Bu durumda eğer Fenerbahçe Olağanüstü Genel Kurulu 2 nisan günü Yönetim Kuruluna yetkiyi verir vermez. Fenerbahçe Yönetim Kurulu da derhal karar aldığı takdirde ya da Genel Kurul kararına istinaden sadece 3 nisan günü oynanması beklenen Adana Demirspor maçından başlamak üzere sezonun kalanında 2 defa maça çıkmaması halinde bir alt lige düşürülmüş olacak.
Bu tabloda federasyon politik, siyasi, kavramsal (artık nasıl ifade ediliyorsa) iki hamle yapabilir,
1) TFF'nin sitesinde her ne kadar 3 nisan yazıyor olsa da Adana Demirspor maçını 2 nisana alabilir, (https://www.tff.org/Default.aspx?pageId=29&macId=249460)
2) Trabzonspor maçı sonrasında ceza alması muhtemel isimlerin cezalarının açıklanmasını Fenerbahçe Genel Kurulan göre verebilir. Gazeteci Candaş Tolga Işık'ın twitine göre de böyle olacağa benziyor.
Eğer madde 2 gerçekleşirse bu durumda Fenerbahçe taraftar gruplarında bazı temel fikir ayrılıkları ortaya çıkacak. Bu da kongre kararının ertelenmesi ya da çok geç karar alınmasına neden olabilir. Nedir peki bunlar?
- Neden mücadele etmiyoruz ve kaçıyoruz?
- Eğer amaç Türkiye'deki futbol düzeninden uzaklaşmak ise neden 2.lige düşüyoruz?
- 2.lige düşüp sonra 1.lige çıkınca ne kazanacağız?
- 8 maçın tamamını kazanırsak şampiyon oluruz, neden şampiyon olmayı düşünmüyoruz?
- Eğer Türkiye'deki futbol ortamından uzaklaşılacaksa neden Almanya'da, Belçika'da, Hollanda'da bir kulüp alıp ismini Fenerbahçe yapmayı düşünmüyoruz?
Bu düşüncedeki insanların fikirlerini olumlu ya da olumsuz olarak çok büyük değiştirecek etmenlerden biri Adana Demirspor maçı öncesinde eğer 6-7 futbolcuya 3-5 maç ceza verilmesi ve devamında Fenerbahçe'nin puan kaybetmesi muhtemel olacak.
Demirspor maçı kazanılsa bile sonrasında bir ay içerinde Süper Kupa (Şanlıurfa), Olympiakos (Pire), Karagümrük (Fatih), Olympiakos (İstanbul), Sivasspor (Sivas), Beşiktaş (Kadıköy) olmak üzere 7 maça çıkacak Fenerbahçe'nin kazanma ritmi yakalamış Galatasaray karşısında 6-7 futbolcusundan eksik bir haldeyken ilk puan kaybında bunu dile getirmesi bir duruş meselesi olarak değil yarıştan korkan, kaçan rakip şekline dönüşmüş olacak.
Aslında Fenerbahçe taraftarı ve yönetiminin bu şekilde konuşması ve düşünmesinin temel nedeni "cana kastedilmesi".
Örneğin Habertürk'te yazan Ahmet Selim Kul'un 22 Mart tarihli haberinde geçen ifadeye göre;
"Trabzon'da yaşanan şiddetten en çok etkilenen isimlerden olan Dominik Livakovic'in maçın ardından takımdan ayrılmak istediği öğrenildi. Fenerbahçe'nin file bekçisi Livakovic yaşanan olaylardan en çok etkilenen isimlerin başındaydı. Hırvat kaleci, ilk yarıdan itibaren yaşanan gerilimden çok etkilendi. Devre arasında takım arkadaşları tarafından sakinleştirilmeye çalışılan Livakovic'e ikinci yarıda ise daha fazla madde gelmeye başladı. Bu maddelerden birisi sakatlandığı esnada çenesine isabet eden Livakovic'e maç sonu ise soyunma odasına giden yumruk atıldı. Yaşadığı şok daha da artan Livakovic'in uzun süre kendine gelmekte zorlandığı öğrenilirken sağlık ekibi de müdahalede bulundu. Soyunma odasında ailesi ile telefonla konuşan Livakovic, sonrasında güçlükle sakinleşti."
Bir de tüm bunlardan bağımsız A Spor'a konuşan spor hukukçusu Anıl Dinçer şunları söylüyor:
"TFF’yle imzalanan taahhütname “Türkiye Futbol Federasyonu tarafından her sezon başında kulüplere imzalatılan bir taahhütname bulunmakta. İlgili taahhütnameye göre, kulüplerin TFF’nin regülasyonlarına ve kararlarına uyması zorunlu. Taahhütlere aykırı hareket eden kulüplerin tescilinin iptal edileceği ve müsabakalara iştirak ettirilmeyebileceği yazmakta. Tüm yetki TFF’de. Bu nedenle, her ne kadar olmayacağını düşünsem de konu lisans iptaline ve amatör lige düşürülmeye kadar gidebilir. Lisans iptali gibi ciddi bir karar olmazsa, ligden çekilmesi durumunda Fenerbahçe önümüzdeki sezon bir alt ligde mücadele edecektir.”
TFF Kulüp Lisans ve Finansal Fair-Play Talimatı ve UEFA Kulüp Lisans Talimatı TFF’nin Kulüp Lisans Talimatı’nın 16. maddesine göre, UEFA kulüp müsabakalarına katılmaya hak kazanan kulüplerin TFF tarafından verilen UEFA Kulüp Lisansı’nı alması zorunludur. Madde 19’da da lisansın geri alınması düzenlenmiş. Lisans sahibinin başvuru sırasında aranan şartlardan birini yitirmesi veya talimatlara aykırı davranması durumunda verilen lisans geri alınabilir.
Bu durumda TFF, UEFA’yı bilgilendirmek zorunda. Ardından, UEFA nihai kararı verecektir. Ligden çekilme kararı sonrasında, UEFA kulüp lisansı TFF tarafından geri alınıp UEFA bilgilendirilirse, UEFA ilerleyen müsabakalar için Fenerbahçe’yi Konferans Ligi’nden men edebilir. UEFA Lisans Talimatı 59. Maddeye göre, kulübün yerel federasyonun müsabakalarında oynaması gerekiyor. Ligden çekilme bu duruma engel olabilir ve lisansın geri alınması noktasında temel nedenlerden biri olabilir. Ancak federasyonun, UEFA Lisansı’nı iptal etmesi de uzak bir senaryo.”
Anıl Dinçer'in bahsettiği UEFA lisansı durumunu çözmek için Fenerbahçe Yönetim Kurulunun Avrupa'da devam ettiği süre boyunca bu durumu "maçlara u19 kadrosu" ile devam edeceği ya da Anıl Dinçer'in dediği gibi sadece 2 maça çıkmayıp alt lige düşecek ve sonrasındaki maçlara çıkacak.
Trabzonspor maçından sonraki ilk spor karşılaşması olan 30 marttaki Euroleague Erkekler 30.hafta mücadelesinde Ataşehir'deki Fenerbahçe taraftarının astığı pankart da aslında taraftarın "futboldan vazgeçilmesine" ne kadar istekli olduğunu gösteriyor.
Peki tüzükler, talimatlar, hırslar, duygular bu kadar yoğun iken gerçekten
Fenerbahçe ligden çekilebilir mi? Taraftar psikolojisine bakarak söylersem, çekildi bile!
Ancak söz konusu Fenerbahçe ve Türk futbolu olunca ister istemez insanın aklına ilk olarak Nihat Genç'in söyledikleri geliyor.
Duygusal yorumlar tepkiler bir tarafa 3 Temmuz şike sürecinde iddia edilen bir durum vardı. Fenerbahçe neden üst mahkemeye itiraz etmedi. Olayı çok kısa bir şekilde özetlersek Fenerbahçe'nin 3 Temmuz Şike Süresi/Kumpas Davası olarak (artık her taraftar kendine göre adlandırıyor maalesef) söylenen konuda UEFA'nın sitesindeki ifadeler bazı yerlerde ban, bazı yerlerde suspension, bazı yerlerde de ineligibility olarak geçiyor.
ineligibility: - herhangi bir makam için yeterli niteliklere sahip olmama,
- seçilebilme özelliğinde olmama,
Aslında burada bahsedilen konu CAS yani davanın devam ettiği ancak uygun olmadığı durumuydu. Çünkü Fenerbahçe Türkiye'deki davanın delilleri, delillerin elde edilmesi, sonuçları ve yansımaları dahilinde "spor müsabakasının sonucuna mühadale edilmedi" tezini savunmaktaydı. UEFA'nın kararı sonrasında Fenerbahçe Uluslararası Spor Mahkemesine gitti. CAS bu gerekçeli kararında UEFA'nın şike ve teşvik nedeniyle suç tespit ettiği 8 karşılaşmanın 4'ü konusunda ise Fenerbahçe'ye herhangi bir ceza verilemeyeceği vurgusu yaparken sarı-lacivertlileri 4 karşılaşmada şikeye teşebbüsten suçlu buldu. Aslında bunun anlamı şuydu, teşebbüs var ama sonucu etkilemedi. 28 Ağustos 2013'de verilen ama gerekçesinin yazılmasının tam 8 ayı bulan CAS'ın gerekçeli kararı hakem heyeti tarafından imzalanarak ilgili makamlara gönderilirken Fenerbahçe'nin bu kararın gelmesiyle birlikte İsviçre Federal Mahkemesi'ne itiraz edeceği öğrenildi.
Fakat sonrasında Fenerbahçe bu itirazdan vazgeçti. Neden? Neden geri çektiği konusunda biri 2013 diğeri de 2022'de olan iki haber linki aşağıya koyuyorum.
Bu linklerde bahsedilen durum şu Fenerbahçe eğer CAS'taki davasını çekerse Euro2020 Türkiye'ye verilecek şeklinde TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve UEFA yöneticisi Şenes Erzik'in sözleri ve iknası. Yani ülke menfaati için susmalısınız anlaşması. Fakat covid pandemisinden dolayı Euro2020 Türkiye'ye verilmediği gibi 2021 yılında 11 ayrı ülkede ve 11 ayrı şehirde oynandı. Hatta bunların arasında Azerbaycan ve Rusya da vardı. Ama Türkiye yoktu. İşte bu sebepten dolayı Fenerbahçe TFF'ye tazminat davası açtı. Kendi davasında kandırıldığını ve bunun halının altına süpürüldüğünü düşündü. Bu davanın bir sonraki mahkemesi de 16 Nisan 2024'te görülecek.
SONUÇ
Olayın üzerinden hemen hemen bir hafta geçti. Bu bir haftalık süreçteki olayları aşağı yukarı toparlarsam,
Fenerbahçe tarafı,
📍Şike sürecinden bu yana Fenerbahçe'nin maddi, manevi, şampiyonluk yaşaması, onore edilmesi, dalga geçilmesi gibi durumlarda yalnız bırakılması bir yana dışlanarak cezalandırıldığı,
📍TFF üzerinden bazı takımlar kollanırken özellikle Fenerbahçe'nin Fenerbahçe olduğu için cezalandırılması,
📍Trabzonspor maçından sonra basın mensupları dahil büyük bir grubun olayı iki tarafın da suçu varmış gibi göstermeye çalışıp Fenerbahçe'yi de suçlaması,
📍Sevinç gösterilerinden başlayarak yurtiçi ve yurtdışı dahil onlarca benzer örnekten aykırı olarak "saha içinde iki grubun kavga ettiği" şeklinde gösterilmesi,
📍Fenerbahçe'nin 9 yıldır şampiyon olamamasının tek sebebinin kulübün başarısızlığı, beceriksizliği, iş bilmezliği olduğu inancının artık yıkılıp bunu yerine "bizi şampiyon yapmıyorlar, yapmayacaklar" düşüncesinin yerleşmesi,
📍Hakem kararlarında Fenerbahçe'nin şampiyonluk rakibi kim olursa olsun Trabzonspor, Galatasaray, Başakşehir... onun ekstra desteklenmesi,
📍Trabzonspor maçı sonrasında hiçbir kulübün, gazetenin, tv'nin, siyasetçinin ama'sız, fakat'sız, lakin'siz geçmiş olsun dememesinin verdiği yalnızlık hissi,
📍Trabzonspor maçındaki FB-TS şeklindeki iki taraftan birinin saldıran, diğerinin saldırılan olan düşünülen durumda olaydan bağımsız 3.kişiler ve gruplar taraftan saldırıya uğrayanın (Fenerbahçe'nin) "suçlu gösterilmesi",
📍Şampiyonluk rakibi Galatasaray'ın sosyal medyayı, hakemleri, federasyonu kendi lehine manipüle ettiğini düşünmesi,
📍Şampiyonluk rakibi Galatasaray'ın GS kaybettiğinde bambaşka, FB kaybettiğinde bambaşka konuşması ve bunun basın tarafından desteklenmesi,
📍Son 5 yılda Avrupa'dan en fazla ülke puanı kazanan Türk takımın her şeye rağmen şampiyon olamaması için ekstra çabalara girildiği düşüncesi,
📍Şampiyonluk gelmediği için Avrupa'da Şampiyonlar Ligi'ne başkasının özellikle iteklenerek götürüldüğü fikri,
📍Rakibinin imaj hakları ile oyuncu transferi konusunda limitleri değiştirdiğinin düşünülmesi,
📍Otobüs kurşunlanma olayının failinin bulunmaması,
📍Otobüs kurşunlanma olayında cana kastedenlerin yine bir kez daha bıçakla ve mızrak uçlu korner direği ile "futbolcuların" canına kastedilmesi,
📍Suudi Arabistan'daki Süper Kupa iptalinin tek sorumlusunun Fenerbahçe olduğu şeklinde devlete şikayet edilmesi ve sorumlu tutulması,
📍Rakiplerin (özellikle Pendikspor) özellikle Fenerbahçe'ye karşı artniyetli ve sakatlayıcı bir şekilde oynaması,
📍Şampiyonluk rakiplerinin oyuncularına gösterilen kart ve faul töleransının çok yüksek olması ama Fenerbahçe'ye düşük olması,
📍Şampiyonluk rakibi takımın eski oyuncularının akılları ve kalpleri arasındaki çelişkinin açıkça dile getirilmesi,
📍Alt yaş antrenörleri ve Semih Kılıçsoy örneğindeki gibi federasyonun ve milli takımların menajerler ve lobiler üzerinden dizayn edilmesi ve bu dizaynın Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı tamamen yok sayması ve küçük düşürmesi.
Yukarıda bahsedilen duygu ve düşüncelerin tamamı sosyal medya ortalamasındaki taraftarların düşünceleridir! Bunlar, nereden nasıl baktığınıza göre mantıklı ya da saçma, kabul edilebilir ya da "boş" ifade edeceği söylemler.
Ancak Fenerbahçeliler bunları hissediyor ve yaşıyor. Bu hisler ve yaşanmışlıkların dozu 1 haftada pekala dinebilirdi. Pekala hayat normalleşip FIFA Başkanı ve FIFPRO'nun ifadeleri şeklinde "sahadaki esas aktör futbolcudur ve onun sağlığına taraftar tarafından zarar verilemez" düşüncesinin propagandası ve adımları atılabilirdi. Ülkedeki şiddetin dindirilmesi ve şiddetin değil sporun güzelleşmesi ve özendirilmesi adına yapılabilir. Ama yapılmadı.
Tam aksine rakip olarak adlandırılan takımların mevcut ve eski futbolcusları, teknik direktörleri, başkanları, medyadaki yüzleri her gün her gün bu konuya o kadar çok girdi yapıyor ki Fenerbahçelilerin şu yukarıda yazdığım hislerini devamlı tetikliyorlar. Bunun gerçek mi sanrı mı karmaşasının baskısının net sonucu olarak Genel Kuruldan ligden çekilme kararı çıkacaktır! Bundan en ufak bir şüphem yok.
Peki Fenerbahçe taraftarının makul sayılabilecek normalleşme teklifi nedir? Örneğin bir Fenerbahçe taraftarı şunlar olursa devam edelim demiş,
📍Asgari Şartlar:
📍TFF ve Kurullarının istifası ve seçim tarihinin belirlenmesi.
📍Kalan maçlarda yabancı hakem ve yurtdışı VAR uygulamasına geçilmesi.
📍1959 öncesi şampiyonluklarımızın tescili.
📍3 Temmuz zararlarımızın tazmini.
En basit soruyla neden kabul etsinler? Yoksa ligden çekiliriz. Peki çekilmemesi için bunlar yapılabilir mi? Birincisi asgari şartlar yapılamaz, ikincisi 59 öncesi şampiyonluklarla ilgili sezon başı komisyon sözü verilmişti, hala komisyon yok, üçüncüsü her kulübün böyle talebi olduğunda federasyon o kulübü memnun etmek zorunda mı? Diyelim ki bu 4 şart da kabul edildi, yine, hala birçok Fenerbahçe taraftarı hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanıyor.
Bu ülkenin birçok insanı ülkenin futboluna dair her türlü inancını kaybetmiş. Ne acı!
Fenerbahçe CAS davasından vazgeçmesi dönemin yöneticisi Ali Koç ve Fenerbahçe üzerinde çok büyük bir güven kaybı hissi yarattı. Bunun güven problemini her şekilde hissedecek olan Yönetim Kurulu, Genel Kurulun kararını uygulamaz ya da uygulayamazsa başta Ali Koç olmak üzere tüm Yönetim Kurulu ölçeğinde hele hele bir de şampiyonluk da gelmezse tüm Fenerbahçe camiası (başta taraftarları) yıllar boyunca unutulmayacak, dalga geçilecek, sürekli önlerine sürülecek, yüzlerine vurulacak bir durumla karşı karşıya kalacaklar.
Bu kadar uçlardaki bir durumdan dönüş nasıl olur bilemiyorum.
İşin garip tarafı bu gerçeklikten yoksun olan yüzlerce kişi de "hadi gidin" şeklinde dalga geçilen hashtag çalışmaları yapıyor. Hadi Fenerbahçelilerin gerçekleri/sanrıları var. Bu çekin giden diyenlerin ülkenin futbol ekonomisinden, ekosisteminden, yayın gelirinden, rekabetinden haberi yok zannedersem. Olur da Fenerbahçe ligden çekilirse Türk futbolu bir daha asla bu seviyeye gelemez. Bunu matematiksel olarak söylüyorum. Şöyle ki bir ülkedeki en az 10milyon futbol katılımcısını küstürüp, kızdırarak sistemin dışına itiyorsunuz. Bu kişilerin yılda sadece 1 lira harcaması demek futbol adı altında dönen 10 milyonun olmaması demek!
Ayrıca Fenerbahçe bir tarafa söylem/dedikodu/duyum haberciliği yapan twitter hesaplarının bugün itibariyle (22 Mart) şu tarzda twitleri görünmeye başladı, FIFA ve FIFPRO federasyonun kararını dikkatle takip ediyor. Bu olayda "futbolculara" ceza verilmesi durumunda zaten daha kısa bir süre hakeme şiddetle gündeme gelen ülkenin şimdi de futbolcuya şiddete "normalleştirmesinin" sonucunda yaptırım uygulayabileceğini söylüyorlar.
Euro 2032 Türkiye ve İtalya ortaklığında düzenlenecek. Türkiye'deki 8 şehirde maçlar oynanacak. İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir, Konya, Antalya, Gaziantep ve Trabzon'dan statlar yer alıyor. Bu şehirlerden ikisinde bu sezon taraftar-futbolcu kavgası oldu, birinde de başkan hakemi yumrukladı ve tekmeledi. FIFA ve FIFPRO'dan sonra UEFA bu projeyi incelemeye almaz mı?
Şu da bir gerçek ki, ister alt lig/liglere düşsün isterse başka bir ülkenin federasyonuna katılsın tarihsel sorumluluğu bir tarafa Fenerbahçe'nin bu süreçten zarar görmeden çıkması imkansız. Ancak taraftar o kadar yorgun ki,
- Tarihinin en çok puan toplayan takımını,
- Tarihinin en yüksek yüzdeli maç kazanan takımını,
- Liderin 2 puan gerisindeki takımı,
- Konferans Ligindeki muhtemel yarı-final görecek takımı,
Her şeye rağmen bitirin diyor! Çekin diyor! İstemiyorum diyor! Bunun mantıklı bir tarafı yok. Zaten sürecin ilk anından bugüne Fenerbahçeli taraftarın aklı ve kalbindeki anlamı mantıkla açıklanamayacak duygusal bir çöküş ve vazgeçiş.
Tabii ki bu zarardan ve çöküşten sadece Fenerbahçe etkilenmeyecek, belki de Fenerbahçe kadar Türk futbolu da etkilenecek. Nihayetinde bu zararın etkileri taraftarlık ve futboldan öte çok daha büyük gerçeklikler içeriyor.
Gerçeklikler ne olursa olsun Fenerbahçeliler artık kişisel maddi/manevi zararlarından o kadar yorgunlar ki bir tavır/duruş ile kendilerine yepyeni ve sakin bir sayfa açmak istiyorlar.
Herhalde Fenerbahçe Türk futbolundan ayrıldıktan sonra başta Galatasaray ve Trabzonspor olmak üzere birçok kulüp de "büyük huzura" erecektir. Tablo onu gösteriyor! E bu kadar paydaşı mutlu edecek bir adımsa Fenerbahçe'nin ligden çekilmesi, çekilsin öyleyse.