Maç Öncesi
17 Mart 2024 Pazar günü Süper Lig'in 30.haftasında Fenerbahçe, Trabzonspor'a konuk oldu. Şampiyonluk yarışındaki rakibi, 2 puan önündeki lider Galatasaray'ın Kasımpaşa deplasmanında 77.dk'da 3-2 geriye düşmesine rağmen, hatta 80'de bir de penaltı kaçırmasına rağmen 83 ve 90.dk'larda attığı iki golle kazanması, yine kazanması ve galibiyet serisini 11 maça çıkarması Fenerbahçe'nin üzerindeki stresi daha da arttırmıştı.
Maçın Hikayesi ve Özeti
Maçın hakemi Halil Umut Meler daha başlangıç düdüğünü çaldığında ekranın ortasında yanan kocaman meşale maçın nasıl geçeceği hakkında ipucu veriyordu. 13.dk'da Fred'in cezasahası dışından attığı mükemmel gole kadar tribün-saha içi-atılan madde ilişkisi neredeyse sıfırdı. 4 dk uzatılan ilk yarının son dakikalarında Tadiç-Fred paslaşmasında skor 2-0 olunca Fenerbahçe çok rahatlamıştı. Devreye girilirken Trabzonspor 6 kornere rağmen sadece 1 şut çekebilmişti. İlk yarı Trabzonspor gol beklentisi (xG) 0.01'di. Takım faullerinde 6-7 gibi bir sayı varken hakem MU.Meler oynatmak isteyen bir tarz sergiliyordu. Ancak bu oynatma isteği Trabzonspor'un 2 atağındaki açık ve çok net ofsayta bayrak kaldırılmayıp devam ettirilmesi Trabzonspor lehine korner olarak sonuçlandı. Her şey rağmen sahadaki oyun Trabzonspor lehine hiçbir şey vaat etmiyordu.
2. yarı başlarken buna çare bulabilmek için Trabzonspor teknik direktörü Abdullah Avcı devre arasında stoper Fernandez'i çıkararak hücum oyuncusu Enis Bardhi'yi oyuna dahil etti. Ancak maçın kaderini ve oyunu değiştiren teknik direktörler ya da futbolcular olmadı.
İlk yarıdaki iki golü de sol kanattaki Tadiç'in merkeze attığı paslar sağlarken ikinci yarıda tribünler atılan yüzlerce su şişesi Fenerbahçe'nin sol kanadındaki Ferdi-Tadiç aksiyonunu tamamen durdurdu. Fenerbahçe de bu kadar duran oyunun ruhuna uyarak bir nevi "bitse de gitsek" moduna geçti. Dakikalar geçtikçe tribünlerin çok yüksek seviyede başlayan tepkisi iniş çıkış göstermeye başlamıştı. Bunun biraz da sahaya yansıması olarak olarak 52.dk'da Trabzonspor'da Enis Destan maçın ilk sarı kartını görmüş oldu. 61. dk'da Fenerbahçe cezasahasına atılan onlarca pet şişe, meşale ve meşalenin dumanından top oynanamaz hale gelip, hatta Fenerbahçeli İsmail Yüksek'in futbolu bırakıp meşaleyi gösterdiği anda hakem Halil Umut Meler'in oyunu durdurması gerekirken Trabzonspor lehine haklı bir serbest vuruş verdi. Ancak o anda futbolun devam etmesi başlı başına bir meseleydi.
2.yarının başından beri devam eden futbol dışı faktörler maçın tatil edilmesi için gayet yeterliydi ancak Meler maçı devam ettirmekte kararlıydı. Serbest vuruşta Enis Bardhi çok düzgün bir vuruşla kaleci Livakoviç'in de hatası ile golü bulunca tabiri caizse tribünler yıkıldı. Livakoviç de hatasından direği yumrukluyordu. Evet, birinci hedefe ulaşılmıştı. Şimdi en azından 2-2 olmalıydı.
73.dk'da Fenerbahçe savunmasının arkasına atılan uzun topta Pepe'nin deparına Osayi-Samuel zar zor yetişmesine rağmen karşı karşıya pozisyonda golü çıkaran bu sefer Livakoviç oldu. 74.dk'da hemen hemen tüm hakem yorumcularına göre faul olmayan top kapma mücadelesinde hakem faulü çaldı. Cezasahasına yapılan ortada Djiku'nun ayağını fazla kaldırıp Denswill'in başına isabet ettiğini düşünen hakem Djiku'ya sarı kart gösterirken Trabzonspor lehine de penaltı verdi. Bu pozisyonda eğer penaltı veriliyorsa kartın rengi kırmızı olmalıydı. Hayır pozisyon kartlık değilse öyleyse müdahale yoktu neden penaltı verildi? Maçın ardından pozisyonu yorumlayan isimler pozisyonda müdahale olması durumunda net bir penaltı olduğunu ancak müdahalenin net mi değil mi konusunda kararsız kaldıklarını, VAR'ın bu pozisyona karışamayacağını ve tek karar vericinin orta hakem olabileceğini dile getirdiler. Öyle de oldu zaten. Meler bu sefer de hem öyle hem böyle bir karar vermiş oldu.
78'de Trezequet penaltıdan golü bulunca tribünler tam anlamıyla yıkıldı. Hatta sahanın enerjisi o kadar büyüktü ki formasını çıkararak golü kutlayan Trezequet sarı kart gördü. Dakikalar 84'ü gösterirken Trabzonspor korner kazandı. O esnada tribünler 3-3-3 diye galibiyeti arzulayan tezahüratlara başlamıştı. Devre arasında Serdar Aziz yerine oyuna Oosterwolde'yi dahil eden İsmail Kartal, maça 2.müdahalesini 82.dk'da Batshuayi-Szymanski ve Serdar Dursun-Dzeko değişiklikleri ile yaptı. Fenerbahçe çift forvete dönmüştü. 85.dk'da İrfancan'ın ortasında bomboş kafayı çok kötü bir şekilde dışarı vurdu Serdar Dursun. Auta çıkan topu oyuna sokan Uğurcan'ın vuruşundaki hava topu mücadelesinde Oosterwolde ve Umut Bozok ikilisi de top düştüğünde yerde kafasını tutuyordu. Hakem oyunu devam ettirdi. Tadiç'in ortasında cezasahasındaki kafa vuruşlarından seken top Batshuayi'nin önüne düşen topta golü atınca Fenerbahçe 3-2 öne geçmiş oldu. Pozisyonun başında Oosterwolde'nin kafa topuna çıkarken dirseğini Umut Bozok'un omzuna dayadığını düşünüp pozisyonu faul olarak değerlendiren Trabzonsporlular hakeme çok büyük tepki gösterdi. Hakemin pozisyona olan yakınlığı ise belki 3 belki de 4 metreydi. Bu durumda VAR da karışamazdı.
3-2'den sonra saha içinde ve çevresinde olanlar futboldan çok uzaktı. Maçın 90.dk'sına girildiğinde 7 sarı kart çıkmıştı ve hepsi de 2.yarıda gösterilmişti. 10 dk uzatma gelen maçın +8'inci dakikasına Visca'nın cezasahasına gönderdiği top kaleye yönelince Livakoviç topu kornere çeldi. Ancak düşerken denge ayağı Fountas'ın ayak ucuna gelince bileği burkuldu. Livakoviç'in yerde yatmasının maçı soğutma olduğunu düşünen taraftar yine sahaya yabancı madde atmaya başladı. Bu atılan maddelerden biri -belki de bir madeni para- Livakoviç'in çenesine gelince kanamaya başladı. Taraftarlar hala bir şeyler atarken Trabzonsporlu futbolcular da Livakoviç'e yapılan müdahaleye siper oluyordu. Çenesindeki kan durmayan kaleciye -herhalde artık şu maç gibi olan şey bitsin diyen- orta hakem ayağa kalkıp aceleci olmasını telkin ediyordu. Bir maçın tatil edilmesi için gereken her şey defalarca kere olmuştu ama bu maç tamamlanmalıydı. Zaten ne kalmıştı ki bitmesine. Maç bittiğinde dakikalar 104'ü gösteriyordu. Fenerbahçe, lider Galatasaray'ın puan kaybetmesini beklerken kazanması, kendisinin çok rahat tamamlayacağını düşündüğü bir maçta yine 80'den sonra yine Batshuayi ile kazanmanın zihinsel savaşından yine yıkılmadan çıkmıştı. Ya da çıkmış mıydı...
ve Maç Sonu
Maçın tamamlanmasının ardından Fenerbahçeli futbolcular sahanın ortasında toplanıp sevinç gösterisi yaptılar. Galiba bu gösteri 25-30 saniye kadar sürdü. Sonra birden ekranın üst-orta kısmından bir taraftar ile Fenerbahçe futbolcuların boğuşması, ekranın üst-tarafında elinde korner direğiyle gelen bir taraftar ve boğuşma, sağ alt köşesinde Batshuayi'nin tekmesi ve taraftarın Livakovic'i yumruklaması derken ortalık birden meydan savaşına döndü. Sonrasında bir şekilde Fenerbahçeli oyuncular soyunma odasına giderken güvenlik görevlileri, spor polisi, futbolcular, bıçak/kelebek, mızrak uçlu korner direği (neden plastik değil ki?) gibi gibi yüzlerce video sosyal medyada fazlasıyla tartışıldı.
Bu ana görüntüleri özellikle paylaşmadım. Burasını özellikle kısa tuttum ancak aşağıdaki upuzun paragrafta bu ana çok fazla atıf var.
Ligden Çekilme mi?
Fenerbahçe'nin resmi twitter hesabı maçın tamamlanmasının ardından 20.45'te Batsman skoru belirledi twiti attı. Ancak taraftar maçtan, skordan çok maç sonu olaylar hakkında kulübün sessizliğinden şikayetçiydi.
Peki tüzükler, talimatlar, hırslar, duygular bu kadar yoğun iken gerçekten Fenerbahçe ligden çekilebilir mi? Taraftar psikolojisine bakarak söylersem, çekildi bile!
https://www.uefa.com/insideuefa/news/0242-0f8e5c5c36b4-570c132b4161-1000--cases/
Aslında burada bahsedilen konu CAS yani davanın devam ettiği ancak uygun olmadığı durumuydu. Çünkü Fenerbahçe Türkiye'deki davanın delilleri, delillerin elde edilmesi, sonuçları ve yansımaları dahilinde "spor müsabakasının sonucuna mühadale edilmedi" tezini savunmaktaydı. UEFA'nın kararı sonrasında Fenerbahçe Uluslararası Spor Mahkemesine gitti. CAS bu gerekçeli kararında UEFA'nın şike ve teşvik nedeniyle suç tespit ettiği 8 karşılaşmanın 4'ü konusunda ise Fenerbahçe'ye herhangi bir ceza verilemeyeceği vurgusu yaparken sarı-lacivertlileri 4 karşılaşmada şikeye teşebbüsten suçlu buldu. Aslında bunun anlamı şuydu, teşebbüs var ama sonucu etkilemedi. 28 Ağustos 2013'de verilen ama gerekçesinin yazılmasının tam 8 ayı bulan CAS'ın gerekçeli kararı hakem heyeti tarafından imzalanarak ilgili makamlara gönderilirken Fenerbahçe'nin bu kararın gelmesiyle birlikte İsviçre Federal Mahkemesi'ne itiraz edeceği öğrenildi. Fakat sonrasında Fenerbahçe bu itirazdan vazgeçti. Neden? Neden geri çektiği konusunda biri 2013 diğeri de 2022'de olan iki haber linki aşağıya koyuyorum.
Fenerbahçe tarafı,

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder