14 Kasım 2022 Pazartesi

İran / 2022 Dünya Kupası öncesi

2011 yılından 2019 yılına kadar çalıştırdığı İran (milli futbol takımı Team Melli olarak adlandırılıyor) ile, 2014 yılında Brezilya'daki Dünya Kupası'nda gruplardan 1 gol ve 1 puan ile elenen Carlos Queiroz'un İran'ı, 2015'de favorilerden biri olduğu Asya Kupası'na çeyrek finalde Irak'a penaltılar sonucu kaybederek veda etmişti. 2018'de Rusya'daki Dünya Kupası'nda ise Fas'ı 1-0 geçerken, İspanya'ya 1-0 kaybetmişler, son maçta her ne kadar 90.dk'da penaltıdan gol atarak Portekiz'le 1-1 berabere kalmış olsalar da 4 puanla veda etmişlerdi.

2019'da BAE'de düzenlenen Asya Kupası'nda yarı finale kadar gol yemeden ulaşmalarına rağmen, yarıfinalde Japonya'ya 3-0 kaybederek veda etmişlerdi ve sonrasında Queiroz, 97 maçın ardından İran'ın başından ayrılmıştı.

Queiroz sonrasında Hırvat Dragan Skocic ile çıktıkları Dünya Kupası Asya Elemeleri 2.turunda 8 maçta 6 galibiyet 2 mağlubiyet ile grup lideri olduktan sonra, 3.tur maçlarında da 10 maçta 8 galibiyet 1 mağlubiyet ile (sadece Güney Kore'yi yenemediler, ilk maç 1-1, ikinci 2-0) yine grubu lider bitirip doğrudan Dünya Kupası'na katılma hakkı kazandılar ve sonrasında yine Queiroz takımın başına geçti. 

Peki Skocic'le yollar neden ayrıldı? Bu sorunun net bir cevabı yok. Söylentilere göre takım içinde Mehdi Taremi'nin başını çektiği eski futbolcuların Skocic'i istemediği. Ya da Skocic'in Sardar Azmoun'u da bu konudan sorumlu görüp istemediği... Hatta Dünya Kupası kadrosu açıklanırken bile Azmoun olmayacak söylentisi oldukça ses getirmişti. Taremi'yle ilgili olan sorunun sonucunu ise geçen seneki Dünya Kupası elemelerinde kadro dışı kalması olarak görmüştük. Dedikodulara bakarsak, İran ve ABD aynı gruba düştükten sonra İran yönetimi konuyu milli mesele olarak görmeye başlıyor. Bu büyük mücadele öncesinde takım içerisinde bir bölünmüşlük istemiyor hatta takımın başında İranlı birinin olması gerektiğini belirtiyorlar. 

Gözler efsanevi futbolcu Ali Daei'ye dönüyor. Ali Daei ise bu görevi almak için doğru bir zaman olmadığını söylüyor. Aslında Ali Daei deyince şunu da söylemek gerekiyor, geçen sene Cristiano Ronaldo milli takımdaki gollerine devam edince, milli takımda 109 gol ile en çok gol atan isim olan Ali Daei'yi geçiyor. Ali Daei'nin İran'daki lakabı Shahriar yani Kral demek. Ancak bir kulüp başkanıyla yaşadığı tartışmadan sonra antrenörlük yapması 3 yıl yasaklandı ve ülkedeki protestoları desteklediği için de pasaportuna bir hafta el kondu. 

En nihayetinde bu görev için yarı-İranlı gördükleri Queiroz ile anlaşılıyor. Bu kadar kaosun içerisinde acaba grupta ne yapacaklar?

İran'ın başında önceki döneminde 97 maçta 60 galibiyet alan Queiroz'un 20 galibiyetinin skoru 1-0, 13 mağlubiyetinin 6'sının da skoru 1-0. Her ne kadar neredeyse tamamı Avrupa'da oynayan hücum oyuncularına sahip olsalar da Queiroz bunu tercih ediyor. Zaten ikinci görev zamanı Dünya Kupası öncesindeki hazırlık maçlarında da Nikaragua ve Uruguay'ı 1-0 yenerlerken, Senegal ile de 1-1 berabere kaldılar.

Queiroz bu 3 hazırlık maçında 4-1-4-1'i denedi. İlerideki oyuncu olarak Sardar Azmoun'u düşünüyor ancak sakatlık durumu olursa Mehdi Taremi ileride oynayacak. Azmoun iyi durumda olursa Taremi sol kanatta yer alacak. 

1998'den beri oynanan 6 dünya kupasının 4'üne katılan İran, hiçbirinde gruplardan çıkamadı. 

İran turnuvaya İngiltere maçı ile başlayacak. Southgate'in oyun tarzını da düşününce 0-0'a kitlenmesi oldukça muhtemel bir maç. Ancak burada en önemli konu Queiroz için vazgeçilmez olan isim, defansif ortasaha, Ezatolahi. Takımın defans ve ortasaha arasındaki bel kemiği olan isim. Mehdi Taremi, Alireza Jahanbakhsh ve Karim Ansarifard bile gol konusunda yeterince yetenekli isimler iken buraya bir de Sardar Azmoun katılırsa İngiltere maçından belki puan alabilirler hatta gol atabilirler.

İngiltere maçından ziyade İran için hedef maç Galler maçı olacaktır. 0-0 bitmesi çok muhtemel bir maç. Ancak Galler, özellikle Avrupa Şampiyonası'nda kontrollü oyunun ne olduğu Türkiye'ye karşı çok başarılı bir şekilde göstermişti. Maçın önemine istinaden gol atanın, kazanacağı ve çok sertleşeceği bir maç olacaktır.

Grubun son maçına gelirsek ise, İran açısından zaten şimdiden ABD maçı prestijden öte milli bir mesele. Eğer ABD maçına başlarken grupta çıkma şansları olursa çok absürt bir maç izleyebiliriz. Her iki takım da birbirine karşı futbol dışı müdahaleler yapabilir. Tabii bir de İran'dan Katar'a gidecek taraftarları da düşününce maçın atmosferi oldukça sıradışı olacaktır. Ancak futbol üzerinden konuşursak, ben İran'ın ABD'yi rahat geçeceğini düşünüyorum.

İran açısından en büyük sorun şu ki, 3-0 kaybettikleri Japonya yarıfinalinde de gözüktü bu. Eğer savunma düzenleri işlerse 1-0 geride olsalar bile oldukça kontrollü olabiliyorlar. 1-0 geride olmaktan bile çok rahatsız olmadıkları bir görüntü gösterebiliyorlar. Ancak elenme gibi bir durum söz konusu olunca disiplinleri tamamen kayboluyor. İşte o zaman ortaya ilginç hatalar ve garip skorlar çıkabilir. Ben bu tarz bir tavrı sadece ABD maçında göstermelerini bekliyorum. Ama Galler, ABD'yi yener, İngiltere de İran'ı yenerse. İran-Galler maçında Galler'in öne geçmesi demek İran'ın elenmesi anlamına gelecek, işte o zaman çok ilginç bir maç izleyebiliriz.


* Bu yazı hazırlanırken The Guardian gazetesinden alıntılar yapılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder