15 Kasım 2022 Salı

ABD / 2022 Dünya Kupası öncesi

1930 yılında ilk dünya kupasında yarı final oynayıp 3.olan ABD, 1934'de ise son 16'ya kalmayı başarmıştı. 1938 yılında Fransa'da düzenlenen Dünya Kupası'ndan çekilen, 1950'de Brezilya'da düzenlenen Dünya Kupası'nda ise 10. olan ABD, 1990'a kadar düzenlenen 9 Dünya Kupası'na da katılma hakkı elde edemedi.

ABD tarihindeki dönüm noktalarından biri, soccer'dan football'a geçiş aslında 1994'de ülkesinde düzenlenen Dünya Kupası ile başladı dersek yanlış yapmış olmayız. Bu turnuvaya hazırlanırken kurduğu yapılanma 2002'deki kupada çeyrek finali izletmişti. 1990'dan 2022 Katar'a kadar düzenlenen 9 Dünya Kupası'ndan sadece 2018 Rusya'ya katılma hakkı edemedi. Belki de katılmak istemedi. Aşağıdaki tablo sanki istemediğini anlatıyor bize...

Bu dönemde katıldığı 8 Dünya Kupası'nın 4'ünde gruplardan çıkmayı başardı. Ancak ne zamanki 2026 Dünya Kupası'nın ABD/Kanada/Meksika ortaklığından düzenleneceği açıklandı işte o zaman ABD, ulusal futbol ligini büyütmekten, genç ve yetenekli onlarca ismini Avrupa kulüplerinin altyapılarına göndererek, 2026'da final hatta şampiyonluk hedefini kendisine koydu.

Açıklanana 26 kişilik Dünya Kupası kadrosunda MLS'de oynayan oyuncu sayısı 5 iken, Avrupa'nın 5 büyük liginde yer alan isim sayısı ise 15!

Kuzey Amerika kıtasındaki 16 ülke tarafından 1963'den beri düzenlenen CONCACAF Altın Kupası'nı tarihine baktığımızda; 1963'den 1989'a kadar geçen 10 organizasyonda ABD'nin en büyük başarısı 1989'da yaşadığı 2.lik. Ancak 1991'den sonraki 16 organizasyonda, ABD, 7 şampiyonluk, 5 ikincilik elde etti. ABD'nin 1980lerin ortasında başlayan futbol dönüşümünün yansımaları aslında bunlar. 2022 Katar da bu planlamanın ikinci aşaması olacak. 

Fakat gelgelim 2022 Dünya Kupası CONCACAF elemeleri ABD açısından, son 30 yıla göre pek de parlak geçmedi. 14 maçta 7 galibiyet 3 mağlubiyet alırlarken, deplasmandaki 7 maçta sadece 1 galibiyet alabildiler. Eğer mart 2023'de evinde Panama'yı 5-1 ile geçmeseler ve puan kaybı yaşasalar belki de dünya kupasına dahi gidemeyebilirlerdi. 

Resmi maçlar bir tarafa hazirandan beri oynadıkları 4 hazırlık maçında Fas'ı 3-0 yenerlerken, S.Arabistan ve Uruguay'la 0-0 berabere kaldılar ve Japonya'ya 2-0 kaybettiler. Bu 4 maçlık periyotta o Avrupa'nın 5 büyük liginde yer alan 15 isimden beklentilerin çok uzağında performanslar izlendi. Hatta sadece bu 4 maçı dikkate alırsak, ABD'nin İngiltere, Galler, İran grubundan 0 puan 0 gol ile ayrılması kimseyi şaşırtmayacak. Öyle ki 2018'den ABD'yi çalıştıran teknik direktör Berhalter, Japonya ve Suudi Arabistan maçlarından sonra performanslarının altında kalan oyuncularının yaşattığı hayal kırıklığından bahsetti.

ABD'nin kadrosuna baktığımızda, kalede Matt Turner'ın oynaması bekleniyor, bu sene Arsenal ile 4'ü Avrupa Ligi maçı olmak üzere hiçbir Premier Lig maçına çıkmadan 9 karşılaşmada forma giydi.

Sağ bekte oynaması beklenen Sergino Dest, Milan'da her ne kadar 9 maçta forma giyse de 90 dk oynadığı maç sayısı sadece 1. ABD'nin en zayıf bölgesi olarak görülen stoper bölgesindeki ikilinin Zimmerman ve Long olması bekleniyor. Bu sene her ikisi de MLS'de 30'dan fazla maçta oynadı. Ayrıca o bölgede forma giyebilecek, Celtic'ten Carter-Vickers ve Genk'ten Mark McKenzie var. Sol bekte oynaması beklenen Fulham'dan Robinson bu sene 11 Premier Lig maçında forma giydi.

Ortasahanın merkezinde oynaması beklenen isimlerden Yunus Musah (19 yaşında), Valencia'da 11 maça,

McKennie (24 yaşında), Juventus'ta 16 maça,

Tyler Adams (23 yaşında), Leeds'te 13 maça çıktı.

Bu isimlerin oynadığı ligler ve maç sayılarına bakınca Dünya Kupası'na hazır olduklarını düşünebiliriz.

Hatta bu bölgede hücum gücü olarak Dortmund'dan 20 yaşındaki Giovanni Reyna, 16 maç,

Leeds'ten 22 yaşındaki Brenden Aaronson, 14 maç, ile dikkat çeken isimler.

Hücum yönüne bakarsak,

tabii ki ilk dikkatleri çeken isim Chelsea'den Christian Pulisic, ancak 24 yaşındaki ABD'li bu sene 18 defa formasını giydiği Chelsea'de 1 gol 2 asist ile oynadı,

İngiltere Championship takımlarından Norwich'te forma giyen 22 yaşındaki Sargent ise 19 maçta 8 gol ve 2 asistle oynadı.

Gerek santrafor gerekse de kanat forvet rolünde, kadroya çağrılan isimler,

Timothy Weah 22 yaşında,

Reyna 19 yaşında,

Aaranson 21 yaşında,

Pulisic 24 yaşında,

Tillman 20 yaşında,

Jordan Pefok 26 yaşında, (Union Berlin/18 maç, 4gol, 3asist)

Ricardo Pepi 19 yaşında

Josh Sargent 22 yaşında.

Hatta tüm kadrodaki en yaşlı isim 29 yaşındaki DeAndre Yedlin!

Gençlik ateşi Dünya Kupasına yeter mi...

ABD, turnuvaya Galler ile başlayacak. 1958'den beri ilk defa dünya kupasına katılan, AMA 2016 Avrupa Şampiyonası'nda yarı final, 2020'de son 16 yapan Galler'in tecrübeli ayakları, 2016'dan bu yana oynadığı turnuvalarda Portekiz'e 2-0 (yarı final), İtalya'ya 1-0 (Avrupa Şampiyonası grupları) ve son 16 Danimarka'ya 4-0 kaybetti. Aslında son 6 yıla baktığımızda (son Uluslar Ligini saymazsak) 6 yılda az kaybeden ve neslinin artık son dönemini taçlandırmak isteyen, tecrübeli bir takımla oynayacaklar. Galler'in yenileceğini düşünmüyorum. Olası bir mağlubiyet ABD'yi sarsacaktır.

Çünkü turnuvanın 2.maçı şampiyonluk adaylarından İngiltere ile...

Zaten bu 2 maçta olası 0 puan hele bir de 0 gol ile İran karşısına çıkarlarsa ve İran'ın da gruptan çıkma ihtimali belirirse, ABD'nin genç nesli için çok acı bir turnuva olabilir. Son 2 hazırlık maçı da bunu gösterdi doğrusu.

Belki bu genç kadrodan beklenen sadece bir Dünya Kupası neler oluyor'un tecrübe edilmesidir, kim bilir!

* Bu yazı hazırlanırken The Guardian gazetesinden alıntılar yapılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder