ne olduğu, bir parça (bölüm) olarak ne yaptığınıza bağlıdır. Herkes için süreci yönlendirirken aynı zamanda her birinin bireysel olarak gelişmesine ve böylece sürece müdahale edebilmesine olanak tanınmalıdır. Bunun böyle işlemesi için bir oyun tarzına, sistemli bir yola ihtiyacınız var ve bu çeşitlilik, fikir kadar iyi ve Metodolojik İlkeleri deneyimleyerek elde edilebilir olmasına bağlıdır.

İyi oynamak ne demektir?

Bazen başarabilirsiniz, bazen o fikri oluşturan bazı şeylerle, bazen de başka şeylerle daha fazla ilgilenerek başarabilirsiniz. Ancak asıl amaca ulaşabilmesinin rotası belirli bir hiyerarşi içinde mevcut olması gerekir. Bu yön duygusunun kaybı ancak kolektif matris hakkında önceden bir fikir olduğunda ve zaten öncesinde çalışıldıysa önlenebilir. Örneğin bu düşme/kaybetme konusunda da olur! Bu bir ceza değildir. Bu bir sürecin tamamının aşamalarıdır! İster bir, ister on, yirmi, otuz beş olsun, her zaman Metodolojik İlkelerin mantığına uyar. Aksi halde Taktiksel Periyodikleşme olmaz!

Taktiksel Periyodikleşmeye dair José Mourinho ile birlikte en üst seviyede 17 yıl geçiren Rio Faria, her şeyin oyuna dair net bir fikre sahip olmakla başladığını, bu olmadan ne eğitimin ne de gelişimin mümkün olmadığını savunuyor. Youtube’daki (https://www.youtube.com/watch?v=n4HeQ5k1-6w&ab_channel=ModernSoccerCoach) bu 1 saat 5 dk’lık röportajda bahsedilen dikkat çekici ifadeler şunlar:

İlk 45 dk boyunca rakip ortasahayı geçemiyorsunuz ve devre arasında bunu nasıl aşacağınızı düşünüyorsunuz. İstatistikler gösteriyor ki kaleciden pasla çıkıyorsunuz. Ama kaleci ilk pası verdiğinde savunma oyuncunuz direkt uzun vuruyor. Ama istatistikler kalecinin kısa oynadığını gösteriyor. Bu anlamda bugünkü istatistikler bazen sadece sayıyı ifade edebiliyor. Sadece bu sayılara göre kararlar veremezsiniz. Ama sayılar da bir şey söyler. Bu noktada oyunu anlamanız lazım. Oyuncularınızın da oyunu anlaması lazım. Saha kenarında duran bir teknik direktör her şeyi yönetemez. Oyuncuların da oyunu hissetmesi ve karar vermesi gerekiyor.

Jose Mourinho ile beraber Chelsea’de, İnter’de, Real Madrid’de kaç farklı, hangi metodolojileri kullandınız? Aslında her üç takımda, ülkede, kültürde temel düşüncelerimiz aynıydı. Hep aynı şeyi yaptık, sadece kültüre göre ufak tefek düzelmelerde bulunduk. Örneğin 2004’te Chelsea’ye geldiğimizde oyuncuların endişeleri vardı, alışkanlıkları vardı. Koşuya çok yatkınlardı. Hep koşuyorlardı. Biz fitness antrenmanlarını değiştirince bazı oyuncular benimle fiziksel olarak hazır olmadıklarına dair endişelerini paylaştılar. Tamamen oyuna konsantre olmalarını, kendilerine, yeteneklerini geliştirmeye odaklanmalarını söyledim. Sadece buna inanın. İyi yapmaya bakın. Eğer oyuncularınız sezonun başındaki henüz ilk maçlarda kendilerini iyi hissederse bu özgüvenlerini de arttıracaktır.


Muhabir “Antrenörlüğe bu sene başladım, ama şu çok zor, antrenmanda bir şeyler yapıyorsunuz, sonra maç başlıyor ve hiçbir şey göremiyorsunuz, sanki her şey uçup gitmiş.” Rui Faria “Neyde iyi olduğunuza, neyi iyi yaptığınıza, neyi tekrar ettiğinize inanmalısınız. Antrenman sahasında 1.5 saatiniz var, ne yapmak istiyorsunuz, ne çalışmak istiyorsunuz, temel olarak sadece futbol oynamak istiyorsunuz. Futboldaki yeteneklerinizi geliştirmeniz gerekiyor. Futbolla ilgili bir şeyler yapmalısınız. Örneğin büyük piyanistler piyanonun etrafında koşmazlar ya da parmaklarıyla şınav çekmezler. Çalmaya odaklanırlar. Bu mantık, bu düşünce de sizin futbol oynamanıza dair futbola dair antrenmanlarınızı oluşturmalı. Bugünlerde internette her şey var. Her türlü antrenmanı bulabilirsiniz. Ama bir mantığı olmalı. Siz ne yapmak istiyorsunuz?

Bugünlerde internette çok fazla görüyoruz, 12 yaşındaki çocuklar spor salonlarında dayanıklılık ve güç çalışıyorlar. Ama sıradışı oyuncular olmadığını da görüyoruz. Çünkü çocuklar oyunun temel gerekliliğini sağlamaya çok fazla odaklanıyorlar. Benim temel düşüncem böyle çalışmayı yansıtmıyor. Benim temel düşüncem bütünün içerisinde nitelikli bir çalışma. İnsanlar “hadi spor salonunda güç çalışalım” diye düşünüyor olabilir, ama spor salonunda nitelikli bir çalışma olamaz. Özgünlük, nitelik oyunun içinde olmalıdır.

·       Ben de spor biliminden gelen biriyim. Spor bilimini reddedemem. Bir sürü spor bilimi ve bilimcisi var, çok fazla. Hani bir söz vardır, tecrübe kazandıkça ne kadar az bildiğini anlarsın. Ama ne kadar detaya sahip olursan ya da parçaları bütünden ne kadar ayırırsan, oyundan futbolcuya, futbolcudan fiziksel gelişmeye, fiziksel çalışmadan felsefeye geçiş yaparsın. Sonunda bir şeyin uzmanı olursun ama bence bu büyük bir sorun. Çünkü oyuncu en sonunda sana gelir, rakamları söyler, bak bunu böyle yaptım, bunu en iyi ben yaptım, bunu en çok ben yaptım, teknik direktöre söyle bunları derim. Çünkü oyun (maç) nihayetinde acımasızdır. Zihinsel olarak, duygusal olarak hazır olmalısın. Oyuncu rekorlara, sayılara o kadar takılmıştır ki, bi dur diyemezsin. Bunu ona anlatmak imkansızdır. Ama bu her şey değildir. Evet bilgi, veri önemlidir ama bunu doğru zamanda, doğru yerde yapmalısın. Maçın tamamından önemli değildir.

·     Günümüzde bazı takımlarda 30 spor bilimcisi, analiz uzmanı var. Ama takımda 25-26 futbolcu var. Doğal olarak bu kişiler “Biz de çalışıyoruz” demek istiyorlar. Tabii ki gelişim gösteren her kas üst seviye performans için önemli bir detay ama antrenörlüğün bir mantığı, sistemi (metodolojisi) olmalı. Önemli olan sahaya neyin yansıdığı. Futbolcudan önce hepimiz birer insanız. Fiziksel, bilimsel, analiz olarak gösterilenlerin yanında mental olarak hazır olmak çok önemlidir. Bireysel oyuncu performansını inanılmaz etkiler.

·   (Mourinho sonrası Manchester United oyuncularının GPS kullanımından vazgeçilmesi ve Premier Lig’de bu sistemi kullanmayan tek takımın ManUtd olması) Tabii ki bilime karşı değiliz ama bu veriler bazen yanlış, bazen tamamen hatalı çıkıyordu. Buna rağmen oyunculara etkisi çok büyük oluyordu. Oyuncuların gelişimini kontrol edebiliyordum. GPS’e ihtiyacım yoktu. Belki de eski kafalıydım. Sonrasında Simon’dan oyuncuların durumlarını kıyaslamasını istedim ve oyuncuların bizimle olduğu 2 yıldaki performansı (GPS’siz dönemde) öncekilerden daha iyiydi. Tabii ki yine de ve hala GPS’e karşı değilim. Fakat her türlü sayısallaştırmanın, rakamlaştırmanın oyuncuların canını acıttığını gördüm. Faydadan çok acısı oluyor.


·       Bazen dizilişler önemli değil, dinamizm daha önemlidir derler. Doğru! Diyelim biz 433 ya da 4231 oynuyoruz, rakibinin nasıl dizildiğinden ziyade seni nerede nasıl daha etkili, dinamik karşıladığı önemli olabiliyor. Dinamizm, senin dizilişini önemsizleştiriyor. Ama dizilişin boşlukları çok fazla etkiliyor. Örneğin İtalya’da diziliş çok defa dinamizmi de etkiliyor. İtalya’nın kültürü dizilişi zorluyor. Sadece dizilişin üzerinden pozisyonlar bulabiliyorsun. İtalya’da şunu deneyimledik, oyunu değiştirmek adına dizilişi değiştirince rakip de hemen, anında buna cevap veriyordu. Oyuncuların diziliş değişikliklerine karşı koyma ve anlama uyumu, reaksiyonu çok iyiydi.

·     Kalabalık bir yönetim kadrosuna inanmıyorum. Ama bu sadece benim fikrim. Çünkü daha fazla insan, daha çok veri, daha karmaşık demek. Bence bir ekip lideriniz olduğunda, düşünceleri net bir lideriniz olduğunda, bazı özel alanlardan sorumlu ekibinizin katkısı ile her şey daha uyumlu oluyor. Alanınızı bilirsiniz. Her şey belli ve az sayıda kişinin katkısından gelmeli. Eğer her alandan sorumlu çok fazla kişi olursa, benim düşünceme göre, büyük bir dağınıklık demek.

·     Günümüzde her yerde çok fazla bilgi, veri ve kurs var. İyi bir antrenör olabilmek için bir teorin ve yöntemin (metodolojin) olmak zorunda. Takımını çalıştırabilmen için, gelişimini inşa edebilmen için onlara önderlik edebilmek için teorinin ve yönteminin olması seni büyük yapacaktır. Teorin çok iyi ise zannetme ki iyi bir antrenör olacaksın. Eğitimin birinci aşaması insanlara dokunmaktır. Tepede, en başta bir düşüncen olmalı. Bu düşüncenin çevresinde bunu gerçekleştirecek antrenör ekibi, futbolcularına aktarabilmen ve sana bu yönde, seninle aynı yönde düşünebilen yardımcıların olmalı. Tepedeki, en baştaki düşüncenin üstüne bunu baskılayacak şekilde bilimsel verileri ve spor bilimini koymamalısın.

·        İnsanlar bugünlerde şöyle konuşuyor, futbol deparlı bir oyun. Futbolda depar her zaman vardı. Bugünlerde çok fazla, belki de gereğinden fazla depar atıyoruz. Çocuklara bakarsanız buna erişebilmek için sırtlarına GPS takıyorlar. GPS sanki krampon gibi bir şey. Kramponların oyununu etkiler ama GPS’in etkilemez. Öyle bir kültür oluşturuyoruz ki, sayılara yetişmeye çalışıyoruz. Belki de sayılar futbolun davranışlarından, gerekliliklerinden daha önemli olabiliyor. Günümüzdeki büyük, önemli birçok isme sorduğunuzda göreceksiniz ki spor salonuna, gym’e, fitness’a gitmekten hoşlanmıyorlar. Sahada olmak istiyorlar. Top oynamak istiyorlar. Onların kalitesini gösteren sahada olmak, kalitelerini geliştiren sahada olmak.

Luciano Vulcano


1988 doğumlu İtalyan Luciano Vulcano, 27 yaşında İnter’de Stefano Pioli’nin maç analisti olarak kariyerine başladı. 2017’de Fiorentina’da analiz sorumlusu oldu. 2019’da Milan’da Teknik Çalışma Antrenörü olduktan sonra 2024 yılında ise Al Nassr’da Stefano Pioli’nin yardımcı antrenörlüğünü yaptı. Stefano Pioli nereye giderse Vulcano’yu da yanında götürdü. Vulcano 2025 yılında kendi yolunu çizerek Sunderland’de Regis Le Bris’in yardımcı antrenörlüğünü yapmaya başladı ve Pioli’den ayrıldı.

Vulcano 2021-2022 yıllarında 74 sayfalık “Taktiksel Periyodikleşme, Futbol Bir Oyun Modelinin İşleyişiyle Düzenlenir” çalışmasını yayınladı. (https://www.figc.it/media/187790/vulcano-luciano_english-version.pdf) Vitor Frade’nin Taktiksel Periyodikleşme’sinin şifrelerini ararken bu çalışmanın bize anlattıklarına bakacağız.

“Taktik Periyodikleşme, Futbol Bir Oyun Modelinin İşleyişiyle Düzenlenir”

Futbol antrenman metodolojisinde oyuncu bölünmez bir birim olarak kabul edilir. Bu nedenle, antrenmanın teknik, fiziksel ve psikolojik açıdan futbol performansını oluşturan dört boyutun işlevsel bir şekilde birbirine bağlanmasını içermesi gerekir. Bu çalışmada, Porto Üniversitesi'nde (Portekiz) son kırk yılda incelenen ve kavramları futbol takımlarının hazırlanması için planlama ve programlama sınırlarının ötesine geçmeyi hedefleyen yeni bir metodolojiyle ilgili bibliyografik materyal üzerinde bir çalışma yürütülmüştür. Takım sporlarının karmaşık yapısı, taktiksel boyutun bu karmaşıklığı okumanın, analiz etmenin ve ona yanıt vermenin anahtarı olarak önemini vurgular. Teori, taktikleri rekabetçi hazırlığın çekirdeği ve dolayısıyla diğer performans alanlarının dayandığı merkezi unsur olarak görür. Taktiksel periyodikleşme tam da burada doğar. Oyuna daha yakın bir vizyona odaklanan yeni bir metodolojidir.  Taktiksel periyodikleşme, takım futbolunun ihtiyaçlarına sadıktır. Belirli bir oyun modelinin dikkatli bir şekilde seçilmesi ve çalışır hale getirilmesiyle elde edilir. Ayrıca, teorik modeli (oyun prensiplerine dayalı) gözlemlenebilir ve tekrarlanabilir davranışlar şeklinde kendini gösteren prosedürleri uygulamalara dönüştürür. Böylece antrenman, futbol gibi karmaşık bir spor pratiğinin bileşenlerinin ayrılmazlığını analitik olarak değerlendirmeye gerek kalmadan, maçta elde edilmek istenen oyunun kavramsal modelini 'simüle etmenin' mümkün olduğu bir alan haline gelir. Günümüz antrenman planları, taktik alana kıyasla ağırlıklı olarak fiziksel alana odaklanmaya devam etmektedir. Bilinçli bir oyun kimliğinin geliştirilmesinin aleyhine olarak, bir dizi fiziksel becerinin geliştirilmesine öncelik vermektedirler.

Antrenmanın fiziksel bileşeninin yanı sıra diğer odak alanlarının da taktik boyutun etkisi altında ele alınacağı dinamik planlamaya dayalı bir oyun modeli ve süreç oluşturarak taktik boyuta büyük önem vermektedir. Bu nedenle, bu tezin amacı, futbolda kullanılan metodolojiler ile taktiksel periyodikleşme (TP olarak da bilinir) arasındaki önemli farklılıklara, TP'nin nerede ve neden ortaya çıktığına, TP'nin futboldaki performans bileşenleri üzerindeki etkilerine, bir oyun modelinin oluşturulması ve organizasyonuna, antrenmanı düzenleyen metodolojik ilkelere, Morfosikl'ün yapısına ve içeriğine, TP'ye göre fiziksel odak alanına, bu metodolojinin yeni koşullarla nasıl yüzleştiğine ve tüm bunların Portekiz'den gelen bu yeni yaklaşımla incelenmesine dayanmaktadır. Futbol, ​​doğası gereği karmaşık ve öngörülemez bir olgudur, bu nedenle teknik direktörün oyun durumlarına tanımlanabilir referanslar sunması, yani takıma net bir oyun tarzı aktarması ve böylece istikrar ve organizasyon duygusu geliştirmesi gerekir. Amaç, oyunun karmaşıklığının doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıkan öngörülemeyen zorluklarla güvenle başa çıkmaktır. Futbolda antrenman söz konusu olduğunda, etkili bir metodolojik planlamaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Taktiksel Periyodikleşme

Periyodikleşme, bir spor sezonu boyunca antrenman sırasında fiziksel iş yüklerini aylık, haftalık ve günlük döngüler halinde belirlemek, değiştirmek ve dağıtmak anlamına gelir. Bu sayede, seansları, iş yükü/toparlanma sürelerini ve önceden belirlenmiş aylık hedeflere ulaşmak için gereken kaynakları verimli bir şekilde yönetmek mümkün olur.

Oyunun Dört Boyutu

Fiziksel, teknik, taktik ve psikolojik antrenmanın ortaya çıkışı şekillenir. Her bir parçayı ne kadar iyi bilirseniz, bütünü de o kadar iyi tanıyacağınız düşüncesiyle, bireysel yönlerin bilgisini etkiler. Buna rağmen oyun dayandığı bariz faktörler kümesinden daha fazlası olarak kabul edilir. "Bütünün veya bir sistemin düzeni veya organizasyonu, parçalarının 'bütünün' birbirinden ayrı olarak düşünüldüğünde 'sunabileceği' şeyin ötesine geçer." (Frade 1985, Faria tarafından aktarılmıştır, 1999)

"Bütün, bütünün içindeki parçadadır" (Morin, Moigne tarafından aktarılmıştır, 1994).

Bu nedenle sporcunun, futbolcunun bölünmez bir işlevsel birim olarak değerlendirilmesi gerekir. Dolayısıyla tüm eğitim süreci analitik çalışmanın tipik ayrımından kaçınarak, futbol performansını oluşturan dört boyutun eş zamanlı eğitimine odaklanmalıdır. Bu genel performansın gelişimini destekleyen ve oyunda meydana gelen gerçek koşulları bütünsel olarak yeniden üreten bir süreçtir. "Teknik, taktik ve fiziksel niteliklerin toplamına yönelik bir eğitim süreci sağlamak, en iyi ihtimalle, birbirleriyle rekabet ettikleri için oyunun gerçekliği açısından yetersiz kalan motorik davranışların içselleştirilmesiyle sonuçlanacaktır. Bu davranışlar, eğitim durumlarını karakterize edenlerden farklı sinyallere ve uyaranlara bağlı olacaktır." (Queiroz, 1982)

Taktiksel Periyodikleşme, 29 Eylül 1944'te Vila Franca de Beira'da doğan ve Vitor Frade olarak da bilinen parlak zekâlı Profesör Victor Manuel da Costa Frade'den doğdu. Bu metodoloji, o zamana kadar neredeyse tüm spor dallarında teorik ve metodolojik kuralları belirleyen önceki antrenman mantığına kıyasla farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Yaklaşık kırk yıl önce Portekiz'de Porto Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi'nde geliştirilen taktiksel periyodikleşme, José Mourinho, André Villas-Boas, Carlos Queiroz, Paulo Sousa ve Vitor Pereira gibi prensipleri tamamen veya kısmen uygulayan antrenörlerin elde ettiği sportif sonuçlar sayesinde bilinir hale geldi. İsim, spor alanında çalışan herkesin iyi bildiği kelimelerden oluşuyor; Ancak Oliveira'ya (2007) göre tamamen yeni bir yorum getiriyor: "Periyodikleşme, istenen oyun stiline ulaşmak için gereken süreyi ifade eder. 'Taktikler', oyun içi karar vermeyi ifade eder ve bu nedenle taktiksel bir özelliktir. Kararlar, ister bireysel ister kolektif olsun, davranış kalıplarına (etkileşimlere) göre farklılaştırılır ve bu nedenle soyut olarak değerlendirilmemeli, daha ziyade ilişkisel veya kasıtlı davranış matrisine dahil edilmeli ve dolayısıyla bağlamsallaştırılmalı ve takıma özgü olmalıdır."

Maciel'e (2010, Tamarit tarafından alıntılanmıştır, 2013) göre: "Taktiksel periyodikleşme adı, bir periyodikleşme olduğu veya daha doğrusu sezon boyunca belirli bir oyun stilinin veya belirli bir 'taktiğin' bilgisini edinmek ve belirli bir kolektif kasıtlılıkta gelişmek için gereken süre olduğu için haklıdır."

Taktiksel periyodikleşmeyi ilk kez ortaya atan Frade'e (2010, Tamarit tarafından alıntılanmıştır, 2013) göre: "Taktiksel periyodikleşme isminin seçilmesi kışkırtıcıdır çünkü bir periyodikleşme veya belirli bir çerçeveyi tamamlamak için belirli bir zamanın kullanılması söz konusudur; ancak bu periyodikleşme 'taktiksel' ise, zaman taktiksel bir hedefe ulaşmak için kullanılır. Aslında, taktiklerin anlamı normalde ona atfedilen anlamla örtüşmez, ancak oyunun tamamen örgütsel (kollektif) ve kasıtlı bir yönü olduğu ve bir takımın oyun dinamikleri içindeki prensiplerin özümsenmesini içerdiği ortaya çıkar. Eğer bu oyun kalite gerektiriyorsa, inşa edilmesi daha uzun sürecektir. Bu nedenle, başlangıçta ona verdiğim ismin, yani tam olarak taktiksel periyodikleşmenin, periyodikleşmiş taktiksel olmadığını iddia edecekleri için eleştirmenleri kışkırtacağını biliyordum. Ve amacım, farklı bir şekilde ortaya çıkmasıdır, çünkü Düşünce çizgisine göre, uygulanan tüm periyotlamalar fiziksel boyuta ve koşullu kapasitelere odaklanmanın bir işlevidir. Ancak bu, kapsayıcı bir taktik boyutun bir işlevidir."

"Taktik fiziksel bir boyut değildir, teknik değildir, psikolojik değildir, ancak kendini gösterebilmesi için üçüne de ihtiyaç duyar." (Frade, 1996) Taktiksel periyodikleşme, oyunun ayrılmaz bütünlüğü ilkesine saygı duyar ve her egzersize futbol performansını oluşturan dört boyutu dahil eder.

-         Taktik çalışma,

-         Teknik çalışma,

-         Zihinsel çalışma,

-         Fiziki çalışma.

Bilgi edinme ve futbol becerilerini geliştirme zorunlu olarak bütünsel olarak ele alınmalı olsa da performansı oluşturan dört boyut eşit ölçüde değerlendirilemez. Ele alınan egzersize göre bir hiyerarşi gereklidir. Oyun modeli tüm sürecin referansıysa, taktik boyut her zaman egzersizlerin yol gösterici ışığı olarak hizmet edecek, diğer faktörler ise hak ettikleri özel ilgiye orantılı olarak ortaya çıkacaktır. Profesör Vitor Frade, "Taktikler fiziksel, teknik veya psikolojik bir boyut değildir. Taktiklerin kendini göstermesi için üç boyuta da ihtiyacı vardır" der. Amieiro, Oliveira, Resende ve Barreto (2009) da aynı görüşü paylaşmaktadır: "Herhangi bir teknik veya fiziksel eylemin her zaman altında bir taktiksel niyet vardır." Bu, dört aşamanın her birinde açıkça tanımlanmış bir taktik kültüre sahip olmanın ve futbolun bu anlarına dayanarak maksimum tutarlılığı (oyun modelinin uygulanması/sunumu) sağlama çabasının önemini vurgular.

Şimdi Portekizli teknik direktör José Mourinho'nun (Amiero, Oliveira, Resende, Barreto, 2006'dan alıntı) sözleriyle, kapsamlı bir taktik boyut ve bunun dönemsel bir şekilde uygulanması söz konusu olduğunda vizyonun ne olduğunu açıklayalım. "Taktikler, takımdan elde etmek istediğiniz, takımın düzenli olarak uygulamaya koyması gereken davranışlar kümesini temsil eder. Bu ilkeler kümesi oyun modelini şekillendirir. Eğitim gerektiren belirli bir davranış kültürünü temsil eder ve zamanla inşa edilen bir varlıktır. Bir takımdaki en önemli şey, belirli bir oyun modeline, bir dizi oyun ilkesine sahip olmak, bunları iyice bilmek, hangi on bir tanesini oynamayı seçersem seçeyim iyi yorumlamaktır. Takım olarak oynamak, bir organizasyona, oyunun dört aşamasında tüm oyuncuların aynı hedefi aynı anda düşünmesini sağlayan belirli kurallara sahip olmak anlamına gelir. Böyle bir nihai hedefe zaman, çalışma ve huzurla ulaşılabilir. Bir oyuncunun bilgi edinmesi ve istediğini yapmaya çalışması, bir diğer şey de bunu bir takım olarak yapmasını sağlamaktır. Bunun için zamana ihtiyacımız var."

Taktiksel Periyodikleşme metodolojisinin geleneksel metodolojilerden ne kadar farklı olduğu açıktır. Aslında, takımın oyunda durumlara ve anlara göre uygulayabilmesi için deneyimsel eğitim yoluyla aşılaması gereken davranış ve ilişki dinamiklerini ele alır. Bu, taktiklerin bağlam dışı bir biçimde eğitilmiş, kapalı ve önceden belirlenmiş mekanizmalarla sınırlı olduğu statü ile keskin bir tezat oluşturur. Başka bir deyişle, bir oyundaki bağlamsal müdahale, oyuncuların kendilerini tutarlı bir şekilde ifade etmelerini engelleyecektir. Bir takımın sergilediği oyun, kendiliğinden gelişen veya doğal bir olgu değildir. Bir takımın kendine güvenen ifadesi, şansın bir sonucu olmadığı gibi, soyut ve bilinçli bir öz-örgütlenme çabası da değildir. Bu özellikler, oyunun eğlenceli yönünün özünü ifade etmek için çocuklar ve gençler arasında sokak futbolu oynanan sahalarda görülür. Profesyonel bir takımın oyunu, teknik direktörün oyun fikrini aktardığı yapılandırılmış bir yaklaşımın sonucudur.

Oyun modeli, teknik direktörün oyunu yorumlamanın kesin bir yolunu bulmak için yaptığı araştırma sayesinde elde edilir ve teknik direktör, futbol kültürüne dayanarak belirli niyetleri belirler. Bir takımın oyunu, organize bir sürecin ötesine geçer. Bir teknik direktörün oyun modeline gelince, hiçbir şey rastgele gerçekleşmez. Oluşturulduğu anda, teknik direktör neyi başarmak istediğini ve oyun fikrinin nasıl gerçekleştirilmesini istediğini bilir. Bu, farklı futbol oynama biçimlerinin ve oyun stillerinin var olmasının nedenini açıklar. Her teknik direktör, oyuna dair kendi fikrini oluşturur ve sistemleştirir. Teknik direktör, takımın dört aşamanın her birinde uygulayacağı davranışları tanımlamalı ve oyunu ilkeler ve alt ilkeler halinde yapılandırmalıdır. "Oyun fikri olan teknik direktör, yeni bir ortamla karşı karşıya kaldığında: kültürüyle yeni bir ülke, tarihi ve hedefleri olan yeni bir kulüp, kendi fikirleri ve deneyimleriyle yeni oyuncular, bu oyun fikri bu faktörlerden güçlü bir şekilde etkilenecektir. Zeki bir teknik direktör, oyun fikrini koşullara göre şekillendirecek, oyun fikrinin yapısını koruyacak ve maruz kaldığı yeni ortamda tutarlı kalacaktır (yalnızca verimli ve etkili olma amacıyla). Bu iki faktör, yani teknik direktörün oyun fikri ve ortam etkileşime girdiğinde, oyun modeli oluşur. Teknik direktör takımının idealin ötesinde oynamasını istediği oyundur. Takımın karşılaştığı gerçekliği de hesaba katar. Bu, başlangıçtaki oyun modeli olarak “kolektif bir oyun kimliği fikri” yalnızca teknik direktörün değil, takımın parçası olan herkesin sahip olduğu bir kimlik, yani kolektif oyun sahipliği olacaktır." Bu nedenle karşılaşabileceğimiz çeşitliliğin ve zorlukların farkında olmalıyız.

Futbol, ​​sürekli değişim içinde gelişen bir boyutu temsil ettiğinden, oyunun hem kısa hem de uzun vadede farklı durumlara evrilmesini ve uyum sağlamasını sağlamak için, başlangıçta gerçekleştirmek istediğimiz orijinal oyun fikrine göre değişiklik ve uyarlamalar yapmaya istekli olmamız gerekecektir. Sonuç olarak, ayarlamalar yapmak bir hata veya kimlik kaybı olarak değerlendirilmemelidir. Aslında, oyun modelini daha iyi donatmak ve takımın ihtiyaçlarına göre gidişatını desteklemek için bazı marjinal unsurları (alt ilkeler ve alt ilkeler) değiştirmek faydalı olacaktır. Bu, oyun modelinin asla bitmiş olarak kabul edilmemesini sağlar. Bir oyun modeli asla durağan değildir.

Tamarit'in (2007) belirttiği gibi, "belirliliğe dayalı bir süreçte sistematik tekrarlama yoluyla, amaçlanan oyun modelini oluşturan ilke ve alt ilkelerin ortaya çıkmasını sağlayacak alışkanlıkları yaratırız ve bu da istenen eylemin öngörülmesini sağlar. Oyuncuyu, 'burada ve şimdi' kendi davranış mantığına göre sorunları çözmeye alıştırmaya çalışırız. Bu nedenle, mekanik olamaz. Sonuç olarak, taktiksel periyodikleşmenin amacı, oyunları veya önceden belirlenmiş şema dizilerini mekanik olarak yeniden öneren bir takıma sahip olmak değildir. Amaç, takıma net ve hiyerarşik kurallar, birleşik ve birleştirici ilkelere sahip davranış modelleri sunmak ve böylece oyuncuların ortak bir düşünce süreci geliştirmelerine olanak sağlamaktır. Bu, bir takım düşüncesine dönüşür. Analiz ve karar alma süreçlerinde zaman ve enerji tasarrufu sağlayacak ve dolayısıyla ilişki kurabilecekleri eyleme dair bir öngörü sağlayacak işleyen bir mantık oluşturulur.

"Bu, oyuncuların kolektif ilkelere olan yakınlığından kaynaklanmaktadır. Bu, belirli davranışların ortaya çıkmasını sağlayan ve takımın eğilim gösterdiği bir mantığı teşvik eder. Bu, oyun içindeki karar alma ve niyet süreçlerinde gerçekleşir ve önceden belirlenmiş bir şema olarak gerçekleşmez. Karmaşık bir durumu çözmek için bir denklem yoktur. Bu nedenle, oyuncuların yeteneğine ve alışkanlığı özümsemesine bağlı olarak durumları çözmek daha kolay olacaktır." (Tamarit, 2013) Bu yeni vizyona göre, oyuncular, gelişimlerini kısıtlamadan, belirlenen durumlara özgü kararlar aracılığıyla insanlara yönlendirilir, böylece algılanan ve iz bırakan eylemler özgür ve sonuçta öngörülemez olur. Takımın kolektif anlayışı tarafından ortak ve paylaşılan hedeflere doğru yönlendirilirler. "Bu nedenle Taktiksel Periyodikleşme, aşırı organizasyon yoluyla takımın robotlaşmasına izin vermeyen, mekanize olmayan mekanizmalar yaratır; bu da genellikle şartlandırılmış, zorlanmış bir oyun tarzı yaratır". (Tamarit, 2013) Sonuç olarak, yaratıcılığı sınırlamak yerine teşvik eden ve vurgulayan bir oyun modeli inşa edilmelidir. Bu, yaratıcılığı düzen içinde yaratılan bir tür düzensizlik içinde oyunun gerçek bir alt-alt-ilkesi olarak öngörerek onu güçlendirici bir faktör haline getirir. "Karar vermede yaratıcılık, oyuncunun çözüm arayışında özgünlük vardır; ancak her zaman (oyun ilkeleri) kendini koşullara uyarlama niyetiyle olmalıdır." (Tamarit, 2013)

Eğitim yalnızca analitik ve oyun içinde bağlamından koparılmışsa, yaratıcı amaçlılık neredeyse hiç elde edilemez. "Bu şekilde, oyun durumları, içsel değişkenlikleri, dönüşümleri ve belirsizlikleriyle, oyuncuların benimsediği davranışların yönünü belirler ve bunun için oyuncuların sürekli bir taktiksel tutuma sahip olmaları gerekir." (Garganta, 1995) Benimsenen oyun modelini hesaba katmadan taktiksel periyotlama hakkında düşünmek mantıksızdır. Bu nedenle, periyotlamadan önce aynı modeli tanımlamak gerekir. (Treccani, 2015)

Teknik direktörün, oyun döngüsünü oluşturan dört aşamada takımın sergilemesini beklediği eylemleri belirler:

Toplu Oyun (A phase of possession (P):

- Organize Atak (Organized Attack (AO);

- Atak Geçişi (Attacking Transition (T+);

Topsuz Oyun (In the Non-Possession Phase (FNP):

- Organize Defans (Organized Defense (DO);

- Defansif Geçiş (Defensive (T-) transition.

Taktiksel Periyodikleşme, sistematik bir vizyon aracılığıyla, oyunun karmaşıklığını azaltmaya ve böylece daha iyi bir performans elde etmek için belirli bir oyun modeli oluşturmaya çalışır. Oyun fikrini, oyun modeliyle karıştırmamaya dikkat edilmelidir. Oyun fikri, ortaya çıkan oyun modelinin dayandığı temel bir ön koşuldur. Oyun modeli, oyun fikrinin bir ön niyet olarak incelenmesi, uygulama koşullarıyla karşılaştığında şekillenir; bu koşullar bazen üzerinde düşünülemez ve sonuç olarak oyun modelinin 'yeniden modellenmesine' yol açar. Bu nedenle, oyuncuların sahada oynayacakları gerçek oyunla örtüşmese bile, başlangıç ​​için bir ön fikre, oyuncuların özdeşleşebilecekleri bir oyun 'niyetine' sahip olmak önemlidir. Oyun fikri, teknik direktörün aklındaki futbol türü, ideal bir oyun biçimidir. Teknik direktörün, sunmayı beklediği oyun türünü incelemesi ve üzerinde düşünmesi ve düşünce çizgisini bozmadan temel ilkelere göre yapılandırması kritik öneme sahiptir. Teknik direktör ayrıca kendi alt ilkelerini oluşturur.  Bu alt ilkeler, takımın hücum, savunma ve hücum aşamasından savunma aşamasına ve tam tersine nasıl geçiş yapması gerektiğine saygı duyularak yapılır. Oyunun fikri, sportif yönü çevreleyen her şeyden güçlü bir şekilde etkilenecektir. Bu nedenle, oyun modeli, öncelikli bir amaç olarak, aşağıdaki gibi çeşitli faktörlerin etkileşimiyle şekillenir:

- Ülkenin kültürü;

- Kulübün kültürü ve tarihi;

- Kulübün kurumsal yapısı ve hedefleri;

- Teknik direktörün oyun anlayışı;

- Oyun sistemi;

- Oyuncuların özellikleri ve seviyeleri;

- Dini gelenekler, ticari baskılar, hava durumu, sakatlıklar, olumlu veya olumsuz sonuçlar, mevcut sezondaki transferler vb. gibi istisnai faktörler.

"Bu nedenle, kulübün kültürünü, bu ülkedeki futbol kültürünü bilmek ve ancak tüm faktörleri bütünleştiren bir bakış açısı ve plana sahip olduktan sonra, teknik direktörün fikirleriyle gerçekte sunulanlarla çelişen şeyler olup olmadığını ortaya çıkarmak gerekir. Sonuçta, fikirlerini değiştirerek ve şekillendirerek gerçeğe doğru ilerlemek zorunda olan koçtur, çünkü tersi çok daha zor, hatta olası değildir. Oyun modeli her şeydir: oyun fikrinin bağlam içinde sürekli evrimidir ve gerçekleşmesinde olan da budur." (Vitor Frade)

Tahmin edilebileceği gibi, antrenmanın oyuncu etrafında şekillendiği temel birim olan taktiksel periyotlamanın, bütünün tekrarlayan bir parçası olarak değil, daha ziyade, oluşumuna katkıda bulunduğu kolektifin özelliklerini ve referanslarını içinde barındıran bir fraktal olarak tasarlandığı ortaya çıkıyor. Taktiksel periyodikleşme antrenmanın mantığı, sanki tek bir ilkeymiş gibi topluca aynı şekilde anlaşılması gereken üç temel ilkeye dayanır. Bunlar:

ü  Eğilimler ilkesi,

ü  Karmaşık ilerleme ilkesi ve

ü  Özgüllükte yatay dönüşüm ilkesidir.

Anlamın yeterli bir şekilde ifade edilebilmesi için "metodolojilerin birbirine bağımlı bir biçimde ortaya çıkması gerekir". (Maciel 2010, Tamarit tarafından alıntılanmıştır, 2013) Bu üç ilkeyi yönlendirmek için antrenmanlar sırasında önerilen ve gerçekleştirilen her şeyin oyun modeline göre gerçekleştirilmesini şart koşan kapsayıcı özgüllük ilkesi (ilkeler ilkesi) vardır. Kapsamlı prensip antrenmanlarının kendine özgü niteliğine saygı göstermek için dönemin önerileri oyuncunun bilişsel, koordinatif, sosyo-duygusal, duygusal-istemli, yaratıcı-ifade edici, koşullu gibi tüm boyutlarını geliştirmeli ve aynı zamanda oyunun yönlerini iyileştirmek için yararlı pedagojik amaçlara sahip olmalıdır. Bu nedenle oyun modelinin ve oyuncunun boyutlarının geliştirilmesi için belirli bir uygulama türü olmalı ve her antrenörün önerisi takımın oyununun yürütülmesini iyileştiren davranış dinamiklerini beyne kazıma sürekli hedefiyle bağlamsallaştırılmış bir temelde yapılandırılmalıdır. Bunun etkili bir şekilde gerçekleşmesi için her antrenmanların bir dizi özelliğe sahip olması gerekir:

ü  Oyunun karmaşıklığı içinde antrenmanın hedef ve amaçlarına uyan oyuncular. Bunu gerçekleştirmek için, oyunun kendisinin zihinsel imgeleri ve deneyimleri aracılığıyla oyunun genel bir anlayışına sahip olmak çok önemlidir. Taktiksel periyodikleşmede, ilk antrenman haftasında bu konuya odaklanılacak ve hem "nasıl yapılacağı" hem de "nasıl yapılacağının bilinmesi" sağlanacaktır.

ü  Oyuncular antrenman sırasında odaklanabilirler. Belirli taktiksel ortamlarda ve tüm süresi boyunca maksimum yoğunlukta gerçekleştirilecek bir egzersiz elde etmek mümkün olacaktır.

ü  Antrenör, bu çalışmalarda aranan etkileşimlere uygun bir şekilde müdahale etmelidir. Müdahalesiyle, beklentiler açısından taleplerini karşılayacak ve oyuncuların uygulama sırasında vurgulayacağı etkileşimlere dayanarak hem olumlu hem de olumsuz duygular ve hisler yaratacaktır.

Antrenmanlar temel oyun fikrine saygı duymak, hedefleri ve kuralları istenen davranış ve eylemlerin gerçekleştirileceği durumların sürekli olarak tezahür etmesini sağlayacak oyun müsabakalarını şekillendirmek amacıyla egzersizleri dikkatlice oluşturmak ve yönetmek anlamına gelir. Bu etkileşimlerin tekrarlanabilirliği sayesinde, oyuncular bunları her seviyede edinerek defalarca 'yaşayabilirler'. Bu alıştırmaların yönetimi, antrenmandan takımın maçtaki performansına geçişin sağlanması için çok önemli bir unsurdur. Antrenörün görevleri, alıştırmanın uygulanmasıyla ilgili olarak üç aşamada gerçekleştirilmelidir:

ü  Uygulamadan önce olumlu ve etkili rekabetçi alıştırmalar oluşturmak;

ü  Uygulama sırasında 'şimdi ve burada' müdahale etmek;

ü  Uygulamadan sonra geri bildirim yoluyla.

Bu ilke, önceden belirlenmiş şemaların sistematik bir tekrarı yerine, bağlamsallaştırılmış durumların sistematik bir tekrarına sahip olmanızı sağlar; bu da öğrenme süreci ve oyun modelinin ilkelerinin özümsenmesi ve akılda kalıcı hale getirilmesi için çok önemlidir. Maciel (2010, Tamarit'in 2013'te aktardığına göre) bu kavramı şu şekilde pekiştirir: "Öğrenme, 'mekanik olmayan mekanizmaların' özümsenmesinden, yani açık, belirlenimci olmayan ancak olasılıkçı yarışmaların 'yaşamından' kaynaklanır. Dolayısıyla amaç, eylem sayısını ölçmek değil, oyun biçimimizle ilgili oyunda belirli bir hakimiyet kuran, o morfosikl gününü karakterize eden bağlılık ve kas eforunu hesaba katmayı bırakmayan bir egzersiz yarışması yaratmaktır."

Morfosiklusun Gerçekleştirilmesi

Dolayısıyla, bir oyun biçimini oluşturan bir dizi ilkenin bilinçli ve bilinçaltı anlayışını yaratmak için niyet ve alışkanlıklar yaratmayı amaçlayan davranışlara değil, rekabet koşullarına atıfta bulunmak söz konusudur. Dolayısıyla gerçek sistematik tekrar, Morfosiklusun gerçekleştirilmesinde ve yaşanmasında somutlaşır. Eğilimler ilkesine göre, oyun modelinin özelliklerinin tezahürü ve güçlendirilmesi, Morfosiklusun zamanına uygun olarak (özgüllükte yatay dönüşüm ilkesi sayesinde) hem taktik, fiziksel, teknik, psikolojik hem de bazen stratejik düzeyde kolaylaştırılır. Bunu sağlamak için, her bir eğitim birimi için istenen hakimiyeti garanti edecek, oyunu yoksullaştırmadan bir indirgeme elde etmek esastır. Bu 'indirgeme', hem egzersizlerin karmaşıklığını belirleyen üç değişkenin varlığı açısından nicel hem de oyundaki nitel yönler açısından olacaktır. Egzersizlerin karmaşıklığı, karmaşık ilerlemenin ikinci ilkesidir. Kısa vadede, belirli bir antrenman gününün Morfosiklusuna göre ayarlanması gerekecektir. Uzun vadede ise karmaşıklığın kademeli olarak ilerlemesi hesaba katılmalıdır.

"Egzersizlerin konfigürasyonu ve oyun tarzımızın (özgüllükten ödün vermeden) nasıl eğitileceği, antrenörün mekan, zaman ve oyuncu sayısı değişkenlerini yönetmesini gerektirir. Bunlar, niceliksel değişkenler olmalarına rağmen, farklı oyuncular veya farklı takımlar açısından evrensel olarak kabul edilmemelidir. Aksine, karmaşık bir ilerlemeyi korumak için her bir durum için ayrı ayrı ayarlanmaları gerekecektir." (Vitor Frade, 2010, Tamarit tarafından aktarılmıştır, 2013)

Morfosikl sırasında, özellikle yoğun bir maç programında, önceki maçın yarattığı psikofiziksel stresten kurtulmak ve bir sonraki maça hazır olmak için efor ve toparlanmayı verimli bir şekilde uyarlamak ve değiştirmek gerekir. Amaç, psikofiziksel durumu iyileştirmek için optimum fiziksel koşulları yeniden sağlamaktır; bu da oyun modeline göre daha iyi bir performansa olanak tanır. Taktiksel periyodikleşmede, antrenman her zaman oyuncuların motivasyonunu artırmayı amaçlayan temel bir bileşen olarak rekabeti içermelidir. Böylece antrenman rutini nispeten maksimum yoğunluklarda gerçekleşir ve oyun içi dinamiklere çok yakın belirli gelişimleri destekler (antrenman ve maç arasında yüksek aktarım). Bu, rekabetçi yönün vurgulandığı ve oyun davranışlarının (kasıtlı etkileşimler) dayatıldığı turnuvalar, müsabakalar, gol mücadeleleri ve ödüller aracılığıyla sağlanabilir. Bu nedenle, antrenman seanslarında yer alacak her şey bir oyun tarzına, yani bir oyun modeline göre gerçekleştirilecektir. Sezon boyunca gelişecek ve maçta ortaya çıkması gerekecektir. Dolayısıyla maç günü, antrenman sürecinin bir parçası olan ve takımın gelişimini nitel bir bakış açısıyla değerlendirmek için önemli olan bir gündür. Maç sırasında gözlemlenenler, aslında bir sonraki Morfosiklusun analizini belirlemeye hizmet edecektir.

Morfosikl

Taktiksel periyodikleşmede, antrenman planları bir maçtan diğerine geçen çok kısa bir süre boyunca uyurlanır ve takımın gelişim ihtiyaçlarına özel olarak belirlendiği için 'özelleştirilmiş' gibi görünür. Bu zaman dilimine bir morfosikl adı verilir. Morfosiklin üç bileşeni bulunur:

- oyun modeli;

- önceki oyundan alınan göstergeler;

- bir sonraki rakibin özellikleri.

Bu üç farklı faktör arasındaki ilişki, haftalık hedeflerin ve morfosiklusun içeriğinin tanımlanmasına yol açacaktır.” (Gomes, 2008) Bu üç temel faktöre ek olarak, morfosikl diğer değişkenleri de hesaba katmalıdır: sezonun hangi anında gerçekleştiği, sıralamadaki konumu, sakat oyuncular, oyuncuların psiko-fiziksel durumu ve bir maç ile diğeri arasında elinizde olan gün sayısı. İki maç arasındaki bir döngü ve dolayısıyla kısa vadeli bir periyodizasyon olan morfosikl, her durumda daha büyük bir taktiksel periyodizasyonun bir fraktalı olarak anlaşılmalıdır çünkü "bütün olan bir parçayı temsil eden bir bütün"dür. (Morin, Faria, 1999'dan alıntı). Bu varsayım sayesinde morfosikl, yapısı tüm sezon boyunca tekrarlanan bir antrenman hücresinin doğuşunu temsil eder. Morfosikl, yalnızca antrenmanların birbirini takip ettiği yapıyı değil, her şeyden önce günlük antrenman seanslarında farklı olacak egzersizlerin formunu, içeriğini ve yapısını da tanımlar; bu da yapı ve mantık açısından gerekli rutinin tekrarlayıcı hale gelmemesini garanti eder. Antrenman sürecini canlı ve çekici tutar. Bu, ancak oyunun rehberli bir keşif ve araştırma sürecine dayanan egzersizlerle mümkündür. Bu şekilde, yapı ve form, hedefli egzersizler sonucunda, bir morfosiklden diğerine ve farklı şekillerde kendiliğinden gelişir. Tüm bunlar her zaman 'burada ve şimdi'yi akılda tutarak ve antrenman yaptığınız mantığa göre, oyun tarzınıza göre yapılır. "Rekabeti yaratan antrenmandır". (Frade, 1999, Faria, 1999'dan alıntı)

Pazar Günü Maç Günü olan Bir Haftada, Bir Haftalık Morfosikl Düzeni

1.Gün / Maç Günü

Morfosiklusun ilk günü, oyunun oynandığı gündür. Taktiksel periyotlama açısından en büyük psikofiziksel bağlılığın olduğu gündür. Oyun, takımın bir sonraki mücadeleye en uygun koşullarda baş edebilmek için mümkün olan en iyi şekilde toparlanması gereken bilişsel, fiziksel ve duygusal bir yorgunluk yaratır. Bu nedenle morfosiklus, takımın oyun modelinin devam eden gelişimini kesintiye uğratmadan veya engellemeden toparlanma sürecini tamamlamaya odaklanır. Yaklaşan morfosiklusta uygulanacak antrenman türü, yorgunluktan kurtulmayı ve takımın gelişimini niteliksel bir bakış açısıyla nasıl destekleyeceğine dair değerlendirmeyi ele alacaktır. Bu sonuçlara bağlı olarak, bir sonraki morfosiklusun hazırlıkları başlayacaktır. Ayrıca, bazı oyuncuların maça katılmadığını ve bu nedenle farklı ihtiyaçlara sahip iki grup olacağını da dikkate almak önemlidir.

"Bu sebeplerden dolayı maç, tüm antrenman sürecinin bütünleşik ve ilk parçası olarak kabul edilebilir ve kabul edilmelidir." (Mourinho, Maiuri'nin 2014'teki alıntısı)

2. Gün / Pasif Toparlanma

Morfosiklusun ikinci günü, maçın ardından gelen gündür. Taktiksel periyodizasyonda bu genellikle pasif toparlanma ve dinlenme günüdür. Fizyolojik açıdan morfosiklusun üçüncü gününde dinlenmek ve ikinci gününde fiziksel yorgunlukla daha iyi başa çıkmak için aktif bir saha içi toparlanma gerçekleştirmek daha uygun olsa da, bu günde zihinsel toparlanma olması önemlidir. Taktiksel periyodizasyon, oyuncuların gösterdiği bilişsel çaba açısından ağır basan, yoğun bir taktik durumda sürekli antrenman yaptığınız bir süreçtir. Bu nedenle, bilişsel açıdan toparlanmaya daha fazla dikkat etmek gerekir. Bu nedenle dinlenme günü, gerginlik açısından en yüksek bağlılığın beklendiği maç günü olan ertesi gün seçilir.

3. Gün / Aktif Toparlanma

Morfosiklusun üçüncü günü, pasif toparlanmayı takip eden gündür. Taktiksel periyodizasyonda aktif toparlanma günü olarak kabul edilir. Bu gün oynayan oyuncuların belirli egzersizlerle aktif bir toparlanma seansına katılmaları için kritik bir an olarak kabul edilir. Bu seanslar, az çok istikrarlı bir ortamda yürütüldüklerinde daha kısa ve daha düşük karmaşıklığa sahiptir. Bu günkü toparlanma, metabolik modeli "hile yaparak" elde edilecektir. Bu, oyun tarzımıza göre belirli efor dinamiklerindeki metabolizmayı kısa süreler için harekete geçirmekten oluşur. Amaç, oyun sırasında ortaya çıkan toparlanma mekanizmalarını harekete geçirmektir. Bu şekilde, optimum (ve spesifik) bir toparlanma sağlanacaktır. Bu gün önerilen egzersizler, düşük karmaşıklık seviyeleriyle karakterize edilecek ve daha az zorlayıcı olacaktır çünkü odak noktası, alt prensiplerin yanı sıra küçük gruplar halinde çalışırken maç sırasında meydana gelen hataları ele alan prensiplere de odaklanacaktır. Seanslar, orta büyüklükteki alanlarda, egzersizlerin karmaşıklığına göre değişen oyuncu sayısıyla gerçekleştirilecektir. Bununla birlikte, fiziksel efor yüksek ve anında olacak, yüksek gerilimli, yüksek hızlı, az sayıda eksantrik kasılma olacak ve kas kasılma süresi çok kısa tutulacaktır. Antrenman seansı sürekli olmayacak, bunun yerine egzersizlerin karmaşıklığına orantılı olarak bol miktarda iyileşme süresi içerecektir.

"Salı günleri oyuncular toparlanıyor ve tamamen iyileşiyor. Antrenmanlarda hareketi oyunbaz bir şekilde teşvik etmek gerekiyor, örneğin taktik kaygılar olmadan birbirleriyle bir maç. Kariyerimin ilk döneminde, yıllar içinde (antrenman sürecim, elde edilen sonuçlara ve bunların gerektirdiklerine dikkat ettikçe sürekli gelişen bir süreçtir) bu sonuca vardım. Salı günleri, 10 oyuncuya karşı sıfır oyuncuyla, yalnızca savunma veya hücum hedefleri olan taktik antrenmanları veya toparlanma antrenmanları yapardım. Daha derinlemesine düşündüğümde temel bir şeyi fark ettim: Oyuncular salı günü, yüksek konsantrasyon seviyeleri ve bunun sonucunda ortaya çıkan ve yaklaşan maça kadar sürecek olan sinirsel yorgunluk nedeniyle sözde taktik yorgunluğu yaşamaya başlamışlardı. Bu nedenle salı günkü antrenman seanslarının daha oyunbaz hale gelmesi gerektiğini düşündüm." (Vitor Pereira 2010, Tamarit tarafından aktarıldı, 2013)

4. Gün / Kazanım

Morfosiklusun dördüncü günü, aktif toparlanmayı takip eden gündür. Taktiksel periyodizasyonda, edinim günü normal kas gerginliğiyle dinamiktir. Bu gün önerilen egzersizler, orta düzeyde karmaşıklık seviyeleriyle karakterize edilecek ve oldukça yüksek talepler sunacaktır. Alt prensipleri ve alt prensipleri, bir sonraki oyununuzla ilişkili olarak bireysel, sektörel ve sektörler arası olarak eğiteceksiniz. Seanslar, az sayıda oyuncuyla küçük alanlarda gerçekleştirilecektir. Zıplamalar, hızlanmalar, duruşlar, yeniden başlamalar, yön değişiklikleri ve mücadeleler gibi çok sayıda direnç ve kuvvet gerektiren görevlere vurgu yapan egzersizler sonucunda fiziksel yük yüksek olacaktır. Bu da yüksek gerilimli, orta hızlı ve düşük süreli kas kasılmasıyla çok sayıda eksantrik kasılmayı garanti altına alır. Bağlamsal müdahale ve sürekli ayarlamalara ve yeniden ayarlamalara neden olan rahatsız edici unsurların eklenmesi, bu egzersizlerde büyük önem taşıyacaktır. Antrenman, ideal ve eksiksiz anaerobik metabolik duruma ulaşmak için setler ve farklı egzersizler arasında çok fazla kesinti ve yeterli toparlanma süresi içerir. Takımın tam biyolojik iyileşmeye ulaşması için dört güne ihtiyacı var. Dolayısıyla, son maçtan 3 gün sonra takım henüz iyileşmesini tamamlamamış oluyor. Bu, kazanımın ilk günü ve yüksek talepli bir antrenmandan önceki toparlanmanın son günüdür. Bu nedenle, morfosiklusun sezon başından sonuna kadar yapısını koruması ve böylece oyuncuların bu türe (efor/egzersiz - efor/toparlanma) gerekli adaptasyonunu sağlaması önemlidir.

"Deneyimlerim, maçtan üç gün sonra oyuncuların henüz tam olarak toparlanmadığını gösteriyor. Fiziksel toparlanmalarından değil, duygusal toparlanmalarından bahsediyorum. Duygusal tüketim, fiziksel toparlanmadan daha fazla toparlanma süresi gerektirir." (Mourinho, 2006, Tamarit tarafından aktarıldı, 2007)

"Bu gün alt prensipler üzerinde çalışırken geçişlere, sektörel ve sektörler arası yönlere odaklanabiliriz. Bu, seansları büyük bir yoğunlukla, kesintilerle ve yine büyük bir yoğunlukla öngörür. Beşer kişilik iki takımın, iki oyuncunun sahanın bir yarısında oynarken diğer üçünün bitirmek için karşı yarıda kaldığı antrenmanlar veya hatta oyuncuların bir sahadan diğerine döndüğü, topla oynamaya odaklanan bazı topla oynama egzersizleri olabilir; tüm bunlar belirli alt prensipleri çalıştırırken yapılabilir. (alt prensipler altında)" (Oliveira, 2010, Tamarit tarafından aktarıldı, 2013)

5. Gün / Kazanım

Morfosiklusun beşinci günü, kas gerginliğinin uygulandığı gündür. Taktiksel periyodizasyonda, bu gün kas direnci açısından daha uzun süreli dinamik harekete odaklanırız. Bu gün önerilen egzersizler yüksek karmaşıklık seviyelerine ulaşacak ve azami dikkat gerektirecektir. Oyunun temel prensipleri ve alt prensipleri ile bunlar arasındaki ilişkiler de çalışılacaktır. Hem kendi yaklaşan maçımıza hem de rakiplerimize, kolektif ve sektörler arası düzeyde değinmeye başlıyoruz. Antrenmanlar geniş alanlarda, çok sayıda oyuncuyla gerçekleştirilecektir. Bu, yarışmaya en yakın antrenman günü olacaktır. Bu, sporcunun bir hazırlık maçında veya tüm sahada antrenman yapacağı anlamına gelmez; sporcunun daha genel egzersizlere tabi tutulacağı ve sistematik tekrar elde edilecek şekilde bu egzersizler üzerinde oynanacağı, böylece bir eğilim ilkesinin ele alınacağı anlamına gelir. Psikofiziksel efor açısından maça en çok benzeyen gün olduğu için fiziksel efor yüksek olacaktır. Antrenman, bir maçın karmaşıklığını ve sürekliliğini takip edecektir. Bu nedenle, orta gerilim, düşük hız ve daha uzun kas kasılma periyotları ile değişen sayıda eksantrik kasılmalar olacaktır. Egzersizler arasında uzun egzersiz süreleri ve kısa toparlanma süreleri ile kesinti minimum düzeyde olacaktır. Toparlanma süreleri, oyuncuların tam bir toparlanma yaşamasına izin vermeyecek, aksine oyunun yorgunluk koşullarını yeniden yaratacak şekilde olacaktır. Profesör Vitor Frade'ye göre, "süreklilik içinde kesintili antrenman yapmak önemlidir ve antrenmanın her zaman göreceli olarak maksimum yoğunlukta oluşturulmasını (ve egzersizlerin enerji sağlamaya yönelik olmasını) sağlar. Bu günkü egzersizlerin konfigürasyonu, geniş alanlardaki egzersizleri, ancak oyunun gerçek alanlarına biraz daha indirgenmiş olarak düşünmek zorunda kalacak. Bu şekilde, müsabakada deneyimlenene benzer bir kas kasılma sistemi simüle edilir. Gerilim ve kasılma hızı, önceki antrenmanlara kıyasla oldukça düşük tutulur. Kas kasılmalarının süresi daha uzun olduğundan, antrenman alanının daha büyük boyutlarından kaynaklanan daha geniş bir alanı kapsama ihtiyacı vardır. Antrenör, belirli prensiplere öncelik verecek özel taleplerle müdahale eder. Bu nedenle, müsabaka sırasında daha az sıklıkla ortaya çıkmalarına rağmen, oyun prensipleriyle ilgili prensiplerin yoğunluğu daha fazla olacaktır. Antrenman teması genel değildir, ancak o belirli morfosikl için kriterleri karşılar. Antrenmanı oluşturan çeşitli egzersizler sayesinde, o antrenman seansının somut ihtiyaçlarını karşılar ve böylece bir prensip veya alt prensibi diğerlerine tercih eder" (Maciel, 2010, Tamarit tarafından aktarılmıştır, 2013)

6. Gün / Kazanım

Morfosiklusun altıncı günü, kas süresinin kazanılmasını takip eden gündür. Taktiksel periyotlamada, sporcuların kas hızına vurgu yaparak dinamik becerilere odaklandığı gündür. Bu gün önerilen egzersizler, orta karmaşıklık seviyeleriyle karakterize edilecek ve oyunun alt prensiplerinin ve alt prensiplerinin eğitileceği orta-yüksek talepler sunacaktır. Dikkat, bir sonraki oyunda rakipler etrafında yoğunlaştırılacak ve bireysel, sektörel ve sektörler arası görevlere odaklanılacaktır. Egzersizler çok karmaşık olamaz ve bu nedenle, muhalefetsiz veya pasif muhalefetli egzersizler tercih edilerek ortam değişkenleri azaltılır. Oyun durumlarını eğitmek ve oyun modelini içselleştirmek önemli olacaktır. Amaç, bilinçaltı alanla etkileşim kurmaktır, aksi takdirde takımın yorgun ve bir sonraki oyuna zihinsel olarak tepkisiz girme riski vardır. Alıştırmalar, bitirici pozisyonlar için antrenman yapmak istiyorsanız az sayıda oyuncuyla, karar hızının ön planda olduğu ve dolayısıyla bilinçaltı tarafı harekete geçirdiği pozisyonlar içinse çok sayıda oyuncuyla orta-küçük alanlarda gerçekleştirilecektir. Fiziksel efor kısa ama yüksek, az sayıda eksantrik kasılma ve orta düzeyde gerilimle olacaktır. Kısacası, yüksek hız ve düşük kas kasılması süresi. Oyunun başında yüksek kasılma ve gerilim hızıyla kas kasılmalarını teşvik eden, ancak başlangıçtan sonra (çok kısa süreli) devam etmeyecek egzersizler oluşturmakla ilgilidir. Bu gün, yüksek bağlamsal müdahale olmamalı, aksine çok az öngörülemezlik olmalıdır. Neredeyse sıfır muhalefet beklenmelidir, çünkü düellolar ve sürekli adaptasyonlar eksantrik kasılmalarda artışa neden olacaktır. Bu nedenle, sıçramalar, yön değişiklikleri, sürekli hızlanma ve frenleme olmadan bir tür 'düz çizgi antrenmanı' olmalıdır. Antrenman, setler ve farklı egzersizler arasında çok sayıda mola ve çok uzun toparlanma süreleri içerecektir. Egzersizler kısa olacak ve yüksek bir karar verme ve uygulama hızına sahip olacaktır. Bu günden itibaren, bir sonraki oyunun yakınlığını hesaba katmak gerekecektir. Bu nedenle, toparlanma süreleri, oyuncuların neredeyse tamamen toparlanmalarına olanak sağlayacak şekilde olmalıdır. Hem çevresel hem de sinirsel açıdan onları yormadan, nispeten maksimum yoğunlukta pratik yapıyorlar.

"Bu günkü eğilimler, her eylemde kullanılan zamanın 1/3'ünü, yani hareketin kendisinin yürütülmesi/uygulanması için ayrılan süreyi (hareket verimliliği) değerlendirmeyi hedeflerken, farkındalık ve karar alma için ayrılan kalan 2/3'ü (hareketin bilişsel boyutu) etkilemekten kaçınılmalıdır. Bu eğitimde, sinirsel yorgunluk yaratan oyun modeli yapılarını hatırlamamak önemlidir; bunlar yaklaşan maçta mutlaka yer alacaktır. Ortaya çıkabilir ve kendini gösterebilir." (Maciel 2010, Tamarit'in 2013'ten alıntısı)

"Çoğu oyun durumunda (oynanan durumlar o gün geçerli olanlar olmamalıdır) normalde yapabileceğimiz ve yapabileceğimiz çok kısa süreli, çok hızlı eylemler üzerinde çalışıyorum; stratejik düzeyde prensiplerin veya hatta yönlerin kazanılmasını hedefliyorum. Normalde yoğun ve daha yüksek hızda devam ediyor, ancak iki gün kaçırmış olmamıza rağmen yüksek yoğunlukta kalmayı sürdürebiliyor; ancak bu sürelerin çok uzun olmasını önlemek istiyoruz." (Carvalhal, 2010 alıntılayan: Tamarit, 2013)

7. Gün / Aktif İyileşme, Oyuna Hazırlık

Morfosiklusun yedinci günü, kas hızının kazanıldığı günü takip eden gündür. Taktiksel periyodizasyonda, genellikle oyuna göre iyileşme ve aktivasyon günüdür. Bu gün önerilen egzersizler düşük karmaşıklık seviyeleriyle karakterize edilecek ve yüksek düzeyde öğrenme gerektirecektir, ancak çok kısa süreler için. Taktiksel-stratejik açıdan prensiplere, alt prensiplere ve kısmen alt prensiplere dikkat gerektirecektir. Morfosiklusun diğer antrenmanlarıyla karşılaştırıldığında, asıl vurgu bir sonraki oyun için bireysel, sektörel, sektörler arası, grup ve kolektif düzeyde stratejik plandır. Zihinsel egzersizler, yorgunluk oluşmaması için basit olabilir. Egzersizler, odaklandığımız içeriklere göre değişen alanlarda ve oyuncu sayılarında gerçekleştirilecektir. Fiziksel efor düşük olacak, düşük sayıda eksantrik kasılma, orta gerilim, orta hız ve çok kısa kas kasılma süresi olacaktır. Antrenman, setler ve farklı egzersizler arasında çok uzun toparlanma süreleriyle kasıtlı olarak kesintili olacaktır. İş yükleri çok kısa süreli olacak ve hareketler, antrenman setlerindeki veya takımın kolektif hareketlerini hatırlamak için faydalı olan hareketler gibi çok hızlı ve otomatik olacaktır. Toparlanma süreleri, yalnızca tam bir toparlanmayı garanti altına almayı amaçlamaktadır.

"Maçtan önceki gün, duran toplar, taç atışları, kornerler, endirekt serbest vuruşlar ve penaltılara odaklanılarak hafta boyunca görülenlerin stratejik taktiksel bir revizyonudur." (Carvalhal 2010, Tamarit'in aktardığına göre, 2013)

"Önceki günlerden tamamen toparlanma ve oyuncuları çok basit alt prensiplere yaklaşımları açısından yaklaşan maça hazırlama ihtiyacı var." (Oliveira, 2006, Tamarit'in aktardığına göre, 2007)

Vurgulandığı gibi, morfosiklusun yapısında toparlanmaya meyilli günler ve kazanmaya meyilli günler vardır. 'Eğilimlidirler' çünkü toparlanma ve kazanma birbirini dışlamaz, ancak birinde veya diğerinde baskınlık ile bir arada bulunurlar. Bu nedenle, tüm morfosikl antrenmanlarında oyun modelinin bir edinim bileşeni ve aynı zamanda belirli bir iyileşme bileşeni bulunacaktır.

"İyileşme ve edinim, aynı madalyonun iki yüzü olarak anlaşılmalıdır". (Frade, 2010, Tamarit tarafından alıntılanmıştır, 2013)

Taktiksel Periyodikleşmede Fiziksel Boyut

Tez boyunca vurgulandığı gibi, taktiksel periyodizasyonun, temellerini oyunun özgüllüğüne dayandıran bir antrenman metodolojisi olduğu açıktır. Bu metodoloji, onu yöneten metodolojik ilkelerin uygulanmasıyla, antrenman sırasında spor performansının tüm boyutlarını sürekli olarak geliştirerek başarılı olur. Ancak, antrenman süreci her zaman, diğer boyutlardan daha üst bir seviyeye yerleştirilmiş, kapsamlı bir taktik ve taktik-stratejik boyuta tabi tutulmalıdır; çünkü bu boyut, antrenmanda önerilen her şeyin bir oyun modeli içinde belirli bir oyun tarzına özgü olmasını sağlar.

“Çok sayıda rekabetçi futbol oyuncusunun olması ve bunların yoğunlaşması, daha fazla istikrarın bir fonksiyonu olarak daha düşük göreceli form seviyeleri, daha az varyasyon ve daha küçük istikrar anlamına gelir. Bu nedenle, özellikle kısa rekabet süresine sahip sporlar için düzenlenen propaganda 'form zirveleri'nin zararına, sözde 'performans seviyeleri'nin benimsenmesinden, dalgalanmalardan kaçınmak daha doğru görünmektedir.” (Garganta, 1992, Faria, 1999 tarafından aktarılmıştır).

Taktiksel Periyodizasyonun fiziksel boyuta ilişkin değerlendirmesini daha da doğrulamak için, özgüllük açısından yatay dönüşüm metodolojik ilkesi vardır.

"Fiziksel yönün önemli olmadığını söylemiyoruz, çünkü fiziksel yön çok önemli. Söylediğimiz şey, egzersizlerimizin ve haftalık, günlük, aylık ve yıllık egzersizlere yönelik yönelimimizin bir amacı ve hedefi olduğudur. Bu şekilde, psikolojik yönün, fiziksel yönün, teknik yönün organizasyon ve oyun fikrinde yattığı açıktır, ancak hazırlığın başından itibaren yapılmasını istediğimiz her şeyi yöneten şey bu organizasyon fikridir." (Carvahal, 2010, Tamarit, 2013'ten alıntı)

"Fiziksel boyutu düşünün, ancak yalnızca belirli bir ifadenin veya kolektif jestlerin bireysel özelliklerle tezahürünü uygulamaya koymayı başardığınızda. Bunlar uyumludur ve bu niyetlerin doğru zamanlamayla tezahür etmesine izin verir." (Maciel, 2010, Tamarit, 2013'ten alıntı)

Propriyoseptiflik, Vücudun Oyunla İlişkisi

* Vücudun kendi hareket ve pozisyonunu fark etme duyusu

Taktiksel periyodizasyonla yürütülen spesifik proprioseptif antrenman, geleneksel olarak önerilenden farklıdır. Geleneksel metodolojiler, propriosepsiyonun antrenman mantığından ayrı bir vizyonuna sahiptir; gelişimini antrenmanın kendisinden ayrı ve bütünleştirici olarak izler. Standartlaştırılmış ve genel kabul görmüş antrenmanlarda, oyunun ihtiyaçlarından uzak egzersizler ve önlemler uygulanır; bunlar, proprioseptif platformlar, şişirilebilir disk sıraları, fitness topları ve bağlamından koparılabilen ve bağlamsızlaştırılabilen diğer cihazlar kullanan egzersizlerdir. Bu nedenle, genel bir proprioseptiflik, futbol oyununun oynandığı farklı yüzeyler, gereken farklı hareketler, farklı vücut bağlamı ilişkileri ve her şeyden önce ayaklarla oynandığı ve bunun güçlü bir kondisyon gerektirdiği gerçeğini dikkate almaz ve bu da neredeyse doğal olmayan bir motorik pratiğe yol açar. Dolayısıyla aynı egzersizi tüm sporlara uygulamak mümkün değildir, çünkü her sporun özellikleri ve ihtiyaçları tamamen farklıdır.

Taktiksel periyodizasyon ise antrenman mantığıyla ilişkili olarak gelişen bütünsel ve bağlamsal bir propriosepsiyon vizyonuna sahiptir. Bu argümana göre, antrenmanlarda, gelişimi en üst düzeye çıkaran belirli müsabakalarda oyun oynayarak propriosepsiyonun eğitildiği, mekanoreseptörleri ve proseptörleri ilişkilendirilebilir ve bağlamdan kopuk olmayan bir biçimde aktive eden birçok egzersiz yapılır. Bu nedenle, propriosepsiyon bağlamla, karar vermeyle, duygularla ve bağlantılı duyumlarla yakından ilişkilidir. Bu propriosepsiyon biçimi, hareket halindeki vücudun oyunla ilişkisinin geliştirilmesine dayanır. Eğitilen şey, futbolla senkronize ve daha da önemlisi, antrenman yapan takımın uyguladığı futbolla uyumlu bir propriosepsiyondur.

"İki çok benzer hareket farklı amaçlarla gerçekleştirilirse, hareketin bazı kısımları aynı olsa bile, tüm aktivasyon dizisinin farklı nöronlarla gerçekleştiğini bilmek önemlidir. Dolayısıyla, örneğin, oyunun gerçekliğinden kopuk bir bağlamda taktiksel veya teknik bir hareketi öğrettiğinizde, rekabet aşamasında çalışmayacak nöronları aktive etmeyi 'öğrenirler'. Bu, taktiklerden fiziksel koşuya kadar her türlü aktivite için geçerlidir; bu, nöronal aktivitenin (kasın, dürtüyü gönderen nöron sayesinde hareket ettiğini unutmayın) gerçekleştirdiğimiz eyleme değil, amaca veya daha doğrusu eylemin kendisini uyaran niyete özgü olduğunu anlamamızı sağlar." (Montella, 2011)

"Propriyoseptiflik oyun yoluyla elde edilir, çünkü bağlam içinde tepki vermek gerekir. Rakiplerin varlığından kaynaklanan somatizasyon, diğer her şey gibi temeldir." (Gomes, 2010, Tamarit tarafından alıntılanmıştır, 2013)

"Bu, raylar üzerinde otomatik olarak hareket eden bir treni sürmeyi pratik ederek araba kullanmayı öğrenmeye benzer; ancak kendinizi yoğun trafiğin olduğu, uyulması gereken belirli kuralların olduğu ve diğer makinelerin varlığının bağlamsal müdahalesinin olduğu bir ortamda otobüs sürerken bulursunuz. Bu, ne zaman, nerede ve neden döneceğimize dair kararlarla sonuçlanır ve kendi değerlendirmelerimizi uygulamaya koyarız." (Maciel 2010, Tamarit tarafından alıntılanmıştır, 2013)

Bu, taktiksel periyotlandırmanın, oyuncuların neden deneyimsel eğitimle en iyi şekilde geliştiği iddiasını desteklediğine dair bir başka nedeni daha temsil eder.

"Kas, alıcı bir organdır ve kendisini etkileyen küçük değişikliklere sürekli olarak uyum sağlamalıdır çünkü oyun içi ortamlara benzer şekilde, oyuncunun uyaranlara etkili bir şekilde tepki verme yeteneğini içselleştirmesi zorunludur. Bir kas eş-kasılması ve bu kasılmayı hareket halindeyken oluşan koşullara göre ayarlayan başka bir zamanlama. Öngörülü olarak adlandırılan bu ikinci zamanlama, her sporcunun kasılmalarının 'deneyimsel hafıza fonksiyonunun' (vücudun uzay ve zamandaki ilişkisinin evrimini yakalamak için değişen mekanoreseptörler) önemini vurgular." (Frade, 2010, Tamarit, 2013 tarafından alıntılanmıştır)

Sonuçlar

Temel tez, taktiksel durumsal bir spor olarak futbolun kendi organizasyonuna ihtiyaç duyduğunu ve oyunun karmaşıklıklarının ne kadar somut olduğunu aydınlatmaya çalışmıştır; bu nedenle, birbirine bu kadar sıkı bağlı olan ve antrenmanda ayrı ayrı en üst düzeye çıkarılan yönleri azaltmanın ne kadar imkansız olduğunun farkındayız.

Geleneksel ve bütünleşik metodolojik kavramların yaklaşımları, antrenmanı yönlendirebilen ve dikte edebilen bir itici güç olarak fiziksel bir boyutun baskın olduğu göz önüne alındığında sınırlıdır (ve sınırlayıcıdır). Futbolun karmaşıklığını taktiksel bir bağlamda daha iyi yönetme ihtiyacını vurguladıktan sonra, amaç, Portekiz'de Profesör Vitor Frade'nin parlak zekası tarafından ortaya çıkarılan belirli bir yaklaşımı ortaya koymaktı.

Frade, oyunun organizasyonunu ve bilinçli ve neredeyse bilimsel manipülasyonunu kendi inancı haline getirmiştir. Bu yaklaşım, oyunun gerçek organizatörü olan taktiksel boyutu antrenman sürecinin merkezine yerleştirirken, diğer boyutlar (teknik, fiziksel ve psikolojik) ortak bir destekleyici role sahiptir. Kökleri dinamik sistemler, sibernetik, sinirbilim, fraktal geometri, karmaşıklık teorisi ve sosyolojiye dayanan bu metodoloji, 'taktiksel periyodizasyon' adını alır.

Taktiksel periyodizasyonun temel amacı, bir takımın oyuncular tarafından yalnızca bilinçli düzeyde değil, aynı zamanda bilinçaltı düzeyde de içselleştirilebilecek taktiksel bir organizasyon oluşturmasını sağlayarak, oyuncuların oyunda kolektif düzeyde performans göstermelerini sağlamaktır. Bu, net bir metodolojiye ve belirli bir eğitim yöntemine saygı gösterilerek sağlanır.

Optimum bir taktiksel organizasyonun elde edilebilmesi için, takımın oyunun genel şartlarına göre antrenman yapması yeterli değildir. Kolektif prensiplerin organize bir oyun modeli oluşturması söz konusu olduğunda, özgüllük gereklidir. Oyun modeli, koçun oyun fikrinin, oyuncuların beceri setinin yanı sıra bağlama ve gelişimlerini etkileyen diğer birçok faktöre uyum sağlayan pratik bir ifadesidir. Bu nedenle, bir oyun modelinin tanımı, taktiksel periyodizasyonla uygulamaya konulan sistematik bir antrenman yaklaşımını temsil eden temel bir ön koşul haline gelir. Taktiksel periyodizasyon, kazanmanızı ve kupalar kaldırmanızı sağlayan mükemmel bir formül değildir. Neyse ki, futbol ve öngörülemezliği, önceden belirlenmiş başarı şemalarını ve reçetelerini sonuçsuz kılıyor. Bana göre, bir koçun yüzleşmesi ve çözmesi gereken görevler söz konusu olduğunda bilimsel bir yaklaşımın olması son derece önemlidir. Taktiksel periyodizasyon, bir futbol takımının niteliklerini ve potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için metodolojik bir yol sağlar. Merak, deneyim, hırs ve gelişme arzusunun, koçluk rolüne doğru artan verimlilik ve bilinçle ilerlememe olanak sağlamasını umuyorum.

***

Luciano Vulcano’nun bu oldukça uzun, karmaşık ve anlaması zor tezinin en azından özetinin Türkçe olarak bulunmasını istedim. Frade’nin taktiksel periyodikleşmesini/periyodizasyonunu basit bir şekilde anlamak ve anlatmak oldukça zor. Frade’nin de dediği gibi aslında bu bir metodoloji. Yine de konuyu basitleştirip antrenman sahasına dökmek için basılı kitaplar bulunuyor.

 

Taktiksel Periyodikleşme hakkında Vitor Frade ile 2015 yılında Brezilya’daki Maringá Devlet Üniversitesi’den Paulo Henrique Borges tarafından yapılan bir röportaj şurada yayınlandı. (https://periodicos.sbu.unicamp.br/ojs/index.php/conexoes/article/view/2155/pdf_35). Taktiksel Periyodikleşme: Temeller ve Perspektifler konulu röportajdaki dikkat çekici ifadeler şunlar:


Taktik Periyodizasyon üzerine sınırlı sayıda yayın olduğunu göz önünde bulundurarak, bu röportajın amacı bu antrenman yöntemi hakkında bilgi toplamaktır.

·        1. Oyuncuların aynı takım içinde ister kültürel ister futboldaki deneyimlerinden kaynaklansın, sergiledikleri farklılıkları bilerek, her oyuncunun sunabileceği bireyselliği ve yaratıcılığı etkisizleştirmeden kolektif çabaları oyun modeline nasıl yönlendirebiliriz?

·    Oyun modeline atıfta bulunarak sorduğunuz ilk soru, oyun modelinden bahsettiğinizde neyi kastettiğiniz konusunda da endişelenmemize neden oluyor. İşte bu kadar. Bir oyun modelinin hiçbir yerde var olmayan, ancak yine de onu bulmaya çalıştığım bir şey olduğunu söylüyorum. Paradoksal görünüyor. Ama tam da vurgulanması gereken, bir oyun modeli kavramının, insanlar tarafından kağıda yazılmış geleneksel bir model kavramı olmadığıdır, çünkü kesinlikle temel olan bir şey vardır: çalışma nesnemizin ne olduğunu bilmek. Ve ilgi nesnemizin. Ve yatırım nesnemizin. Tam da vurgulamak için, bilimsel terimlerle nesne, nesnel, karakterize edilebilir anlamına gelir.

·        Şimdi, oynamak kendini gösteren, kendini görünür kılan bir şeydir ve kendini görünür kılarak tanımlanabilir, öyle bir kimliğe sahiptir ki, Barselona kötü oynasa ve farklı renkte formalar giyse bile, "Bu adamlar Barselona, ​​​​veya Barselona gibi oynuyorlar" diyebilirsiniz. Peki neye dayanıyor? "Bakın, Barselona gibi oynuyoruz" demelerine. Hayır. Nesnenin doğasını karakterize eden, bir yapılandırmayı, bir formu, bir morfolojiyi destekleyen şey, etkileşim biçimleri, çoklu etkileşimlerdir. Ve bu nedenle, benim için bir model genellikle söylenen şey değildir. Baktığımız şeydir... ve bizi, modellendiklerini söylemeye yönlendirir. Sinir sistemi gibi, kendilerini modelleyen biyokimyasal sistemler gibi. Bu nedenle, bir şeye maruz kaldıkları zamana bağlı olarak onlara işlevsellik kazandıran bir yapıları vardır, bu nedenle modellemeye dayalı olarak modellenirler.

·   Taktiksel Periyodizasyonun amacı, modellemeyi yönlendirmek ve bu konuda aktif olmaktır. Bu yüzden, başlangıçta ilk önermenin aslında oyunun fikri olduğunu söylemiştim. Ve ilk Spesifiklik de buradan geliyor. Dolayısıyla, Spesifiklik, bu durumda, şüpheli de olsa, diyelim. Çünkü ne olacağını belirlese ve bu yüzden ona Ön Niyet desek de, asıl Spesifiklik, her an, eğilimler açısından kendini gösteren şeydir. Bu, eylem alanının bir parçasıdır. Dolayısıyla bu, bir bağlantı örüntüsü içinde işleyen üç metodolojik ilkenin sistematik birleşiminden kaynaklanmaktadır. Bu bağlantı örüntüsü, morfosiklusun haftalık sunumuyla güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla, belirli bir şeyin zaman içinde gerçekleştirilmesi gerekir; bu yüzden buna periyotlama diyorum; bu, birimi hafta olan, ancak nispeten farklılaşmış, üzerinde düşündüğümüz zaman ve periyotlardır. Bunlarla, şunlarla oynarız, önce, sonra oynarız, ancak bu gerçekliğin bir standardizasyonu vardır...

·        Peki bu ne içindir?

·     Böylece çalışma veya nesnelleştirme nesnesi oyun yoluyla elde edilebilir. Yani bu kültürel bir süreçtir. Ve bu kasıtlıdır. Bunun teknik direktöre dayalı olarak gerçekleşmesi, bir fikir edinilmesi vb. için bir niyet vardır. Böylece herkeste etkileşim yoluyla edinilen bir alışkanlık veya alışkanlık olarak yerleşir ve bu alışkanlık bireyin alanı değildir, ancak birey olmadan var olmaz, kolektifin alanı değildir, ancak her şeyden önce kolektif olmadan var olmaz. Şimdi kolektif tarafından yönetiliyor, koşullandırılıyor veya üst koşullandırılıyor, ancak bunun bir biçim veya biçimlendirme olmadığından, bunun için seferberliğin bireysel öznellikler aracılığıyla olduğundan emin olunuyor.

·       Mourinho'nun bu soru sorulduğunda bir tanımı, bir ünlemi vardı: Benim için bir model her şeydir! Ve öyledir. Her şeydir ve herhangi bir şeydir. Çünkü bunların çoğunu bilmiyoruz. Bunların çoğunu henüz bilmiyoruz. Artık azimutumu kaybedemem. Bu yüzden ona, her zaman söylediğim gibi, bir eğitim sürecinde geleceğin etkileşimselliğin nedensel unsuru olduğunu söyledim. Ama bir bakış açısı, bir fikir olarak gelecek. İşte bu yüzden diyorum ki, oyun modeli hiçbir yerde var olmayan bir şey... Olduğu gibi var değil, ama yapılandırma... Tıpkı benim gibi, az önce seninle konuşurken, ne hakkında konuşacağını biliyordum çünkü bana söylemiştin, ama ben bilmiyordum ve bundan ne çıkacağını da bilmiyorum. Eğitilebilirlikte de olmasını istediğimiz şey bu.

·     Herkesin bilgi birikimi çatışma yaratabilir, ancak futbol bilgisi söz konusu olduğunda ortaya koyduğu şey benzerlikleri ve yakınlıkları ortaya çıkarır. İyi bir koçun başlangıç ​​noktası her zaman şudur: sahip olduklarından başlamak. Eksikliklerinden değil... Hayır! Sahip oldukları! Ve arzuladıkları şeye dayanarak, daha iyi işlenebilmeleri için onlara yönlendirmeler yapmak. Sıkça söylenen ve duyulanın aksine, Taktiksel Periyodizasyonun antrenman davranışlarına odaklanması gerektiği... Bu aptalca! Periyodizasyonun yaptığı şey fikirleri periyotlamak. Çeşitli fikirler ortaya atıyor, ne için? Böylece bilgi birikimi aynı anda bir bilgi birikimi "hakkında" bilgiye dönüşüyor. Ve bu "hakkında" bilgi, ortaya attığımız fikirlerden kaynaklanır ve oyun anlayışımızı artırır, ancak bilinçten bilinçaltına geçişin uzun zaman aldığını bildiğimiz için insanlar yazın değil, kışın yüzmeyi öğrenirler. Yazın oraya giderler ve ertesi yıl geri dönüp "Biliyorum..." derler. Ve mesele, tüm canlılar için gerekli olan bu zamansallığı kaybetmemek. İnsanlar içinse süreç daha yavaş; doğmak ve daha uzun bir çocukluk geçirmek için daha fazla zamana ihtiyacımız var.

·        Ama aynı zamanda bir avantajımız da var: esneklik. İsterseniz işlevsel veya nöronal esneklik.

·    Görüyorsunuz, bazen insanlar engelleyici bir şekilde akıl yürütüyorlar, yani bu bir çelişki gibi görünüyor, peki nasıl akıl yürütüyorlar? Çünkü değer yargılarıyla veya önyargılarla dolular. Hatta bazen "doğuştan" diyorlar. Hayır. Doğuştan gelenin kendi başına sonradan edinildiğini biliyoruz. Ve genetik, epigenetik, ekogenetik gibi yeni terimler kullanmaya başladı... Tam da çevreyle ilişkide herhangi bir küçük şeyin, hatta herhangi bir genin bile önemi nedeniyle. İşte bu yüzden ani veya sistematik değişiklikler buna zarar verebilir. İşte bu yüzden filogenez ve ontogenez farklı şeylerdir.

·     İşte bu yüzden özgüllük bir kez daha önemli. Ve sonra bu yılki Nobel Kimya Ödülü sahibinin tam olarak bunu söylediğini hatırlıyorum. Yani, Portekiz'de ikiz çocuğunuz varsa... Size daha fazlasını anlatacağım... İki Japon veya iki Çinli çocuğu olan herhangi birinin iki Çinli ikiz çocuğu vardır ve doğum sırasında biri Portekiz'e gelmiş, diğeri Çin'de kalmıştır. Portekiz'de kalan ise Portekizli bir ailede doğmuştur. Bu adam Çince bilmiyor. Geriye kalan bazı yönler var ama Çince konuşamıyor. Farklı bir şekilde, aynı şey: Bir bebeğiniz varsa, onu üç veya dört dile maruz bırakırsanız, iki dilli, üç dilli veya her neyse... Ama sonra... Yaşlı köpekler dil öğrenmez, değil mi? Bu nedenle, aynı mantık Taktiksel Periyotlama için de geçerlidir.

·        3. Profesör, Portekiz'de Çince konuşmayan Çinlilerin çevresel uyaranları konusundan bahsettiniz. Bu nedenle, Taktiksel Periyodizasyon kapsamında, organın işlevini yerine getirdiği varsayıldığı için geleneksel vücut geliştirme ve koruyucu önlemlerle çalışmak mantıklı değil mi?

·        Futbolu doğru bir şekilde düşünmek için evrime, iki ayaklılığa bakmalıyız. Ve alt bedenin beyinsel temsilinin üst bedeninkinden farklı olduğunu biliyoruz. Çünkü insanlaşma sürecinde, üst beden, hareket ve ayakta durma için olan alt bedende gerçekleşmeyen bir şey olan, etkileşimle rahat bir ilişki kurmak için kendini özgürleştirdi. Ve tüm bunlar, insan motor fonksiyonunun temel boyutu olan tonik fonksiyonla ilgilidir. Biz futbolda bunu neredeyse tersine çevirmek istiyoruz çünkü ayakların, özellikle Messi'nin, Brezilyalı oyuncuların veya örneğin Neymar'ın ellerinin yapması gerekeni yapmasını istiyoruz. Futbol için vücut geliştirmeyi savunacak kadar cesursanız, bunu "anlamamak" aptalca ve cahilce.

·        Bizler sadece anatomik tahtada simetriğiz. Anatomi böyledir. Yoksa bununla hiçbir ilgimiz yoktur. Bu nedenle, Taktiksel Periyodizasyon ince ayar, hassasiyetle ilgilidir; yani, size daha fazlasını anlatacağım, soyutlama olan alışılmış teknik kavramının çürütülmesidir. Taktiksel Periyodizasyon temel olanı destekler: hassasiyet. Karşılaşılacak bağlamların çeşitliliğindeki hassasiyet ve bağlamların değişkenliğindeki hassasiyet ihtiyacı, bu bağlamlardaki benzerliklere dayalı standartlaştırılmış bir araç sağlayacaktır ve bu Taktiksel Periyodizasyon tekniğidir. Ancak bu, oyuncuların edindiği tekniktir. Diğeri ise koçların sahip olduğu ve aşıladığı tekniktir. Yani bir işlevdir... Bu yüzden bunun son derece önemli olduğunu söylüyorum, birçok insan Mourinho ile neredeyse mutlak bir yakınlık kursa da bu doğru değil. Bu, dostluk ve dehasının tanınması anlamındadır, ancak özellikle de formasyonu göz önüne alındığında oyun tarzında değil. Dolayısıyla zirvede oynama, kaliteli oynama ihtiyacı var ve ayrıcalıklı kalitede olmak hücumun önemini vurguluyor ama savunmayı, dengesizlikleri vs. ihmal edemezsiniz.

·        Haftalık morfosiklusa uyum kaygısı, bu olma yeteneğini kapsar... Şöyle söyleyelim... Kaslar, özellikle alt vücut, bacaklar ve ayaklar üzerinde önemli bir genliğe sahip serbestlik dereceleriyle işlev görmeleri için bir talep yoluyla, aynı zamanda rekabetçi taleplere uyum sağlamaları gerekir, aksi takdirde adam düşer ve diğerleriyle karşılaşmada kaybeder. Kasın yüksek gerilime dayanma, yön değiştirme, yön değiştirme yeteneğini daha kolay hale getirmek mümkündür. Futbolda frenleme olağanüstü önemlidir. Formula 1'de olduğu gibi, frenleme hızlanmaktan daha önemlidir ve bu tüm hızları, hızın hızlarını önemli kılar. Ve Taktiksel Periyodizasyon bunu dikkate alır. Ancak oyunun zenginliği nedeniyle, Taktiksel Periyodizasyon oyunu bir haritadan çok bir labirenttir.

·        Yani, dediğim gibi, mantıklı muhakemeyi engelleyen bir dizi şey olduğunu anlamalısınız ve bunlardan biri, fiziksel aktiviteyle ilgili her şeyin temeli olarak tanıtılan, vurgulanan ve seçilen bir şey; bu, kolektif bir aktivite için tam bir hata, bir aptallık: daha uzun koşmak, daha yükseğe zıplamak ve daha hızlı koşmak. Ve bu, işlevsellik direktörü olduğunuzda bir suçtur; Taktiksel Periyodizasyonun yasakladığı ve kesinlikle meydan okuduğu başka bir mantıkla ilgilidir.

·        Öleceğimden de eminim ve 100 yıl sonra buraya geri döndüğümde aynı aptallar ortaya çıkıp... cahil, düşünmeyen ve işe yaramaz insanlar diyecekler. Muhtemelen okumamışsınızdır ama Taktiksel Periyodizasyon hakkındaki ilk kitabı okuduysanız, dört eski üniversite öğrencisi tarafından yazılmıştı, Mourinho hakkında, neden bu kadar çok zafer kazanmış? Mourinho zaten arka kapakta şöyle demiş: "Bu sansasyonel, ama 50 yıl içinde çoğu insan bu adamların ne yaptığını anlamayacak." Ben söylemedim ama neredeyse tamamen katılıyorum.

·        4. Peki vücut geliştirme, simetri fikri... Bilim, tıp, fizyoterapi bu anlayışa katkıda bulunmuyor mu?

·        Felsefe diplomam var, tıp alanında çalıştım... Ayrıca bunun benim için önemli olduğunu düşündüm veya buna ihtiyacım olduğunu düşündüm. Ama eskiden şunu söylerdim: Felsefe, fizyoloji, anatomi, antropoloji, sosyoloji... bunların hepsi ders için son derece önemli, ancak her biri tek başına futbol için olumsuz. Bilmiyorum, kendimi yeterince açık ifade edebildim mi? Her futbol oyununun farklı bir fizyolojisi olduğu gerçeğinden dolayı, anlıyor musunuz? Ama hepsi bu değil!

·        Demek istediğim şuydu, bakın, Doğu düşüncesi şöyle der: Tüm dövüş sanatları, bir dövüşte güce karşı güç kullanmamamız gerektiğini, rakibi yenmek için gücünden yararlanmamız gerektiğini söyler. Ayrıca, yukarıdakinin aşağıdakine eşit olduğunu ve bunun tersinin de geçerli olduğunu söylerler. Ve kimyadaki Nobel Ödülü'nü bu yüzden hatırladığımı söyledim: Empati yoluyla, sonsuz sayıda şey aracılığıyla, beden ve diğer bedenler arasında mümkün olan en iyi şekilde bir yakınlık ve çatışmasızlık ilişkisi kurmalısınız. Ve bugün, sinirbilim veya en azından çekici sinirbilim, bunu işlevsellik örüntüsüne ve ortaya çıkan sorun örüntüsüne göre ele alıyor, yani futboldaki sorun örüntüsü, çeşitli nüanslarla da olsa, futbol oynamaktan oluşan bir matrise sahip. Dolayısıyla, bu standardizasyonun, Damásio'nun dediği gibi, bu haritalamanın, benzerliğin kaybını temsil eden her şey, zararlı bir çatışmadır.

·        Yani bakın, sırtınızda 60 kilo yerine 80 veya 90 kiloyla 90 dakika koşarsanız tüm bunlar daha da kötü. Sadece hiç denememiş olanlar... Bakın, şu deneyi yapabiliriz: Üç gün arayla üç maç oynayabilen Neymar'ı alın, zirvede ve siz gidin, eğer bugün oynayıp dört gün sonra onunla basketbol maçı yaparsak, ertesi gün tamamen ölmüş, kırık dökük, her yeri ağrıyor. Yani, şunu fark edin ki, bir futbol maçı daha oynasaydı böyle olmazdı. Bir düşünün! Bu yüzden Taktiksel Periyodizasyon, etkiye yol açan toparlanmanın performansla aynı mantığa sahip olduğunu, ancak yoğunluğun farklı olduğunu savunur.

        Dolayısıyla, söylenenin aksine, en iyi toparlanma dinlenmektir. Ama bir şey yaparak hiçbir şey yapamam. Ne yaparak? Beni yoran şeyin aynısı. Ama aynı şekilde değil, yani biraz. Canlandırıcı. Önemli olan dinlenmek, ama aynı zamanda beni yoran şeyin aynısını yapacağım anları bulmak. Bu, örneğin... Barselona'da oynuyorsam ve onlar da topla çok fazla yerde oynuyorsa mümkün. Çeviklik adına, aynı şeyi yapıp topu havada daha fazla hareket ettirebilirim. Bu, nesneler arasındaki ilişkilerin koordinatlarını açar, çünkü çeviklik kaybı, işlevsellik kaybına ve sakatlığa büyük bir katkı sağlar, ancak bu küçük zamansal "paketler" aracılığıyla gerçekleşir.

        5. Peki hızlanma ne olacak?

        Çeviklik, vücudun çeşitliliğe ve zorluklara, beklemediğiniz anda ortaya çıkanlara ve bunlara tepki vermeye hazır olmasıdır. Çevik olmaktır. Bu nedenle önemlidir. Topu paslamayı ve isabetli olmayı gerektiren her şeyi yapabilirsiniz, ancak tenis, futbol veya netbol oynamak standarttan sapmaz, aksine çevikliği kaybetmemek için bir koordinatı, bir değişkeni değiştirerek kas zincirlerindeki işlevselliği artırır. İşlevsellik, hareket kabiliyetini "küçültür". Bu yüzden Taktik Periyodizasyon açısından, göstermem gereken özenin, temel noktaları sistematik olarak ince ayarlamak olduğunu söylüyorum. Tıpkı pazar günü yarışan Formula 1 pilotları gibi. Ertesi Pazar sabaha kadar ince ayar yapmaya devam ediyorlar. Bu performans/toparlanma ikilemi çok önemli. Benim ve Taktik Periyodizasyon için toparlanma performanstan daha önemli. Eğer toparlanmamışsam, dinç değilsem, performansım zirvede değil demektir. İradem olabilir, ama bu kör bir irade, çünkü yapamam. Ve bu yüzden de... Bildiğiniz gibi, çeşitli yakıtlarımız var; insanlar anaerobik ve aerobik mekanizmaların ayrı ayrı çalıştığını düşünüyor. Hayır. Her zaman aynı anda çalışırlar; tezahür yüzdesi, oyunla olan ilişkiye ve dolayısıyla belirli bir biyoenerjetik desteğe bağlı olarak değişir ve bu da enerji metabolizmalarının belirli bir "iç içe geçmesinden" kaynaklanır.

    Bakın, size uç bir örnek vereceğim çünkü absürtlük bizi olayları anlamada daha iyi hale getirir. Yalnızca Taktiksel Periyodizasyon, yalnızca Futbol için bir metodoloji olarak tasarlanmıştır. "Özellikle" ifadesinin altını çizin. Mola önemli. Şimdi, insanların düşündüğünün aksine, özellikle belirli bir oyun türünde, tüm oyuncuların çoğu zaman dinlenmesini sağlayabilirsiniz. Ve daha uzun süre dinlenirler; hatta top oyunda olduğunda, oyuncuların tüm oyun boyunca en fazla iki veya üç dakika hareket ettikleri bile söylenir.

·        Yani bir organizmayı alıştırmamız şart... Uzun mesafe koşucusu olmak istiyorsanız, bir kısa mesafe koşucusu gibi antrenman yapmayacaksınız. Bu nedenle, futbolda, iyi oynayacak kadar hızlı olmanız için dinç olmanız gerekir ve ancak dinç olduğunuzda net düşünebilirsiniz ve bu, genellikle düşündüğümüz mantıktan tamamen farklı bir mantıktır. Bu saçmalıkların hiçbirine ihtiyacınız yok. Bunu iyi anlayan ve ardından biraz önce size anlattığım şeyin, yani morfosiklde temsil edilen, otonom olarak edinilen bilginin gerçekte ne olduğunu net bir şekilde anlayan zeki insanlara ihtiyacınız var.

        6. Diğer metodolojilerin şekil zirvelerinden bahsettiğini duyduk. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Morfosikl tam tersi yönde ilerliyor: Şekil zirveleri istemiyoruz, stabilizasyon istiyoruz.

        Kesinlikle doğru. Bence tüm bu akıl yürütme, Taktiksel Periyodizasyonla hiçbir ilgisi olmayan, aşağı yukarı Matveevari bir mantığı izliyor. Yani bu mantık, periyodizasyonu bile farklı yorumluyor. Taktiksel Periyodizasyon terimini kullandığımda kışkırtıcı oluyor, çünkü insanların gelip "Periyodizasyon bu değil; şu anlama geliyor" diyeceğini zaten biliyordum. Spor performansında performans diyorlar. Buna "bu" diyemezler, çünkü geçmişte araba aldığımızda buna peşin değil, taksitli ödeme derdik ve peşin ödeme yapmazdık, taksitler halinde öderdik. Bu yüzden, terimi kullandığımda kışkırtıcı oldu.

        Ancak bu periyodizasyon döngülerinin tamamen farklı bir mantığı vardır; aşamalar veya evreler halinde işlemezler. Taktiksel Periyodizasyonda hiçbir aşama veya evre yoktur. Temel olan, morfosiklusun en başında, ilk gününde... Peki, neden morfo? Çünkü baskın olan, Kantçı terminolojiyi kullanarak bir tür Kategorik Emir olan, Spesifikliktir; işlevselliğin geometrikleştirilmesi olan Spesifiklik, eğilimlerin metodolojik ilkesinin uygulanmasından gelir. Peki, bu morfoloji neyle uygulanır? Metodolojik prensiplerle, Eğilim ile... Egzersizler, başlangıçtaki oyun, daha az karmaşık bir şekilde oynamaya başlamakla ilgili değil, maksimum kaliteye ulaşamamakla ilgili, ancak bunun diğer tüm haftalarda gerçekleşeceği, yani önce dayanıklılık geliştirmemiz gerekmediği vb. Aerobik kondisyonunuzu geliştirmezseniz, hızlı gidemezsiniz; bu, şarap içmek isteyip önce su içmeye başlamakla aynı şey. Hayır, az az içmeye başlıyorsunuz, küçük bir kadeh şarap, belki yüzünüzde kızarıklık olur, uzun bir ara vermeniz gerekir ve sonra bir şişeyi tamamen içene kadar içmeyi artırıyorsunuz. Yani mantık tamamen farklı.

        Senin için önemli olan ne? Oynamak. Sahada oynamak yerine uçtuğun bir dönemde mi olacaksın? Hayır, oynamalısın, her zaman oynamalısın. Bunu dengelemek için. Ve sadece sahada kalıp yorulduğunda dinlenerek dengeye ulaşırsın.

    Tepkinin düzenliliği bilinçdışından gelir, yani koşmak için düşünmenize gerek kalmaz. Spontanlık, iyi bir şekilde otomatikleştiğinde, bir amaca ulaşmak için bir araç olduğunda, bir amaç olmadığında ortaya çıkar, anlıyor musunuz? Taktiksel Periyodizasyon da bunu teşvik eder. Peki, size ne söylemek istiyorum? Geleneksel olan her şey Taktiksel Periyodizasyonu mahveder...

        Çalışmanın konusu oyun olduğunda, oyun oyun olmalıdır ve karmaşıklığını kaybetmediği sürece, karmaşıklığı artırmak her zaman mümkündür. Bu biçimlendirilmiş formatlar, olumsuz bir öğrenme mantığının, yani alımsal öğrenmenin sonucudur: bir huni oluştururlar... ki bu doğrusaldır. Bu yüzden size, doğrusal olmayan olgularla başa çıkmak için bildiğim doğrusal olmayan tek aracın Taktiksel Periyodizasyon olduğunu söylüyordum. Yani, diğer anlamda, öğrenmeleri, zaten bildiklerini, sahip oldukları kılavuzda zaten var olan şeyleri elemek, hiyerarşik hale getirmekle ilgilidir. Bu ne yaratır? Oyuncular yaratır, yani bu kılavuzun bir şeyi vardır ve çelişkisi olan şey, yani bu şey karşısında olamayacak şey... Bu da "oyunda" olur, bu ve şu değildir. Bu doğrusal olmaktır. Dolayısıyla, en başa dönersek, Taktiksel Periyodizasyon, doğrusal olmayan bireyleri ve doğrusal olmayan oyunu hesaba katan doğrusal olmayan bir fenomenolojiyi hesaba katarak tasarlanmış ve oluşturulmuş doğrusal olmayan bir araçtır. Bunu bilmem gerekiyor. Tekrarlamak değil, oyunun ve bireyin neden doğrusal olmadığını bilmem gerekiyor.

        Bu sorunu ele almak için, Taktiksel Periyodizasyon aracı doğrusal olmadığı için en uygun araçtır. Aksi takdirde, oyuncular karmaşıklıklardan kaçamazlar ve bu da oyuncuların belirsiz, muğlak, endişeli ve gergin olmalarına neden olur, çünkü bu tür bir öğrenme, keşif yoluyla olması gereken öğrenmenin tam tersidir. Algılama yoluyla, her zaman daha fazlasına ihtiyaç duyarlar. Bu genç ve basitleşmiş oyuncuların daha fazla ezber yapmasına ve daha fazlasını ezberlemek istemesine, daha fazlasını ezberlemek zorunda oldukları için acele etmelerine yol açar. Bu nedenle, otomatizmler alanında büyük bir "yeterlilik" geliştirildiğini söyleyebiliriz, ancak bağlam dışı otomatizmler, yani serbest stil oyuncularının kullandığı süreç türü olan soyutlamalar, giderek daha az düşünceli hale gelir ve dolayısıyla bilgi birikimiyle birlikte bilgi birikimi hakkında bilgi geliştirme becerisinden yoksun kalırlar. Dolayısıyla, Taktiksel Periyodizasyon dışında, oyuncu daha az tartışmacı, tepkisel ve temelde estetik açıdan, oyun açısından tamamen beceriksizdir. Çünkü ortada bir oyun yoktur, oyunun parçaları vardır, bu yüzden makro prensipler asla onun referansı değildir; özünde neyin koordineli, yani koordineli olması gerektiği.

       Otomatizmlere teslim oluyoruz. Ve yanlış yorumlanan otomatizmlere... çünkü otomatizmleri mekanik olmayan mekanizmalar olarak yorumlamanın başka yolları da var. Bu, bir kerede elde edilip sonsuza dek kapatılabilecek bir şey değil; işlevselliği kısıtlayan bir mantık değil, tam tersi. Üs alma, içerebileceği bir matrise veya bir çeşitlilik örüntüsüne odaklanmalıdır. Aksi takdirde, önemli bir şeye, büyük I ile önceki niyete, yani bir oyun fikrine gerek kalmaz. Bu yüzden çocukları giderek daha fazla oynarken görüyoruz... Ve cenazelerde, oynamaktan çok güldükleri oluyor çünkü çalışıyorlar ve oynamıyorlar. Duyguyu göz ardı ediyorlar çünkü katalitik duygu yalnızca beklenmedik bir şey ortaya çıktığında ortaya çıkıyor. Oyun! Tırnak içinde hastalandılar, ama futbol terimleriyle, çocukları hasta eden şeyin ne olduğunu anlamam gerekiyor.

        Bence Taktiksel Periyodizasyona sadece oyunu anladığınız, iyi anladığınız ve oyunun oyuncular tarafından oynandığını anladığınız için dahil oluyorsunuz. Oyuncular bir araya geldiklerinde, birlikte çalıştıklarında, kolektif olduklarında, yani her oyuncu, topla veya topsuz, yalnız veya çaresiz hissetmediğinde, bu onlar için iyi bir oyundur. Özgürlükten, bireysellikten bir kayıp yoktur, ancak bencilliğe de saygı duyulmaz. Ve anlaşılması gereken bu karmaşıklıktır ve bu ancak diğer tüm metodolojilerin sahip olduğu yaygın olmayan bir öğrenme kavramıyla başarılabilir; bu doğrusal olmayanlığı barındırmak için açıkça çok doğrusaldır. Ve bu yüzden Taktiksel Periyodizasyon, bu şekilde görülmezse, değil mi, çünkü onu çökertmek için sadece küçük bir sıkıntı yeterlidir.

        İşte bu yüzden bir oyunun kalitesinin, fazlalık ile değişkenliğin, düzenin ve çeşitliliğin eş zamanlı olarak en üst düzeye çıkarılmasıyla elde edildiğini söylüyorum. Ama düzen... Ve bazen çeşitlilik o kadar zengindir ki, düzeni bile gözden kaçırmamıza neden olur, ancak onu destekleyen altta yatan bir düzen vardır. Taktiksel Periyodizasyon, bireyin bu karmaşıklığına ve varoluşlarının doğrusal olmayışına ve dolayısıyla bunun varsaydığı ek karmaşıklığa inanır, on bir kişi varken aynı yere yürümek ve on bir kişi aynı hedeflere sahip on bir kişiye karşı kazanmak ister. Ve aynı zamanda son derece karmaşık bir şeyi ifade etmek: iyi oynamak.

        Sokak futbolunun önemini her zaman vurgularım çünkü çeşitli durumlar, alanlar, oyuncu sayısı ve ne olduğunu bilmediğim şeyler sağlıyordu... Topu alıp kimseye pas vermeyen kişi seçilmemişti. Topa zarar verecek yetişkin yoktu. Bu, insanların düşündüğünün tam tersini, yani çocukların zihinsel engelli olduğunu, her şeyden önce zihinsel olarak gelişmiş olduklarını gösteriyordu! Zihinsel engelliler, onları deli gömleğine sokan kişilerdi. Ve bu (sokak futbolu) ortadan kayboldu. Ve sahip oldukları modeller bile çoğu zaman en tavsiye edilenler değildi...

        Cruyff, kısa süre önce onu dünyanın en iyi on biri yaptı ve çoğu insanın tanımadığı oyuncuları kadroya dahil etti. Pelé'ye neden "o" oynadığı sorulduğunda, olağanüstü olan tüm oyuncular onun olağanüstü olduğunu söyledi ve o da muhteşem bir cevap verdi: Benim sokağımda onlarınkinden daha fazla çukur olmasıydı herhalde! Bazı insanlar sentetiklere bakıp şöyle diyor: Bak, bu iyi, onlara nasıl oynanacağını öğretmek için. Bu bir yalan.

        Bu nedenle, Taktiksel Periyodizasyon, bu fenomenolojinin sosyolojik, antropolojik, psikolojik, fizyolojik ve hatta belki de ontolojik anlayışına her zaman "dahil olmalı" ki bu gerçekten kolay değil ve sadece benim gibi tüm çekmecelerini düzgün kapatmayan biri, 70 yaşında hala endişeli bir şekilde bu saçmalığı taşıyabilir!

        Taktiksel Periyodizasyon teknokratlara izin vermez. Öncelikle, plan nedir?... Birçok kişi ilk Metodolojik İlkenin Özgüllük olduğunu söylüyor. Hayır, değil! Üç Metodolojik İlke arasındaki bağlantı sayesinde bu (özgüllük) elde ediliyor, çünkü hepsi Özgüllükle ilgili. Ancak Özgüllük, boş, soyut, garanti edilmesi gereken bir şey olmadığı için belirli bir şekilde elde edilmelidir. Ve sonra, bununla ilgili şeyler aracılığıyla: Eğilimler. Sonra yoruluruz ve dinlenmemiz gerekir, Yatay Dönüşüm düzenlemek için ve kolektifle ilgilendiğim için, bunların hepsi performansı ve bitkinliği aynı şekilde etkilemez; bir kişi zayıflıyor olabilir. Bu yüzden, bireysel düzeyde de ilgilenmeliyim ve bu nedenle çarşamba ve cuma günleri, Yatay Dönüşüm özgüllükle, küçük harflerle, büyük harflerle değil. Çünkü biraz Özgüllük, bir Özgüllük ölçeği.

·        Bunun Özgüllükle ilgisi var? Peki bu neyle başarılıyor?

·      Karmaşık İlerleme İlkesi, yani sürdürülebilir bir şekilde evrimleşme. Şimdi, bu üç ilkenin bağlantı veya kullanım örüntüsü, Özgüllüğün metodolojik olarak gerçekleşmesine, yani morfosiklüsün kesintisiz haftalık sunumuna yol açar. Bir kategori olarak Özgüllük, kavramsal düzlemde, metodolojik düzlemde değil, başka bir düzlemde var olur. Özgüllüğü getiren gelecek ve sonuçlar, ortaya çıkıştır, bir kerede ve sonsuza dek değil. Ve bu konuda insanlar arasında bir kafa karışıklığı var.

        ******

        Johan Cruyff’un total futbolu, İtalyanların katenaçyosu, Guardiola-La Masia’nın tiki takası, Almanların Hennes-Weisweiler’i derken tabii ki Frade’nin Taktiksel Periyodikleşmesini yok sayamazdık. Futbola dair modern çağın başarısı “sadece maç ve kupa kazanmakla” eşleştirilse bile oyunun derinliklerini anlamlandırmak, düşünmek, konuşmak, uygulamak çok kıymetli oluyor. Bu yolculuk illa ki bir kültür olarak dikkatleri çekiyor ve karşılık buluyor. Bu yolculukta Vitor Frade ve Portekizlileri anlatmaya çalıştım, aynı Frade’nin dediği gibi “Periyodizasyonun yaptığı şey fikirleri periyotlamak”. Özellikle Vulcano’nun tezinin üzerinde çok durdum -ki amacım futbol üzerine yazılan 74 sayfalık bir tanecik tezin bile özetinin ne olabileceğini mümkün olduğunda kısaltarak da olsa göstermekti. Fikirleri periyotlar (bölümler) halinde anlatmaktı. Kimisi uzun, kimisi kısa olacak şekilde… Belki de gerçekten Mourinho’nun da dediği gibi "Bu sansasyonel, ama 50 yıl içinde çoğu insan bu adamların ne yaptığını anlamayacak."

Frade ve Taktiksel Periyodikleşme’ye dair daha fazlasını ilk ağızdan https://www.tacticalperiodisation.com/pt/vitor-frade/ şuradan görebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder