Sezon Başı
2023/24 sezonunu Galatasaray şampiyon olarak bitirince Şampiyonlar Ligine elemeden (bir eleme oynayarak) katılma hakkı kazandı.
Lig ikincisi Fenerbahçe ise Şampiyonlar Ligi'ne gidebilmek için üç eleme geçmesi gerekiyordu.
Lig üçüncüsü Trabzonspor Avrupa Ligine gidebilmek için üç eleme geçmeliydi.
Lig dördüncüsü Başakşehir ise 3 tur elemenin ardından ancak Konferans Ligi'ne gidebildi.
Türkiye Kupası'nı kazanarak Avrupa Ligi şansı elde eden Beşiktaş, sadece bir eleme oynayarak Avrupa Ligi'nde yer alacaktı.
Galatasaray
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi yolculuğunda geçmesi gereken tek bir rakibi vardı.
Kuralar çekildiğinde Young Boys eşleşmesine herkes çok sevinmişti. Çünkü en kolay rakip gelmişti. İsviçre'deki maçın ilk yarısı 2-0 Young Boys lehine bitince herkes şoka girmişti. Üstelik devre arasında Muslera da sakatlanıp çıkınca herkes maçın nasıl biteceğini endişeyle bekliyordu. Ancak devre arasında oyuna giren yeni transfer Michy Batshuayi 66 ve 72'de iki gol bolunca işte geri dönüş tamamlanmıştı! Fakat 86.dk'daki penaltı moralleri bozsa da nasıl olsa İstanbul'da bu kolay takım basitçe geçilecekti. Ancak ufak bir sorun vardı. İkinci sarı kartından kırmızı kart gören Abdülkerim Bardakçı İstanbul'daki maçta olamayacaktı.
Galatasaray maçlarına kadar Young Boys ligindeki 5 maçta da hiç kazanamamıştı. Üstelik üç defa da kaybetmişti.
İstanbul'daki maça Galatasaray taraftarının desteği ile her ne kadar hızlı başlasa da Young Boys kontraları ile korkutuyordu. Dakikalar 86'yı gösterirken skor hala 0-0'dı ve Galatasaray'ın en az bir gol bulması gerekiyordu. Fakat Young Boys'tu golü atan takım. Hatta bu gole sinirlenen Muslera gol sevincindeki genç rakibine tekme attığı için bir de direkt kırmızı kart görmüştü. Yani Avrupa Ligi'nde en az iki maç takımı ile olamayacaktı.
Kuralar çekildiğindeki hava tamamen tersine dönmüştü. En az zayıf kuradan Şampiyonlar Ligi'ne gidememek fazlasıyla sinir bozucuydu. Üstelik ligindeki 5 maçında da kazanamayan takıma karşı iki maçta da kırmızı kart görüp, iki maçta da kaybediliyordu. Ortada tek maç ile yaşanan bir şanssızlıktan öte iki maçlık bir kayıp başarısızlığı vardı.
Umutlar artık Avrupa Ligi'nde devam edecekti!
Fenerbahçe
Sezona çok erken açıklanan (2 Haziran) Mourinho ile başlıyordu Fenerbahçe! Dünya futbol tarihinin en özel isimlerinden Türkiye'de olacaktı artık. Üç Avrupa Kupası'nın da sahibi olan tek isimdi. O bir Special One'dı ve Fenerbahçe'nin hayallerini gerçekleştirecek isimdi. Ve tabii ki Special One'ın olması gereken yer Şampiyonlar Ligi'ydi ve bir an önce (2 haziran) hazırlıklar başlamalıydı. Ama Şampiyonlar Ligi elemesi için oynanan Lugano maçına (23 temmuz) çıkarken Special One'ın elindeki kadro Cenk Tosun hariç tamamen İsmail Kartal kadrosuydu. Hatta Krunic ve Kent ilk 11 başlıyordu. İlk maç deplasmanda 3-4 kazanıldı. Rövanş da İstanbul'da 2-1 kazanıldı.
Otobüs çekmekle meşhur isim bol goller izletiyordu ama önemli olan turu mu geçmekti? Kesinlikle... Yoksa savunmada aksama mı vardı?
Fenerbahçe kendi evinde baya baya iyi oynadığı maçta Lille'in muhteşem kalecisi Chevalier'i geçemiyordu. 85'den sonra Dzeko-En Nesyri ve Cenk Tosun sahadaydı. Artık tüm riskler alınmıştı. Ama bu sefer 90'da golü atan, kendi kalesine atan Lille'di. Maç uzatmalara gitmişti işte. Mourinho etkisi buydu. Derken dakika 109'da Lille bir de 10 kişi kalmıştı. Tamam öyleyse Olympiakos maçı sendromu yaşamadan yani penaltılara kalmadan bu maç bitirilmeliydi ama rakibe de tehlikeli duran top şansı verilmemeliydi. Derken olanlar 116. dakikada oldu! Lille'e faul şansı vermemek için yapılan mesafeli savunma David'in tek başına çektiği şutun ele gelmesi, VAR'dan penaltı uyarı ile gelen gol ve Şampiyonlar Ligi rüyasının sona ermesi anlamına geliyordu.
Trabzonspor
Trabzonspor'un Avrupa Ligi yolculuğu ile Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi yolculuğu benzer bir anlam taşıyordu. 3 tur geçilmesi gerekiyordu. Trabzonspor ilk turda Slovakya takımı Ruzemberok'u 1-0 ve 2-0 ile geçerek gol yememe konusunda umut vermişti ama çok da pozisyon vermişti.
Ardından Rapid Wienle eşleşildi. Pekala Trabzonspor'a göre daha zayıf bir takımdı. Geçilebilirdi. Geçilmeliydi. Ancak bu sefer 1-0 ve 2-0'lar ile kaybeden ve elenen Trabzonspor olmuştu. Verilen pozisyon sayısı, durağan oyun, sahaiçi müdahaleler Abdullah Avcı'nın suyunu ısıtıyordu.
Ancak Avrupa yolculuğu bitmemişti. Konferans Ligi elemesinin geçilmesi hem takım, hem ülke puanı hem de gelir açısından çok önemliydi. Bu sefer rakip St.Gallen'di. İsviçre'deki maç 0-0 bitmişti. Şimdi iç sahada kazanmak gerekiyordu. 1-1 ile penaltılara giden maçta turu geçen taraf İsviçre temsilcisiydi. Sezona 13 transfer ve 20milyon euro bonservis ödeyerek başlayan Trabzonspor, kadro değeri toplamı 50 milyon euro olan Rapid Wien ve toplam kadro değeri 31 milyon euro olan St.Gallen'e elenerek büyük bir hayal kırıklığı yaşatıyordu. Zaten sonrasındaki lig maçının ardından Abdullah Avcı ile yollar ayrıldı.
Başakşehir
Ligi 4.sırada bitiren Başakşehir de aynı Fenerbahçe ve Trabzonspor gibi üç eleme oynamalıydı.
Ama söz konusu Konferans Ligi olunca birinci turda San Marino takımı La Fiorita, sonraki turda Gürcistan temsilcisi Iberia 1999 ve son turda da İrlanda takımı St.Patricks toplam 6 maçta yenilen sadece 1 gol ile geçildi ve hedef artık Konferans Ligi'nde ilerlemekti.
Yenilen o 1 golün de San Marino takımından olması oldukça trajikti.
Beşiktaş
2023/24 sezonunu 6.sırada bitiren Beşiktaş'ın lig sıralamasındaki yerinden ziyade şampiyondan tam 46 puan geride sezonu tamamlaması fazla can sıkmıştı. Ama her şeye rağmen Serdar Topraktepe yönetiminde Türkiye Kupası finaline çıkılmıştı. Üstelik 89.dk'da Trabzonspor'da Pepe skoru 2-2 yapmış ama 90+'da Musrati 3-2 ile kupayı Beşiktaş'a getirmişti.
Yeni sezona Hollandalı teknik direktör Giovanni Van Bronckhorst ile başlandı. Ciro Immobile, Rafa Silva, Felix Uduokhai, Gabriel Paulista, Joao Mario ve Cher Ndour ile bonservis bedeli ödenmese bile yüksek maaş ve kiralık yabancı isimlerle umutlar tazelenmişti.
3 ağustosta Süper Kupa maçı ile açılışı yapan Beşiktaş, Galatasaray'ı 5-0 ile geçince büyük umut vermişti. Ardından oynanan 2 lig maçını da 2-0 ve 4-2 kazanarak Avrupa Ligi elemelerine odaklanacaktı.
Şampiyonlar Ligi elemelerinde Fenerbahçe'ye kaybeden Lugano, Avrupa Ligi eşleşmelerinde de Beşiktaş'a rakip olmuştu. İsviçre'deki ilk maç 3-3 bitince savunma kısmının soru işaretleri ile İstanbul'a geçildi. Fakat İstanbul'daki maç 5-1 kazanılınca 1 ayda oynanan 5 maçta 5 galibiyet 1 beraberlik, 1 kupa, atılan 19 gol vardı. Beşiktaş pırıl pırıl parlıyordu.
Avrupa Kuraları ve Lig Aşaması
Sezona 2 Şampiyonlar Ligi, 2 Avrupa Ligi, 1 Konferans Ligi olacak şekilde 5 takım ile başlanan Avrupa macerası henüz eylül ayında 3 Avrupa Ligi ve 1 Konferans Ligi olacak şekilde çok açıkça seviye düşerek başlamıştı. Bu 4 takımın da İstanbul'dan olması maç günleri, saatleri ve lig fikstürü konusunda şubat ayına kadar yaşanacak kaosların işaretiydi.
36 takımlı yeni formatta takımlar 4 ayrı torbada yer alıyordu. Bu torbalar takımların son 5 yılda topladığı puanlara göre belirlenmişti.
Her ne kadar takımların Avrupa'da elde ettiği puanlara göre torbalar belirlenmiş olsa da 4.torbada yer alan Athletic Bilbao, Hoffenheim, Nice ve Anderlecht gibi takımlar kimsenin eşleşmek istemeyeceği takımlardı.
Kuralar çekildiğinde takımlarımızın özellikle Hollandalı takımlarla eşleşmesi çok dikkat çekiyordu. Fenerbahçe AZ Alkmaar ve Twente, Galatasaray Ajax ve AZ Alkmaar, Beşiktaş da Twente ile oynayacaktı. Bunun yanında 4.torbanın en güçlü takımı Athletic Bilbao'nun hem Fenerbahçe hem de Beşiktaş ile oynayacak olması ama her iki maçın da İstanbul'da olması şans mıydı şanssızlık mıydı...
Kuralar çekildikten sonra yapay zeka üzerinden tahminler paylaşıldı. Acaba çekilen kuralar ve oluşturulan eşleşmeler "adil miydi"
Yukarıdaki görsel kuralar çekilir çekilmez eylül ayındaki "gelecek değerlendirmesi" iken aşağıdaki görsel ise 8 maçlık periyot bittikten sonra kimin en zor kurayı yaşadığını gösteren "geçmiş değerlendirmesi" olacaktır.
En zor kurayı çeken 12 takımdan 7'si yoluna devam ederken Porto'nun rakiplerinin topladığı 106 puan ile Lazio'nun rakiplerinin topladığı 68 puan arasındaki fark esasında her iki takımın rakiplerinin bu seneki form durumlarının karşılığı anlamına da geliyor. Yani Porto çok daha formdaki takımlara karşı mücadele etmesine rağmen yoluna devam edebiliyor. Ancak rakipleri çok formda olan Nice ise yoluna devam edemedi.
Kendi güç durumlarından bağımsız, dümdüz bir matematik ile bakılırsa bu 12 takımın zor kuralarda elenmesi beklenir. Ancak hem bütçe hem de kalite olarak örneğin RFS'nin bu seviyelerden çok uzak olması "sadece en kolay 34. kurayı" çekmesi ile devam edebileceği anlamına da gelemez. Bu çerçevede biraz da "kura zorluğunu anlayabilmek için" hangi takımın rakiplerinin bu sene kaç puan topladığına bakacağız. Burada örneğin Porto'nun rakiplerinin toplam 106 puan toplaması en zor kurayı yaşadığını bize göstermiş oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder