22 Mart 2024 Cuma

Fenerbahçe Ligden Çekilebilir Mi?

Maç Öncesi

17 Mart 2024 Pazar günü Süper Lig'in 30.haftasında Fenerbahçe, Trabzonspor'a konuk oldu. Şampiyonluk yarışındaki rakibi, 2 puan önündeki lider Galatasaray'ın Kasımpaşa deplasmanında 77.dk'da 3-2 geriye düşmesine rağmen, hatta 80'de bir de penaltı kaçırmasına rağmen 83 ve 90.dk'larda attığı iki golle kazanması, yine kazanması ve galibiyet serisini 11 maça çıkarması Fenerbahçe'nin üzerindeki stresi daha da arttırmıştı.

Maçın Hikayesi ve Özeti

Maçın hakemi Halil Umut Meler daha başlangıç düdüğünü çaldığında ekranın ortasında yanan kocaman meşale maçın nasıl geçeceği hakkında ipucu veriyordu. 13.dk'da Fred'in cezasahası dışından attığı mükemmel gole kadar tribün-saha içi-atılan madde ilişkisi neredeyse sıfırdı. 4 dk uzatılan ilk yarının son dakikalarında Tadiç-Fred paslaşmasında skor 2-0 olunca Fenerbahçe çok rahatlamıştı. Devreye girilirken Trabzonspor 6 kornere rağmen sadece 1 şut çekebilmişti. İlk yarı Trabzonspor gol beklentisi (xG) 0.01'di. Takım faullerinde 6-7 gibi bir sayı varken hakem MU.Meler oynatmak isteyen bir tarz sergiliyordu. Ancak bu oynatma isteği Trabzonspor'un 2 atağındaki açık ve çok net ofsayta bayrak kaldırılmayıp devam ettirilmesi Trabzonspor lehine korner olarak sonuçlandı. Her şey rağmen sahadaki oyun Trabzonspor lehine hiçbir şey vaat etmiyordu.

2. yarı başlarken buna çare bulabilmek için Trabzonspor teknik direktörü Abdullah Avcı devre arasında stoper Fernandez'i çıkararak hücum oyuncusu Enis Bardhi'yi oyuna dahil etti. Ancak maçın kaderini ve oyunu değiştiren teknik direktörler ya da futbolcular olmadı.

İlk yarıdaki iki golü de sol kanattaki Tadiç'in merkeze attığı paslar sağlarken ikinci yarıda tribünler atılan yüzlerce su şişesi Fenerbahçe'nin sol kanadındaki Ferdi-Tadiç aksiyonunu tamamen durdurdu. Fenerbahçe de bu kadar duran oyunun ruhuna uyarak bir nevi "bitse de gitsek" moduna geçti. Dakikalar geçtikçe tribünlerin çok yüksek seviyede başlayan tepkisi iniş çıkış göstermeye başlamıştı. Bunun biraz da sahaya yansıması olarak olarak 52.dk'da Trabzonspor'da Enis Destan maçın ilk sarı kartını görmüş oldu. 61. dk'da Fenerbahçe cezasahasına atılan onlarca pet şişe, meşale ve meşalenin dumanından top oynanamaz hale gelip, hatta Fenerbahçeli İsmail Yüksek'in futbolu bırakıp meşaleyi gösterdiği anda hakem Halil Umut Meler'in oyunu durdurması gerekirken Trabzonspor lehine haklı bir serbest vuruş verdi. Ancak o anda futbolun devam etmesi başlı başına bir meseleydi. 


2.yarının başından beri devam eden futbol dışı faktörler maçın tatil edilmesi için gayet yeterliydi ancak Meler maçı devam ettirmekte kararlıydı. Serbest vuruşta Enis Bardhi çok düzgün bir vuruşla kaleci Livakoviç'in de hatası ile golü bulunca tabiri caizse tribünler yıkıldı. Livakoviç de hatasından direği yumrukluyordu. Evet, birinci hedefe ulaşılmıştı. Şimdi en azından 2-2 olmalıydı. 

73.dk'da Fenerbahçe savunmasının arkasına atılan uzun topta Pepe'nin deparına Osayi-Samuel zar zor yetişmesine rağmen karşı karşıya pozisyonda golü çıkaran bu sefer Livakoviç oldu. 74.dk'da hemen hemen tüm hakem yorumcularına göre faul olmayan top kapma mücadelesinde hakem faulü çaldı. Cezasahasına yapılan ortada Djiku'nun ayağını fazla kaldırıp Denswill'in başına isabet ettiğini düşünen hakem Djiku'ya sarı kart gösterirken Trabzonspor lehine de penaltı verdi. Bu pozisyonda eğer penaltı veriliyorsa kartın rengi kırmızı olmalıydı. Hayır pozisyon kartlık değilse öyleyse müdahale yoktu neden penaltı verildi? Maçın ardından pozisyonu yorumlayan isimler pozisyonda müdahale olması durumunda net bir penaltı olduğunu ancak müdahalenin net mi değil mi konusunda kararsız kaldıklarını, VAR'ın bu pozisyona karışamayacağını ve tek karar vericinin orta hakem olabileceğini dile getirdiler. Öyle de oldu zaten. Meler bu sefer de hem öyle hem böyle bir karar vermiş oldu.

78'de Trezequet penaltıdan golü bulunca tribünler tam anlamıyla yıkıldı. Hatta sahanın enerjisi o kadar büyüktü ki formasını çıkararak golü kutlayan Trezequet sarı kart gördü. Dakikalar 84'ü gösterirken Trabzonspor korner kazandı. O esnada tribünler 3-3-3 diye galibiyeti arzulayan tezahüratlara başlamıştı. Devre arasında Serdar Aziz yerine oyuna Oosterwolde'yi dahil eden İsmail Kartal, maça 2.müdahalesini 82.dk'da Batshuayi-Szymanski ve Serdar Dursun-Dzeko değişiklikleri ile yaptı. Fenerbahçe çift forvete dönmüştü. 85.dk'da İrfancan'ın ortasında bomboş kafayı çok kötü bir şekilde dışarı vurdu Serdar Dursun. Auta çıkan topu oyuna sokan Uğurcan'ın vuruşundaki hava topu mücadelesinde Oosterwolde ve Umut Bozok ikilisi de top düştüğünde yerde kafasını tutuyordu. Hakem oyunu devam ettirdi. Tadiç'in ortasında cezasahasındaki kafa vuruşlarından seken top Batshuayi'nin önüne düşen topta golü atınca Fenerbahçe 3-2 öne geçmiş oldu. Pozisyonun başında Oosterwolde'nin kafa topuna çıkarken dirseğini Umut Bozok'un omzuna dayadığını düşünüp pozisyonu faul olarak değerlendiren Trabzonsporlular hakeme çok büyük tepki gösterdi. Hakemin pozisyona olan yakınlığı ise belki 3 belki de 4 metreydi. Bu durumda VAR da karışamazdı. 

3-2'den sonra saha içinde ve çevresinde olanlar futboldan çok uzaktı. Maçın 90.dk'sına girildiğinde 7 sarı kart çıkmıştı ve hepsi de 2.yarıda gösterilmişti. 10 dk uzatma gelen maçın +8'inci dakikasına Visca'nın cezasahasına gönderdiği top kaleye yönelince Livakoviç topu kornere çeldi. Ancak düşerken denge ayağı Fountas'ın ayak ucuna gelince bileği burkuldu. Livakoviç'in yerde yatmasının maçı soğutma olduğunu düşünen taraftar yine sahaya yabancı madde atmaya başladı. Bu atılan maddelerden biri -belki de bir madeni para- Livakoviç'in çenesine gelince kanamaya başladı. Taraftarlar hala bir şeyler atarken Trabzonsporlu futbolcular da Livakoviç'e yapılan müdahaleye siper oluyordu. Çenesindeki kan durmayan kaleciye -herhalde artık şu maç gibi olan şey bitsin diyen- orta hakem ayağa kalkıp aceleci olmasını telkin ediyordu. Bir maçın tatil edilmesi için gereken her şey defalarca kere olmuştu ama bu maç tamamlanmalıydı. Zaten ne kalmıştı ki bitmesine. Maç bittiğinde dakikalar 104'ü gösteriyordu. Fenerbahçe, lider Galatasaray'ın puan kaybetmesini beklerken kazanması, kendisinin çok rahat tamamlayacağını düşündüğü bir maçta yine 80'den sonra yine Batshuayi ile kazanmanın zihinsel savaşından yine yıkılmadan çıkmıştı. Ya da çıkmış mıydı...

ve Maç Sonu

Maçın tamamlanmasının ardından Fenerbahçeli futbolcular sahanın ortasında toplanıp sevinç gösterisi yaptılar. Galiba bu gösteri 25-30 saniye kadar sürdü. Sonra birden ekranın üst-orta kısmından bir taraftar ile Fenerbahçe futbolcuların boğuşması, ekranın üst-tarafında elinde korner direğiyle gelen bir taraftar ve boğuşma, sağ alt köşesinde Batshuayi'nin tekmesi ve taraftarın Livakovic'i yumruklaması derken ortalık birden meydan savaşına döndü. Sonrasında bir şekilde Fenerbahçeli oyuncular soyunma odasına giderken güvenlik görevlileri, spor polisi, futbolcular, bıçak/kelebek, mızrak uçlu korner direği (neden plastik değil ki?) gibi gibi yüzlerce video sosyal medyada fazlasıyla tartışıldı. 

Bu ana görüntüleri özellikle paylaşmadım. Burasını özellikle kısa tuttum ancak aşağıdaki upuzun paragrafta bu ana çok fazla atıf var.

Ligden Çekilme mi?

Fenerbahçe'nin resmi twitter hesabı maçın tamamlanmasının ardından 20.45'te Batsman skoru belirledi twiti attı. Ancak taraftar maçtan, skordan çok maç sonu olaylar hakkında kulübün sessizliğinden şikayetçiydi. 


Batsman twitinden sonra 18 Mart 2024 Pazartesi günü saat 18.22'de Fenerbahçe'nin resmi twitter hesabından atılan bir twit devamında Ali Koç'un Fenerbahçe Tv'de yaptığı açıklamalar gündeme bomba gibi düştü. Bu twitin 5.maddesine göre "5- 17 Mart 2024 gecesi oynanan Süper Lig müsabakasında meydana gelen olaylar ve son dönemde Türk futbolunda yaşananlara istinaden Futbol A Takımımızın Süper Lig’den çekilmesi dâhil, alınacak aksiyonların değerlendirilmesi,"

Fenerbahçe'nin bu twitinden önce FIFA Başkanı Gianni Infantino kişisel Instagram hesabından bir paylaşım yapmıştı.

"Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrasında yaşanan şiddet kesinlikle kabul edilemez; saha içinde veya saha dışında, bunun sporumuzda veya toplumumuzda yeri yoktur.

"Bunu daha önce de söyledim ve tekrar söyleyeceğim; futbolda istisnasız tüm oyuncuların, dünyanın her yerindeki pek çok insana bu kadar keyif veren bir oyunu oynayabilmek için güvende ve emniyette olması gerekiyor.

İlgili makamları buna her düzeyde saygı gösterilmesini sağlamaya ve Trabzon'daki şok edici olayların faillerinin yaptıklarının hesabını vermeye çağırıyorum."

Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu, dünyada 66 ülkede toplamda 65binden fazla futbolcunun bulunduğu Uluslararası Profesyonel Futbolcular Federasyonu resmi twitter hesabından şu açıklamayı paylaştı.

Kamu yetkilileri ve futbolun liderlerinin, çalışma alanlarındaki kişilerin güvenliğini ve refahını koruma sorumluluğu vardır ve biz, Trabzonspor taraftarlarının dün uyguladığı şiddete karşı mümkün olan en güçlü tedbirlerin alınmasını bekliyoruz. Profesyonel futbolun hiçbir alanında şiddetin kabul edilemez olduğunun altını çizmek için, oyunculara nesneler fırlatan ve rakip takımla yüzleşmek için sahaya giren faillerin, yaptıklarının hesabını vermesi gerekiyor.

Maç sırasında sürekli meşale atılması ve işaret fişeklerinin yakılması, bitiş düdüğünden sonra saldırılar artmadan maçın ertelenmesinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesini de gerektiriyor.

Dün yaşanan olaylar ve geçen hafta İtalyan oyuncu Ciro Immobile ve ailesine yönelik saldırı, futbol ortamında daha büyük bir eğilimin simgesi. Ocak ayında yayınlanan FIFPRO Erkek Futbolu çalışma alanı güvenliği raporunda dile getirilen endişeleri pekiştiriyorlar: Ulusal sendikaların üçte ikisi son yıllarda taraftar kültürünün bazı kısımlarının "giderek daha şiddetli ve tacizci hale geldiğini" düşünüyor ve sendikaların yüzde 98'i taraftar kültürünün daha fazla kullanılması çağrısında bulunuyor. Taraftarlar arasındaki diyaloğun geliştirilmesi ve şiddet eğiliminin önlenmesi için teknoloji dahil iletişim kanallarının kullanılması özendirilmelidir. 

FIFA başkanının ve FIFPRO'nun bu açıklamalarından önce Türkiye'de hiçbir devlet yetkilisi, görevlisi, futbol insanı ama'sız fakat'sız lakin'siz "bu nasıl bir şiddet" demedi. Hoş sonrasında da demedi :) Bu atmosferde Fenerbahçe Başkanı Ali Koç Fenerbahçe Tv'de açıklamalarda bulundu. Aslında bu açıklamalar kulübün internet sitesinde yayınlanan, duyurulan Olağanüstü Genel Kurul kararının açıklaması niteliğindeydi.

Fenerbahçe Tv'deki yayınında başkan Ali Koç Kulüpler Birliği Vakfı'ndan istifa ettiğini bildirdi. Fenerbahçe camiasının aklıselim davranması gerektiğini söyledi. Devamında:
- Biz artık kendi bağımızı kendimiz keseceğiz.
Gerekiyorsa da bir alt lige düşeceğiz. Bu kararı aldığın zaman zaten bir alt lige düşme söz konusu olur. 
- Çünkü biz her gün ölmektense bir gün öleceğiz ama geleceğimizi kurtarmak zorundayız.
- Kendi geleceğimizi kendi kaderimizi kendimiz belirlemek zorundayız.
- Bu ligde Fenerbahçe’ye yer yok.
- 2 Nisan’da ilk toplantı yapılacak. Bu toplantıda gereken sayıyı yakalamamız lazım.
- Normalde Genel Kurulda ilk toplantıda yeterli çoğunluk sağlanmaz, ikinci toplantıda Genel Kurul yapılır.
- 2 Nisan’da 15-16 bin kişiyi Genel Kurul’da sağlamamız gerekiyor. 3 Nisan’da maçımız var.
- Bu karar alınacaksa 3 Nisan’dan önce almalıyız.
- 30 binden fazla kişi aidat ödedi. %50.1 olması lazım.
- Kulübün yanında durun, ne karar vereceğimize hep birlikte karar verelim. Gerekeni yapalım.
- Genel Kurulda kongre üyelerimizle nereye gideceğine karar vereceğiz.

sözlerini söyledi. Peki Fenerbahçe ligden çekilebilir mi? Çekilirse nasıl çekiliyor ne olması gerekiyor?

Ligden Çekilme Aşamaları

2 Nisan 2024 Salı günü saat 17.00’da Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi'nde Fenerbahçe Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı yapılacak. İlk toplantı için gerekli çoğunluk sağlanmak zorunda. Bu yapılan resmi duyuru.

Öncelikle Fenerbahçe Spor Kulübü Tüzüğüne (2023) bakalım,

📍Yazıdan devamındaki mavi renkli ifadeler linkleri ve tüzüklerdeki ifadelerin birebir aynısını ifade etmekte, siyah yazılar ise kişisel yorumlarımı ve düşüncelerimi göstermektedir. Okuma kolaylığı açısından önemli olduğunu düşünüyorum.


Genel Kurul’un Niteliği ve Oluşumu

MADDE 18 - (1) Genel Kurul; Kulübün en üst karar organı olup Kulüp üyelerinden oluşmaktadır.

(2) Ancak üyelerden,  (a) Yıllık aidat borcunu Tüzük hükümlerine uygun olarak zamanında ödemeyenler,
                                   (b) Fenerbahçe’ye kesinleşmiş borcunu ödemeyenler,
                                   (c) Yönetim Kurulu’nun izni ile başka bir spor kulübünde sportif veya idari görev almış olanlar,
                                   (d) Tüzüğün 15. maddesinin altıncı fıkrasında anılan sporcular,
                                        Genel Kurul toplantılarına katılamaz.


Genel Kurul’un Görev ve Yetkileri

MADDE 19 - (k) (l) Kulübün ilgili mevzuat çerçevesinde yurt içi ve yurt dışında birlik, federasyon, dernek, üst kuruluş ve benzeri kurum ve kuruluşlara katılması, ayrılması hakkında karar vermek ve bu konuda Yönetim Kurulu’na yetki vermek,

(m) Spor dallarının kurulmasına veya kapatılmasına karar vermek üzere Yönetim Kurulu’na yetki vermek,

(n) Kulübün feshine karar vermek;

(o) Yönetim Kurulu’nun diğer önerilerini inceleyip karara bağlamak,

Yani Genel Kurul Madde 19 k.1'de federasyonlara katılması ve ayrılması hakkında karar vermek ve bu konuda yönetim kuruluna yetki vermek, (m) bendinde göre spor dallarının kurulması ve kapatılmasına karar vermek üzere yönetime kuruluna yetki verir, şeklinde yer alıyor. 2 nisan günü toplanacak olan genel kurul "isterse" k.1'e göre Türkiye Futbol Federasyonu'ndan ayrılmayı değerlendirebilir. Bu durumda tüm karar Genel Kurulun kararı olur ya da k.1 ve m'yi beraber düşünürsek konuyu biraz daha uzatmak ve o gücü daima elde tutmak için Yönetim Kurulu'na yetki verilir. 

Benim düşüncem yönetim kuruluna yetki verileceği yönünde. Genel Kurul'dan izin alınıp futbol şubenin federasyondan ayrılması (k1) ya da feshi (m) Yönetim Kurulu'nun eline geçmiş olacak.

Ali Koç Neden 2 Nisan 2024'ü işaret etti?

Çağrı Usulü

MADDE 21 - (1) Yönetim Kurulu, Sicil Kurulu’nun hazırlayacağı listeyi esas almak suretiyle, üyelere, en az 15 (on beş) gün önceden, ilgili mevzuatın öngördüğü iletişim yöntemlerinden biri ile toplantı gününü, saatini, yerini ve gündemini içeren toplantı çağrısında bulunur.

Yani Ali Koç istese de bu 15 günlük çağrı usulü durumundan dolayı 15 günden önce bu kurulu toplantıya çağıramazdı. Fenerbahçe o güne kadar federasyonun kararını bekleyeyim, halkın nabzını ölçeyim, sosyal medyayı takip edeyim ona göre reaksiyon alırım demedi, diyemez de. Çağrı usulünü uyguladı.

(2) Toplantı çağrısında, ilk toplantı gününde çoğunluğun sağlanamaması halinde yapılacak ikinci toplantının da günü, saati ve yeri ayrıca belirtilir. İlk toplantı günü ile ikinci toplantı günü arasında bırakılacak zaman 7 (yedi) günden az, 60 (altmış) günden çok olamaz. Toplantı çağrısı ile birlikte üyelere, Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu ile Yüksek Divan Kurulu’nun raporları ve tahmini bütçe tasarısı da gönderilir.

(2)'ye göre kulüp istese de ikinci toplantıyı hemen yapamazdı. Ali Koç'un FB Tv'de vurguladığı katılım ve üye aidatı bahsettiği durum ve yeter sayı nedir peki?

Toplantı ve Karar Yeter Sayısı

MADDE 24 - (1) Tüzükte veya ilgili mevzuatta ayrıca toplantı yeter sayısı belirtilmemiş olan hallerde Genel Kurul; toplantıya katılma hakkı olan üyelerin salt çoğunluğu ile toplanır.

(2) İlk toplantıda yeter sayı sağlanamadığı takdirde, ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, ikinci toplantıya katılan üye sayısı Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üye tam sayısının toplamının 2 (iki) katından az olamaz. 

salt çoğunluk: bir oylamada, katılanların yarısından bir artığıyla sağlanan çoğunluk.

Oy Kullanma Şekli

MADDE 26 - (1) Genel Kurul toplantılarında, Genel Kurul Divan Başkanlığı ile kurulacak komite ve komisyonların seçimi açık oyla (işaret oyu ile), organların seçimi ise gizli oyla yapılır. Kararlar, aksine karar verilmedikçe açık oyla alınır.

(2) Hiçbir üye, Kulüp ile kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu ve kardeşi arasındaki hukuki işlem veya uyuşmazlık konusunda alınması gereken kararlarda oy kullanamaz.

Yönetim Kurulu, bir Kulüp Başkanı ve 14 (on dört) asıl ve 7 (yedi) yedek üyeden oluşur. (madde 34)

Fenerbahçe SK Başkanı- Ali Y.Koç (1)
Başkan Vekili- Erol Bilecik (2)
Genel Sekreter- Burak Ç.Kızılhan (3)
Yönetim ve İcra Kurulu Üyesi- Mehmet Dereli (4)
Yönetim Kurulu Üyesi- Fethi Pekin (5)
Muhasip Üye- A.Sertaç Komsuoğlu (6)
Yönetim Kurulu Üyesi- Simla Türker Bayazıt (7)
Yönetim Kurulu Üyesi- Hüseyin Arslan (8)
Yönetim Kurulu Üyesi- Esin Güral Argat (9)
Yönetim Kurulu Üyesi- Ahmet Ketenci (10)
Yönetim Kurulu Üyesi- M.Kemal Danabaş (11)
Yönetim Kurulu Üyesi- Selma Altay Rodopman (12)
Yönetim Kurulu Üyesi- Ömer Okan (13)
Yönetim Kurulu Üyesi- Selahattin Baki (14)
Yönetim Kurulu Üyesi- Bekir İrdem (15)

Yedek Üyeler
Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - M.İlker Dinçay
Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - Özgür Özaktaç
Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - Can Gebetaş



MADDE 35- (2) Yönetim Kurulu’na Kulüp Başkanı, Kulüp Başkanı bulunmadığı takdirde Kulüp Başkan Vekili başkanlık eder. Yönetim Kurulu, Kulüp Başkanı dâhil üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır; toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile karar alır.

Ali Koç'un işaret ettiği ve kendi tahminlerime göre aidatını ödeyip Genel Kurula katılma hakkı olan kişi sayısı 30.000. Eğer 2 nisanda 15.001 kişi salonda bulunursa Yönetim Kurulu'na federasyondan ayrılma, federasyona katılma ya da spor dalının (futbol) iptali yetkisini verecek. 

18 Mart 2024 tarihli FBKongreUyeleri isimli twitter hesabı ve 24 mart 2024 tarihli Square League isimli twitter hesaplarının açtığı anketlere göre %50 kabul beklenen tabloda "şimdilik" karar verilmiş gibi gözükür. (bu resimler ve metin ana yazıya ek olarak 24.03.2024'te eklenmiştir)


Eğer 2 nisan günü 15.001 kişi salonda olmazsa 9 nisan günü yapılacak ikinci toplantıdaki salt üye sayısı yukarıda isimleri yazılı olan 15 kişiye bu yetkiyi verecek. Peki siz 15 kişi olarak mı karar vermek istersiniz yoksa Genel Kurul'daki binlerce kişinin fikrini aynen onaylar mısınız söz konusu Fenerbahçe Futbolu olduğunda... 

Çok zor bir soru. 

Farz edelimki Genel Kuruldan karar çıktı ve Yönetim Kuruluna geldi. Bu durumda 15 üyeden 8'i eğer federasyondan ayrılma, federasyona katılma ya da spor dalının (futbol) iptali yetkisini onaylarsa Fenerbahçe Futbol şubesi hakkında karar verilmiş olacak. Bunlar Fenerbahçe'nin yapabilecekleri. Peki Fenerbahçe böyle bir karar aldığında TFF talimatları ne diyor? Onlara bakarsak,

Türkiye Futbol Federasyonu Müsabaka talimatları madde 24'e göre;
MADDE 24 - PUAN SİLİNMESİ, LİGDEN ÇIKARILMA ve ALT KÜMEYE İNDİRME

(1) Aşağıdaki hallerde puan tenzili yapılır, takım lig dışı bırakılır ve bir alt kümeye indirilir:

a) Bir sezon boyunca müsabaka kıyafeti ile belirlenen ve ilan olunan saatte sahaya gelmeyen, müsabaka sahasına gelmekle beraber müsabakaya çıkmayan veya başlamış bir müsabakayı terk eden takım hakkında hükmen mağlubiyet kararı verilmekle beraber ayrıca mevcut puanlarından galibiyet halinde verilen puan kadar puan silinir. Böyle durumlarda ilgili kulüp, hakemlerin masrafları ile diğer masrafları ve karşı takımın zararlarını karşılamak üzere TFF tarafından takdir edilecek tazminatı ödemek zorundadır.

Bir sezon boyunca ikinci defa müsabakaya gelmeyen, müsabaka sahasına gelmekle beraber müsabakaya çıkmayan veya müsabakayı terk eden takım hakkında hükmen mağlubiyet kararı verilmekle beraber, bu takım ligden çıkarılarak bir alt lige düşürülür ve bu müsabaka tarihinden itibaren bu takımla müsabakası olan diğer takımlar müsabakaları oynamaksızın hükmen galip gelmiş sayılırlar.

ç) Bu talimatın 21. maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği şekilde sahaların içinde veya dışında kendi seyircileri tarafından herhangi bir bölgenin emniyet ve güvenliğini, hakemlerin, futbolcuların, idareci ve görevlilerin veya müsabakayı izleyen diğer kişilerin can güvenliğini zedeleyecek derecede ciddi olaylar meydana gelmesi halinde, anılan maddede yer alan yaptırımlara ek olarak; bir sezonda olayları meydana getiren taraftarların mensubu olduğu kulübe ilk ihlalde hükmen mağlubiyet kararı verilebilir.

Aynı ihlalin bir sezonda ikinci defa meydana gelmesi halinde hükmen mağlubiyet kararı verilebilir. Bu yaptırımın uygulanması halinde ayrıca mevcut puanlarından galibiyet halinde verilen puan kadar puan silinir.

Aynı ihlalin bir sezonda üçüncü kez meydana getirilmesi halinde, ikinci ihlalin yaptırımlarına ek olarak, takımın sezon sonuna kadar yapacağı müsabakaların iptal edilmesine ve devam eden sezonda da bir alt lige indirilmelerine veya alt lig bulunmaması halinde bir sezon süreyle lige alınmamasına karar verilebilir.



Bu durumda eğer Fenerbahçe Olağanüstü Genel Kurulu 2 nisan günü Yönetim Kuruluna yetkiyi verir vermez. Fenerbahçe Yönetim Kurulu da derhal karar aldığı takdirde ya da Genel Kurul kararına istinaden sadece 3 nisan günü oynanması beklenen Adana Demirspor maçından başlamak üzere sezonun kalanında 2 defa maça çıkmaması halinde bir alt lige düşürülmüş olacak. 

Bu tabloda federasyon politik, siyasi, kavramsal (artık nasıl ifade ediliyorsa) iki hamle yapabilir,

1) TFF'nin sitesinde her ne kadar 3 nisan yazıyor olsa da Adana Demirspor maçını 2 nisana alabilir, (https://www.tff.org/Default.aspx?pageId=29&macId=249460)

2) Trabzonspor maçı sonrasında ceza alması muhtemel isimlerin cezalarının açıklanmasını Fenerbahçe Genel Kurulan göre verebilir. Gazeteci Candaş Tolga Işık'ın twitine göre de böyle olacağa benziyor. 

Eğer madde 2 gerçekleşirse bu durumda Fenerbahçe taraftar gruplarında bazı temel fikir ayrılıkları ortaya çıkacak. Bu da kongre kararının ertelenmesi ya da çok geç karar alınmasına neden olabilir. Nedir peki bunlar?
- Neden mücadele etmiyoruz ve kaçıyoruz?
- Eğer amaç Türkiye'deki futbol düzeninden uzaklaşmak ise neden 2.lige düşüyoruz?
- 2.lige düşüp sonra 1.lige çıkınca ne kazanacağız?
- 8 maçın tamamını kazanırsak şampiyon oluruz, neden şampiyon olmayı düşünmüyoruz?
- Eğer Türkiye'deki futbol ortamından uzaklaşılacaksa neden Almanya'da, Belçika'da, Hollanda'da bir kulüp alıp ismini Fenerbahçe yapmayı düşünmüyoruz?

Bu düşüncedeki insanların fikirlerini olumlu ya da olumsuz olarak çok büyük değiştirecek etmenlerden biri Adana Demirspor maçı öncesinde eğer 6-7 futbolcuya 3-5 maç ceza verilmesi ve devamında Fenerbahçe'nin puan kaybetmesi muhtemel olacak.

Demirspor maçı kazanılsa bile sonrasında bir ay içerinde Süper Kupa (Şanlıurfa), Olympiakos (Pire), Karagümrük (Fatih), Olympiakos (İstanbul), Sivasspor (Sivas), Beşiktaş (Kadıköy) olmak üzere 7 maça çıkacak Fenerbahçe'nin kazanma ritmi yakalamış Galatasaray karşısında 6-7 futbolcusundan eksik bir haldeyken ilk puan kaybında bunu dile getirmesi bir duruş meselesi olarak değil yarıştan korkan, kaçan rakip şekline dönüşmüş olacak.

Aslında Fenerbahçe taraftarı ve yönetiminin bu şekilde konuşması ve düşünmesinin temel nedeni "cana kastedilmesi". 

Örneğin Habertürk'te yazan Ahmet Selim Kul'un 22 Mart tarihli haberinde geçen ifadeye göre;

"Trabzon'da yaşanan şiddetten en çok etkilenen isimlerden olan Dominik Livakovic'in maçın ardından takımdan ayrılmak istediği öğrenildi. Fenerbahçe'nin file bekçisi Livakovic yaşanan olaylardan en çok etkilenen isimlerin başındaydı. Hırvat kaleci, ilk yarıdan itibaren yaşanan gerilimden çok etkilendi. Devre arasında takım arkadaşları tarafından sakinleştirilmeye çalışılan Livakovic'e ikinci yarıda ise daha fazla madde gelmeye başladı. Bu maddelerden birisi sakatlandığı esnada çenesine isabet eden Livakovic'e maç sonu ise soyunma odasına giden yumruk atıldı. Yaşadığı şok daha da artan Livakovic'in uzun süre kendine gelmekte zorlandığı öğrenilirken sağlık ekibi de müdahalede bulundu. Soyunma odasında ailesi ile telefonla konuşan Livakovic, sonrasında güçlükle sakinleşti."


Bir de tüm bunlardan bağımsız A Spor'a konuşan spor hukukçusu Anıl Dinçer şunları söylüyor:

"TFF’yle imzalanan taahhütname “Türkiye Futbol Federasyonu tarafından her sezon başında kulüplere imzalatılan bir taahhütname bulunmakta. İlgili taahhütnameye göre, kulüplerin TFF’nin regülasyonlarına ve kararlarına uyması zorunlu. Taahhütlere aykırı hareket eden kulüplerin tescilinin iptal edileceği ve müsabakalara iştirak ettirilmeyebileceği yazmakta. Tüm yetki TFF’de. Bu nedenle, her ne kadar olmayacağını düşünsem de konu lisans iptaline ve amatör lige düşürülmeye kadar gidebilir. Lisans iptali gibi ciddi bir karar olmazsa, ligden çekilmesi durumunda Fenerbahçe önümüzdeki sezon bir alt ligde mücadele edecektir.”

TFF Kulüp Lisans ve Finansal Fair-Play Talimatı ve UEFA Kulüp Lisans Talimatı TFF’nin Kulüp Lisans Talimatı’nın 16. maddesine göre, UEFA kulüp müsabakalarına katılmaya hak kazanan kulüplerin TFF tarafından verilen UEFA Kulüp Lisansı’nı alması zorunludur.  Madde 19’da da lisansın geri alınması düzenlenmiş. Lisans sahibinin başvuru sırasında aranan şartlardan birini yitirmesi veya talimatlara aykırı davranması durumunda verilen lisans geri alınabilir. 

Bu durumda TFF, UEFA’yı bilgilendirmek zorunda. Ardından, UEFA nihai kararı verecektir. Ligden çekilme kararı sonrasında, UEFA kulüp lisansı TFF tarafından geri alınıp UEFA bilgilendirilirse, UEFA ilerleyen müsabakalar için Fenerbahçe’yi Konferans Ligi’nden men edebilir. UEFA Lisans Talimatı 59. Maddeye göre, kulübün yerel federasyonun müsabakalarında oynaması gerekiyor. Ligden çekilme bu duruma engel olabilir ve lisansın geri alınması noktasında temel nedenlerden biri olabilir. Ancak federasyonun, UEFA Lisansı’nı iptal etmesi de uzak bir senaryo.”


Anıl Dinçer'in bahsettiği UEFA lisansı durumunu çözmek için Fenerbahçe Yönetim Kurulunun Avrupa'da devam ettiği süre boyunca bu durumu "maçlara u19 kadrosu" ile devam edeceği ya da Anıl Dinçer'in dediği gibi sadece 2 maça çıkmayıp alt lige düşecek ve sonrasındaki maçlara çıkacak. 

Trabzonspor maçından sonraki ilk spor karşılaşması olan 30 marttaki Euroleague Erkekler 30.hafta mücadelesinde Ataşehir'deki Fenerbahçe taraftarının astığı pankart da aslında taraftarın "futboldan vazgeçilmesine" ne kadar istekli olduğunu gösteriyor.


Peki tüzükler, talimatlar, hırslar, duygular bu kadar yoğun iken gerçekten Fenerbahçe ligden çekilebilir mi? Taraftar psikolojisine bakarak söylersem, çekildi bile! 

Ancak söz konusu Fenerbahçe ve Türk futbolu olunca ister istemez insanın aklına ilk olarak Nihat Genç'in söyledikleri geliyor.

Duygusal yorumlar tepkiler bir tarafa 3 Temmuz şike sürecinde iddia edilen bir durum vardı. Fenerbahçe neden üst mahkemeye itiraz etmedi. Olayı çok kısa bir şekilde özetlersek Fenerbahçe'nin 3 Temmuz Şike Süresi/Kumpas Davası olarak (artık her taraftar kendine göre adlandırıyor maalesef) söylenen konuda UEFA'nın sitesindeki ifadeler bazı yerlerde ban, bazı yerlerde suspension, bazı yerlerde de ineligibility olarak geçiyor. 

ineligibility:    - herhangi bir makam için yeterli niteliklere sahip olmama,
                        - seçilebilme özelliğinde olmama,
                        - hak mahrumiyeti demek.

https://www.uefa.com/insideuefa/news/0242-0f8e5c5c36b4-570c132b4161-1000--cases/

Aslında burada bahsedilen konu CAS yani davanın devam ettiği ancak uygun olmadığı durumuydu. Çünkü Fenerbahçe Türkiye'deki davanın delilleri, delillerin elde edilmesi, sonuçları ve yansımaları dahilinde "spor müsabakasının sonucuna mühadale edilmedi" tezini savunmaktaydı. UEFA'nın kararı sonrasında Fenerbahçe Uluslararası Spor Mahkemesine gitti. CAS bu gerekçeli kararında UEFA'nın şike ve teşvik nedeniyle suç tespit ettiği 8 karşılaşmanın 4'ü konusunda ise Fenerbahçe'ye herhangi bir ceza verilemeyeceği vurgusu yaparken sarı-lacivertlileri 4 karşılaşmada şikeye teşebbüsten suçlu buldu. Aslında bunun anlamı şuydu, teşebbüs var ama sonucu etkilemedi. 28 Ağustos 2013'de verilen ama gerekçesinin yazılmasının tam 8 ayı bulan CAS'ın gerekçeli kararı hakem heyeti tarafından imzalanarak ilgili makamlara gönderilirken Fenerbahçe'nin bu kararın gelmesiyle birlikte İsviçre Federal Mahkemesi'ne itiraz edeceği öğrenildi. Fakat sonrasında Fenerbahçe bu itirazdan vazgeçti. Neden? Neden geri çektiği konusunda biri 2013 diğeri de 2022'de olan iki haber linki aşağıya koyuyorum.



Bu linklerde bahsedilen durum şu Fenerbahçe eğer CAS'taki davasını çekerse Euro2020 Türkiye'ye verilecek şeklinde TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve UEFA yöneticisi Şenes Erzik'in sözleri ve iknası. Yani ülke menfaati için susmalısınız anlaşması. Fakat covid pandemisinden dolayı Euro2020 Türkiye'ye verilmediği gibi 2021 yılında 11 ayrı ülkede ve 11 ayrı şehirde oynandı. Hatta bunların arasında Azerbaycan ve Rusya da vardı. Ama Türkiye yoktu. İşte bu sebepten dolayı Fenerbahçe TFF'ye tazminat davası açtı. Kendi davasında kandırıldığını ve bunun halının altına süpürüldüğünü düşündü. Bu davanın bir sonraki mahkemesi de 16 Nisan 2024'te görülecek. 


SONUÇ

Olayın üzerinden hemen hemen bir hafta geçti. Bu bir haftalık süreçteki olayları aşağı yukarı toparlarsam,

Fenerbahçe tarafı,
📍Şike sürecinden bu yana Fenerbahçe'nin maddi, manevi, şampiyonluk yaşaması, onore edilmesi, dalga geçilmesi gibi durumlarda yalnız bırakılması bir yana dışlanarak cezalandırıldığı,
📍TFF üzerinden bazı takımlar kollanırken özellikle Fenerbahçe'nin Fenerbahçe olduğu için cezalandırılması, 
📍Trabzonspor maçından sonra basın mensupları dahil büyük bir grubun olayı iki tarafın da suçu varmış gibi göstermeye çalışıp Fenerbahçe'yi de suçlaması,
📍Sevinç gösterilerinden başlayarak yurtiçi ve yurtdışı dahil onlarca benzer örnekten aykırı olarak "saha içinde iki grubun kavga ettiği" şeklinde gösterilmesi,
📍Fenerbahçe'nin 9 yıldır şampiyon olamamasının tek sebebinin kulübün başarısızlığı, beceriksizliği, iş bilmezliği olduğu inancının artık yıkılıp bunu yerine "bizi şampiyon yapmıyorlar, yapmayacaklar" düşüncesinin yerleşmesi,
📍Hakem kararlarında Fenerbahçe'nin şampiyonluk rakibi kim olursa olsun Trabzonspor, Galatasaray, Başakşehir... onun ekstra desteklenmesi,
📍Trabzonspor maçı sonrasında hiçbir kulübün, gazetenin, tv'nin, siyasetçinin ama'sız, fakat'sız, lakin'siz geçmiş olsun dememesinin verdiği yalnızlık hissi,
📍Trabzonspor maçındaki FB-TS şeklindeki iki taraftan birinin saldıran, diğerinin saldırılan olan düşünülen durumda olaydan bağımsız 3.kişiler ve gruplar taraftan saldırıya uğrayanın (Fenerbahçe'nin) "suçlu gösterilmesi",
📍Şampiyonluk rakibi Galatasaray'ın sosyal medyayı, hakemleri, federasyonu kendi lehine manipüle ettiğini düşünmesi,
📍Şampiyonluk rakibi Galatasaray'ın GS kaybettiğinde bambaşka, FB kaybettiğinde bambaşka konuşması ve bunun basın tarafından desteklenmesi,
📍Son 5 yılda Avrupa'dan en fazla ülke puanı kazanan Türk takımın her şeye rağmen şampiyon olamaması için ekstra çabalara girildiği düşüncesi,
📍Şampiyonluk gelmediği için Avrupa'da Şampiyonlar Ligi'ne başkasının özellikle iteklenerek götürüldüğü fikri,
📍Rakibinin imaj hakları ile oyuncu transferi konusunda limitleri değiştirdiğinin düşünülmesi,
📍Otobüs kurşunlanma olayının failinin bulunmaması,
📍Otobüs kurşunlanma olayında cana kastedenlerin yine bir kez daha bıçakla ve mızrak uçlu korner direği ile "futbolcuların" canına kastedilmesi,
📍Suudi Arabistan'daki Süper Kupa iptalinin tek sorumlusunun Fenerbahçe olduğu şeklinde devlete şikayet edilmesi ve sorumlu tutulması,
📍Rakiplerin (özellikle Pendikspor) özellikle Fenerbahçe'ye karşı artniyetli ve sakatlayıcı bir şekilde oynaması,
📍Şampiyonluk rakiplerinin oyuncularına gösterilen kart ve faul töleransının çok yüksek olması ama Fenerbahçe'ye düşük olması,
📍Şampiyonluk rakibi takımın eski oyuncularının akılları ve kalpleri arasındaki çelişkinin açıkça dile getirilmesi,
📍Alt yaş antrenörleri ve Semih Kılıçsoy örneğindeki gibi federasyonun ve milli takımların menajerler ve lobiler üzerinden dizayn edilmesi ve bu dizaynın Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı tamamen yok sayması ve küçük düşürmesi.

Yukarıda bahsedilen duygu ve düşüncelerin tamamı sosyal medya ortalamasındaki taraftarların düşünceleridir! Bunlar, nereden nasıl baktığınıza göre mantıklı ya da saçma, kabul edilebilir ya da "boş" ifade edeceği söylemler. 

Ancak Fenerbahçeliler bunları hissediyor ve yaşıyor. Bu hisler ve yaşanmışlıkların dozu 1 haftada pekala dinebilirdi. Pekala hayat normalleşip FIFA Başkanı ve FIFPRO'nun ifadeleri şeklinde "sahadaki esas aktör futbolcudur ve onun sağlığına taraftar tarafından zarar verilemez" düşüncesinin propagandası ve adımları atılabilirdi. Ülkedeki şiddetin dindirilmesi ve şiddetin değil sporun güzelleşmesi ve özendirilmesi adına yapılabilir. Ama yapılmadı.

Tam aksine rakip olarak adlandırılan takımların mevcut ve eski futbolcusları, teknik direktörleri, başkanları, medyadaki yüzleri her gün her gün bu konuya o kadar çok girdi yapıyor ki Fenerbahçelilerin şu yukarıda yazdığım hislerini devamlı tetikliyorlar. Bunun gerçek mi sanrı mı karmaşasının baskısının net sonucu olarak Genel Kuruldan ligden çekilme kararı çıkacaktır! Bundan en ufak bir şüphem yok.

Peki Fenerbahçe taraftarının makul sayılabilecek normalleşme teklifi nedir? Örneğin bir Fenerbahçe taraftarı şunlar olursa devam edelim demiş,
📍Asgari Şartlar: 
📍TFF ve Kurullarının istifası ve seçim tarihinin belirlenmesi.
📍Kalan maçlarda yabancı hakem ve yurtdışı VAR uygulamasına geçilmesi.
📍1959 öncesi şampiyonluklarımızın tescili.
📍3 Temmuz zararlarımızın tazmini.

En basit soruyla neden kabul etsinler? Yoksa ligden çekiliriz. Peki çekilmemesi için bunlar yapılabilir mi? Birincisi asgari şartlar yapılamaz, ikincisi 59 öncesi şampiyonluklarla ilgili sezon başı komisyon sözü verilmişti, hala komisyon yok, üçüncüsü her kulübün böyle talebi olduğunda federasyon o kulübü memnun etmek zorunda mı? Diyelim ki bu 4 şart da kabul edildi, yine, hala birçok Fenerbahçe taraftarı hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanıyor.

Bu ülkenin birçok insanı ülkenin futboluna dair her türlü inancını kaybetmiş. Ne acı!

Fenerbahçe CAS davasından vazgeçmesi dönemin yöneticisi Ali Koç ve Fenerbahçe üzerinde çok büyük bir güven kaybı hissi yarattı. Bunun güven problemini her şekilde hissedecek olan Yönetim Kurulu, Genel Kurulun kararını uygulamaz ya da uygulayamazsa başta Ali Koç olmak üzere tüm Yönetim Kurulu ölçeğinde hele hele bir de şampiyonluk da gelmezse tüm Fenerbahçe camiası (başta taraftarları) yıllar boyunca unutulmayacak, dalga geçilecek, sürekli önlerine sürülecek, yüzlerine vurulacak bir durumla karşı karşıya kalacaklar.

Bu kadar uçlardaki bir durumdan dönüş nasıl olur bilemiyorum.

İşin garip tarafı bu gerçeklikten yoksun olan yüzlerce kişi de "hadi gidin" şeklinde dalga geçilen hashtag çalışmaları yapıyor. Hadi Fenerbahçelilerin gerçekleri/sanrıları var. Bu çekin giden diyenlerin ülkenin futbol ekonomisinden, ekosisteminden, yayın gelirinden, rekabetinden haberi yok zannedersem. Olur da Fenerbahçe ligden çekilirse Türk futbolu bir daha asla bu seviyeye gelemez. Bunu matematiksel olarak söylüyorum. Şöyle ki bir ülkedeki en az 10milyon futbol katılımcısını küstürüp, kızdırarak sistemin dışına itiyorsunuz. Bu kişilerin yılda sadece 1 lira harcaması demek futbol adı altında dönen 10 milyonun olmaması demek!

Ayrıca Fenerbahçe bir tarafa söylem/dedikodu/duyum haberciliği yapan twitter hesaplarının bugün itibariyle (22 Mart) şu tarzda twitleri görünmeye başladı, FIFA ve FIFPRO federasyonun kararını dikkatle takip ediyor. Bu olayda "futbolculara" ceza verilmesi durumunda zaten daha kısa bir süre hakeme şiddetle gündeme gelen ülkenin şimdi de futbolcuya şiddete "normalleştirmesinin" sonucunda yaptırım uygulayabileceğini söylüyorlar. 

Euro 2032 Türkiye ve İtalya ortaklığında düzenlenecek. Türkiye'deki 8 şehirde maçlar oynanacak. İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir, Konya, Antalya, Gaziantep ve Trabzon'dan statlar yer alıyor. Bu şehirlerden ikisinde bu sezon taraftar-futbolcu kavgası oldu, birinde de başkan hakemi yumrukladı ve tekmeledi. FIFA ve FIFPRO'dan sonra UEFA bu projeyi incelemeye almaz mı?

Şu da bir gerçek ki, ister alt lig/liglere düşsün isterse başka bir ülkenin federasyonuna katılsın tarihsel sorumluluğu bir tarafa Fenerbahçe'nin bu süreçten zarar görmeden çıkması imkansız. Ancak taraftar o kadar yorgun ki,
- Tarihinin en çok puan toplayan takımını,
- Tarihinin en yüksek yüzdeli maç kazanan takımını,
- Liderin 2 puan gerisindeki takımı,
- Konferans Ligindeki muhtemel yarı-final görecek takımı,
Her şeye rağmen bitirin diyor! Çekin diyor! İstemiyorum diyor! Bunun mantıklı bir tarafı yok. Zaten sürecin ilk anından bugüne Fenerbahçeli taraftarın aklı ve kalbindeki anlamı mantıkla açıklanamayacak duygusal bir çöküş ve vazgeçiş. 

Tabii ki bu zarardan ve çöküşten sadece Fenerbahçe etkilenmeyecek, belki de Fenerbahçe kadar Türk futbolu da etkilenecek. Nihayetinde bu zararın etkileri taraftarlık ve futboldan öte çok daha büyük gerçeklikler içeriyor.

Gerçeklikler ne olursa olsun Fenerbahçeliler artık kişisel maddi/manevi zararlarından o kadar yorgunlar ki bir tavır/duruş ile kendilerine yepyeni ve sakin bir sayfa açmak istiyorlar.

Herhalde Fenerbahçe Türk futbolundan ayrıldıktan sonra başta Galatasaray ve Trabzonspor olmak üzere birçok kulüp de "büyük huzura" erecektir. Tablo onu gösteriyor! E bu kadar paydaşı mutlu edecek bir adımsa Fenerbahçe'nin ligden çekilmesi, çekilsin öyleyse.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder